Özüm
Duştan çıktığım da Damla da annesiyle görüşmeyi bitirmiş bana anlatacak şeyleri var gibi bakıyordu. Yolunda olmayan bir şeyler var gibi duran bu bakışın arkasından yanıma yanaşıp "Özüm baban hala yoğun bakımdaymış. Vücudu enfeksiyonla savaşıyormuş. Durumu kritik demişler abime. İstersen gidebiliriz." dediğinde neye uğradığımı şaşırdım. Ne yani hem katil oldu, şimdide ölümle mi savaşıyordu. Beni bu kadar üzmeye hakkı yok bu adamın artık yeter.
Bu duruma üzülmem sanıyordum. Etkilenmem. Ama hapse gireceği gerçeğiyle, ölüm döşeğinde olduğu gerçeği farklı şeyler. O göz yaşımdan tek bir damla hak etmezken, isteğimden bağımsız yanağıma bir damla süzüldü. Damla yanıma gelip kollarının arasına aldı beni. Hıçkırarak ağlamak gelse de içimden buna mâni oldum. Hak ettiği asla daha fazlası olamaz. Bana kalsa bu damla bile onun için fazlaydı ama kalbim yönetilemiyor, kurallarıma uymuyordu.
"Damla o adamın ölmesi ya da hapse girmesi benim sorunum değil. Artık kendi başına. Lütfen annenle abine de söyle ilgilenmesinler." deyip hiçbir şey olmamış gibi arkamı dönüp odama gittim. Bornozumdan kurtulup üstümü giyindim. Bu gece çıkacak moralim kalmadı ama Ayaz'a ne demem gerektiğini de bilmiyorum. En iyisi arayıp iptal etmek diye düşündüğüm için telefonu elime aldım.
"İlk telefon konuşmamızı yapıyoruz demek." telefonu gülerek açtığı sesinden o kadar anlaşılıyordu ki. Demek ki sorun her neyse o halledebildi diye geçirdim içimden. Keşke benim de halledilebilecek sorunlarım olsa.
"O zaman ilklerimize yenisi eklendiği için kadeh kaldıralım." diye sesime biraz da olsa neşe eklemeye çalıştım ama o kadar yapay durmuş olmalı ki "sesin farklı şeyler söylüyor iyi misin?" diye cevap verdi Ayaz. Onun da sesi birden değişti. "Sesimden hemen anlayacak kadar beni tanımış olamazsın yok artık." deyip, sesime biraz da alay ekleyerek, olayın önemli olmadığı konusunda onu ikna etmem gerekiyordu. Babamı ve beraberinde getirdiği kaosu ona anlatmak gibi bir niyetim yok çünkü.
"Seninle ilgili olan her şeyde çok dikkatliyim diyelim sincap."
"Sincap ufaklıktan çok daha iyi, buna alışabilirim galiba. Neyse önemli bir şey yok. Biz kızları biliyorsun fazla dramatik olabiliyoruz. Ama senden bir şey isteyeceğim. Üzülerek ama mecburum. Bugün eğlenme havamda değilim. Buluşma işini başka bir zamana ertelesek." aklım istemesem de babamdaydı. Bu halde eğlence ortamına ayak uydurabileceğimi düşünmüyorum.
"Özüm seni görmek istiyorum. Eğlenmek zorunda değiliz. Sadece bırak yanında olayım." bu adam beni delirtiyor. Nasıl hayır diyebilirim ki.
"Peki. Ama dalgın olursam üzerine alınmak yok şimdiden söyleyeyim. Sadece gidip bir yerlere oturalım. Hem belki kafam dağılır biraz."
"Kafanı dağıtma konusuyla gün boyu, bizzat ilgileneceğim emin olabilirsin." cümlenin altındaki ima o kadar netti ki. Bir an arabadan indikten sonraki o yakınlaşmamız aklıma geldi. Tüylerim anında diken diken oldu. Kafa dağıtma konusunda, telefondan bile başarılı olabilen bu yakışıklı adam yanıma geldiğinde kim bilir aklımı başımdan ne şekilde alır.
"Hiçbir şüphemin olmadığından emin olabilirsin." çoktan sesim kıkırtıya dönmüştü. Çok derinlere gömmek istediğim bu aptal üzüntünün, bedenimi en yakın zamanda terk etmesi için ne yapmam gerekiyorsa yapacağım.
"Bir saate görüşürüz o zaman hoşça kal sincap."
"Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra içeride koltukta oturmuş öylece beni bekleyen Kıvırcığımı görünce babama bir kere daha öfkelendim. Ne hakkı vardı buna. Beni üzdüğü yetmiyormuş gibi bir de benim yüzümden etrafımdakilere ulaşıyor, onları da üzüyordu dolaylı yoldan da olsa. Her şeyi çoktan unutmuş gibi davranmak en güzeliydi. Damla'yı da buna inandırmam gerekiyordu. O zaman rol zamanı diye içimden geçirip "kıvırcıkkkkk hadi hazırlan bakalım" derken çoktan ellerimi saçlarına sokmuş kolumun altına kıstırmıştım onu. Damla ne olduğunu anlayamasa da çoktan engel olmadığı, ince sesindeki o kıkırtı dökülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİ GÖRDÜM +18
RomanceYa yanağımdaki yaşı silmesine izin verecektim ya da arkamı dönüp çekip gidecektim. Her bir hücrem onu özlüyordu. Onu arzuluyordu. Bilmediğim bir çok hissi bana yaşatan o esmer adam. Güzel ellerini vücudumun her yerinde düşünürken bile yanaklar...