vantekim:
ne demek gelemiyorum
tassak geçiyorsun şu an
dimijeonleix:
yavrum inan gelmek istiyorum bende
ama dedim babamla kavga edince bileti iptal etmis
yandi tatil planimiz yanivantekim:
..
o kadar saçlarımı kestirmiştimjeonleix:
olsun baska zamana artik
bakayim sana nasil olmussunvantekim:
atayım
jeonleix:
salak gozluk takmis yine
takintilivantekim:
dinlendirici gözlük o bi kerejeonleix:
he sende inanıyorsun buna yanivantekim:
evt nolmus yanijeonleix:
hic
olmadı bir sey
nolcakvantekim:
bence de olmasın
neyse annem yok bugün evdejeonleix:
yok oyle mivantekim:
evet kaç kere tekrarlayayım dahajeonleix:
yukselme amınkorumvantekim:
olurjeonleix:
neyse isim var benim simdi
birkac saate gorusuruzvantekim:
gorusuruzTelefonu kenara fırlatıp yatakta oturur pozisyona geldim. Jeon garipti, bir türlü çözemiyordum. Hava iyice kararmış yağmur yağmaya başlamıştı. Rüzgar camıma çarpıyor ürkütücü bir ses çıkarıyordu.
Annem birkaç gün kadar evde olmayacaktı bu süreçte tek istediğim Jungkookun yanımda olması olurdu.
Kapı çalma sesiyle gözlerimi kasvetli havadan çekip hızlıca ayağa kalktım. Kapıya doğru ilerledim. Kapının gözünden baktığımda sadece karanlık olduğunu görmüştüm. Bunun üzerine meraklanıp kapıyı açtığımda karşımdaki sima beni şaşırtmıştı fazlasıyla. Jeon'u görmek en son beklediğim şeydi.
Jungkook'la bakışmam sadece birkaç saniyemi almıştı. İlk yaptığı şey beni belimden tutup içeri ittirmek, ardından kapıyı kapatıp duvara sırtımı yaslamak olmuştu. Dudaklarıma baktı önce, nefeslendi derin derin.
"Aylardır alamıyorum şu kokunu, özlemişim." Dudaklarıma bakarak konuştuğunda, ellerimi koluna koydum. Sürttüm yavaşça yukarı doğru. "Bende seni özlemişim. Dudağıma sürttü dudağını. Bir süre bunu yapmaya devam etti. Ben dudağımı ıslatana kadar sürdü bu.