28

13 0 0
                                    

"Ve sağa adım atıyorsun. Evet, elini kalça hizana getir." Jungkook tek eli belimde diğer eli de sağ bileğimde bana dans hareketi öğretmeye çalışıyordu. Yoğun isteklerim üzerine yaklaşık bir saattir alıştırma yapıyor, danslardan birini öğrenmeye çalışıyorduk.

Tek keyif alan ben değildim anlaşılan. O da her yapamayışıma gülüyor, ona yakındığımda hakaret edip öğretmeye çalışıyordu. Çok kibardık birbirimize karşı!

"Hayır, eğil biraz daha. Esnek durmuyorsun!" Oflayarak uzaklaştım ondan. Yüzüme sinirle baktığında göz devirdim. "Olmuyor işte." Derin bir nefes verip dilini yanağına bastırdı.

"Böyle her şeyden hemen vaz mı geçeceksin? Bunu sen istedin Taehyung, ben değil. Yapamıyorum deyip direkt bırakırsan hiçbir şey yapamazsın zaten! Göz deviriyor birde amına koyayım." Bana çok sinirlendiğini fark ettiğimde durgunlaştım. Arkasını dönüp sakinleşmek için nefes almaya başladı.

Yapamadığım için moralim bozuluyordu sadece...

Bir anda bana döndü. "Hadi. Saçma sapan moral bozmak yok, mahvederim seni. Bir saatimizi çöp edemeyiz." Başımı sallayıp ona bakmaya devam ettim. Tepkisizce bana baktığında anlamsız olduğunu düşünmüş olacak ki bakışlarını aynaya çevirdi.

"Sinirli olma." Dediğimde başını salladı. "Hadi." Aynaya döndüğümde tekrar aynı şekilde beni tuttu ama bu sefer nasıl eğilmem gerektiğini gösterdi. "Öyle jimnastik gösterisindeymişsin gibi eğilmeyeceksin, şarkıyı hissetmen lazım. Gitar çalıyorsun bunu benden daha iyi bilmen gerekiyor aslında."

Onun söylediği gibi eğilmeye çalıştığımda ellerini çekip beni izledi. "Evet. Sadece çok hafif daha." Tekrar denediğimde gülümsedi. "Aferin. Şimdi eğilirken şeklini bozmadan kalkman lazım."

Eğilip elimi bacağıma sürterek kalktığımda bir şey demedi. "Oldu mu?" Başını salladı sadece. "Diğer kısma geçeceğiz."

Arkama gelip elini kalçama koyduğu anda kapı sesi duyduk. Aynadan birbirimize baktık. Babasının geldiğini düşündüğüm için gerilmiştim. "Babam değildir." Hemen odadan çıktığında beklemeye başladım. Kargosu vardı belki de.

Birkaç dakika geçtiğinde, "Kimmiş?" Diye seslendim. İçeri giren kişinin Kang olduğunu gördüğümde gülümsedim. Ne işi vardı bunun burada? "Selam." Dedi bana doğru yürürken.

Beni baştan aşağı süzdüğünde aynısını ona yapmayarak gözlerinin içine baktım. Şu halimde bile ondan daha iyi olduğumun farkındaydım. "Ne işin var burada?"

"Jungkook bana bir şeyler öğretecekti, o yüzden sürpriz yapayım dedim ama tek ona yapmadım sürprizi sanırım."

"Sürprizden çok çöpe atacağım bir hediye gibisin."

"Teşekkür ederim." Kendi kendime söylenirken odaya Jungkook girdi. "Ne işin var senin burada? Yan odada bekle demedim mi amına koyayım?"

"Dedin mi? Duymamışım üzgünüm. Madem buraya geldim, hem genişmiş burası göster hareketi." Jungkook bana bakıp göz devirdi. Gerildiğini anlıyordum ama bir an önce çocuk gitsin istiyordu.

"İyi. Git sonra." Başını salladığında yere oturdum bende. Kang, Jungkook'un önüne geçip aynaya döndü. Jungkook da arkasına geçip top geldiğinde nasıl arkadaşına paslaması gerektiğini ve o esnada rakibi nasıl şaşırtacağını anlatmaya başladı.

İkisi birden tam öne ilerlerken Kang'ın düşeceği şekilde ayarlayıp ayağımı öne uzattım. Kang bir anda düştüğünde Jungkook bana döndü. Başımı farklı yerlere çevirip şarkıyı mırıldanmaya başladım.

aynaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin