Herkese selam... Bebek adımlarıyla başladığım yolculuğuma hoşgeldiniz. Öncelikle kitabım yetişkin sahneleri olan bir kitap o yüzden rahatsız olmamanız adına başlamadan belirtmek istedim. Onun dışında ise ne mi?
Hadi hemen başlayalım...
Lütfen yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin🔥
🔥
Gözlerimi açtığım bu sıkıcı dünyada, her şeyin aslında tam da bugün bir saat sonra sonsuza kadar değişebileceğini bilemezdim. Hem de her şeyiyle. Aslında biraz düşünüldüğünde bugünün çok önemli olması gerekiyordu benim için ama her zaman olduğu gibi babam denilecek o Murat bozuntusu yüzünden heveslerimle birlikte dün gece ayak bileğimde kırılmış olabilirdi. Bunu düşünecek vaktim yok diye geçirdim içimden. Her zaman olduğu gibi fiziksel acıların umurumda olmadığı saatler içindeydim. Bilahare olurda yürüyemezsem doktor işini anca o zaman düşünecektim.
Geçmek bilmeyen o bir saatin ardından sonunda elimdeki yıllanmış, zor bela internete giren android telefonu, bininci açıp kapatışımdan sonra sonucu gördüm. Gördüm ama hayal mi, gerçek mi diye düşünürken olmadık zamanların olmadık insanı kıvırcığım, biriciğim Damla tabi ki bu anı bozup beni arayacaktı. Ne kadar meşgule atmak istesem de bunun bir etkisi olmayacağını, beni taciz etmeyi bırakmayacağını biliyordum. Telefonu elime almamla tabi ki çığlığını duymam bir oldu. Tez canlılığıyla benden önce benim sonucuma bakmıştı.
"Gidiyoruzzzzzz.... İnanabiliyor musun sonunda bu sikik yerden kurtuluyoruz." tiz sesi kulaklarımı tırmalasa da doğruydu. Hayatımın buraya kadar olan kısmıyla ve bu cehennem şehirle işim bitmişti sonunda. Her gece ayyaş bir adamla ki bu adam babam bile olsa uğraşmaktan bıkmıştım.
Ben bu düşüncelere dalarken o cırt sesiyle bağırmaya devam ediyordu Damla.
"Sadece iki ay. İki ay sonra bu iki kız İstanbul yolcusu." şaşkınlığım hala geçmemişti. Evet sonucumu görmüştüm. Üniversite sınavı sıralamasında 13.ydüm ama gerçek mi, yoksa bir rüyada mıyım bilemiyordum. Bu durumdan beni uyandıran gene Damla oldu.
"Hey bir cevap versene." bağırtısı kulağıma ulaşınca gerçekten başardığımı anladım. İlk cümlem ağzımdan döküldü.
"Bitti." gerçekten de bitmişti. Sonunda bu şehirden de her gece rakısının yanına beni meze yapan babam denecek o adamdan da kurtuluyordum. Ben bu düşüncelere dalmışken beni daldığım yerden gene canım dostum çıkarmıştı. Ne dediğimi anlayamadığından olsa gerek "Ne bitti kızım ne diyorsun Allah için ya?" ince sesiyle cırlamaya başlamıştı bile.
Kendimi toparladım ve her zamanki gibi hiçbir şeyi umursamayan o soğuk kıza geri döndüm.
"Gördüm gördüm. Ben gidiyorum da sen nasıl geliyorsun? Hani kötü geçmişti senin sınavın kıvırcık hanım?" diyebildim. Sınavdan sonra yatak döşek ağladığı o günü unutmadım tabi ki daha. Günümüzün içine etmişti kötü geçti sınavım diye. Her zamanki drama kraliçesi işte.
"Bende öyle sanıyordum, tabi bir sen değilim ama benden kurtulamıyorsun. 3850. oldu bu bir tanecik güzelliğin." kendini beğenmiş tavrın bu dünyada tek yakıştığı insan olarak gene beni güldürmeyi başardı. Sınav için zaten boşuna ağladığını biliyordum ama bunu ona anlatamamıştım.
"Hiç fena sayılmaz kıvırcık. Başardık desene." cümlemi bitirmemle birlikte bir sesle yerimden sıçradım. Tam o anda kapı çaldı. Babamın uyanmamasını dileyerek, parmak ucunda koşup kapıyı açtım. Kıvırcık tam karşımda, sırıtarak bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİ GÖRDÜM +18
RomanceYa yanağımdaki yaşı silmesine izin verecektim ya da arkamı dönüp çekip gidecektim. Her bir hücrem onu özlüyordu. Onu arzuluyordu. Bilmediğim bir çok hissi bana yaşatan o esmer adam. Güzel ellerini vücudumun her yerinde düşünürken bile yanaklar...