Bölüm 13 "KORKUSUZ"

64 29 0
                                    

      Behiye Teyze'yle konuşmamızın ardından telefonu kapatıp, olan biten her şeyi Damla'ya anlattığımda gözümden bir damla dahi yaş akmadı. Bir kız olarak babamın yerinin bende ayrı olması gerekirken, ben hapiste çürüyecek babam adına hiçbir şey hissetmiyorum. Bunun sorumlusu ben değildim.

     Daha küçücük bir kız çocuğuyken bile, bilincin kapanmasına sebep olacak kadar dayaktan sonra bazı şeyler sizi hissizleştiriyor. Birkaç duygunuzu o bilinç duvarlarının altına gömüyorsunuz. Sonra da olan biten şeylerin etkisi olmuyor işte böyle. Tek sıkıntı, olurda o duvarlar yıkılırsa, altına gömdüğüm geçmiş karanlığımın, bugünümü de karartmasıydı.

      "Özüm sana bir şey sorabilir miyim?"

      "Sor Kıvırcık."

      "İyi misin? Ama gerçekten soruyorum. Ben senin dostunum. Biliyorsun."

     "İyiyim merak etme canım benim." derken onu kollarıma aldım ve sıkıca sarıldım. Benim için endişelendiği her halinden belli. Damla benim gibi olayların üstesinden gelmede iyi değil. Beni de kendisi gibi zannediyor sürekli endişeleniyordu.

     "Hem de çok iyiyim Damla. Biliyorsun hatta belki tek sen biliyorsun. Hiçbir zaman beni sevmedi. Benim onu sevmeme de izin vermedi. Her şey bambaşka olabilirdi ama o bunu seçmedi. Hak ettiğini yaşayacak. Tek başına."

     "Biz senin aileniz. Sana yeteriz güzelliğim benim" derken o sıcacık nefesi boynumdaydı. Kız kardeşim değildi belki ama kız kardeşimdi.



*******



     Peri masalı gibi başlayan gecem, kül kedisine dönmemle son bulmuştu resmen. Şükretmek boynumun borcu evet ama insan demeden de geçemiyor. Neden, belki de hayatımın en güzel akşamında bunlar başıma geldi ki. Ne kadar nefret ederseniz edin ne kadar inkâr ederseniz edin babanız aynı gecede hem ameliyata girip, aynı anda katil olduğu zaman kına yakmak çok da çözüm olmuyor. Keşke olsa ama üzgünüm. Beynimde gereksiz de olsa yer kaplaması uykumu kaçırmama yetmişti.

     Benim güzel Kıvırcığım ise dayanamayıp uyumuştu. Beni Ayaz ile yemeğe gönderdiği an benim kadar sevinmişti neredeyse. Canım kardeşim benim.

     Bu gece iyice canım sıkılmıştı. Olan olaylar yetmiyormuş gibi bir de Damla'ya karşı vicdan azabı çekiyordum. O benim için sadece mutlu olmam için uğraşırken ben onun yerine karar vermiş, yan dairemizdeki Ayaz'ın arkadaşından bile bahsetmemiştim. Ona haksızlık ediyordum. Onun adına kararlar vermem asla doğru değildi. Bu konuyu da en yakın zamanda onunla konuşmam gerekiyor diye düşünürken telefonumun ışığı yandı. Mesaj Ayaz'dandı. Heyecanla açtım.

     "Umarım gecen güzel geçmiştir..."

      Yazdığı tek mesajla bile beni bu kadar etkileyen bir adamdı işte Ayaz Yıldırım. Ama bu okyanusa açılıp rotamı kaybetmekten çok korkuyorum. Deniz bile görmemiş kızken, bir anda okyanusun ortasında bulmuş gibi hissediyorum kendimi. Deli gibi korkarken, bir o kadar da keyif alıyorum. İyice dengem şaştı.

     "Her şey harikaydı Ayaz. Teşekkür ederim." Resmi bir mesajdı ama kaybettiğim dengemi ona tutunarak bulmak istemiyordum. Ruh halimi tamamen çözmesi gerekmez. Ayrıca ona karşı hissettiklerimin de hepsini hissetmesine gerek yok. Kendimi tutabildiğim kadar tutmaya devam, sonrasını sonra düşünürüm.

     "2 gün sonra okullar açılıyor ve seni anladığım kadarıyla okullar açılınca sık görmem mümkün olmayacak. Lütfen yarın da görüşelim. Nerde, ne kadar olursa olsun fark etmez."

ATEŞİ GÖRDÜM +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin