Çalan telefon sesiyle gözlerim açıldı. Ter içinde kaldığımı fark etmiştim uyanır uyanmaz. Ne olmuştu öyle? Kendi kafamda bir şeyleri sorgularken elim telefona gitti. Beni şahane rüyadan uyandıran kişi Jimin'di.
"Jimin?"
"Oğlum neredesin amına koyayım? Saat onbir oldu yoksun ortada. Hoca seni sorup duruyor, hastanede deyip yırtıyorum hadi abi." Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp saate baktım. Harbiden onbire üç dakika vardı ve ben Jungkook'la seviştiğim bir rüyadan yeni uyanmıştım. Harika gerçekten!
"Tamam, tamam sen biraz daha idare et kan falan alıyorlar, de kuduz olmuş de, midesi bozuk de ne bileyim aga de bir şeyler geliyorum yarım saate." Derin bir soluma sesi geldi telefon ucundan. "Hızlı Tae." ve suratıma kapandı.
Hızla kalktığımda ilk işim duşa girmek oldu. Kendime dokunmadan nasıl bu hale gelebildiğime dair hiçbir fikrim yoktu. Şimdi tek düşündüğüm öyle bir rüyadan sonra ona nasıl yazacağımdı. Dün ona fotoğraf attıktan sonra uyuyakalmıştım iki dakika kafamı dinlendirecektim ve sonra böyle bir rüya görmüştüm.
Korkunç.
Tahminlerimce Jungkook bir sürü şey yazmıştı ama benim bakmaya cesaretim pek yoktu. Ondan hiçbir zaman utanmamıştım ama bu rüya biraz fazlaydı. Onunla hiçbir zaman bu denli ileri gitmemiştik ve gidemeyecektik.
Buna üzülsem mi, sevinsem mi bilemedim işte. Her neyse. Duştan çıktıktan sonra üzerimi giyinip saçlarımı kuruttum. Halen telefona bakmıyordum, muhtemelen bir süre daha bakmayacaktım. Bakadabilirdim. Onu özlediğimde ne yapacağıma karar veremiyorum, muhtemelen yazarım okula girdiğim gibi.
Telefonu, birkaç defter kitap alıp çantaya attıktan sonra koşarak çıktım evden. Annem işe gitmişti tahminlerimce, yoksa bu saatlerde her zaman evde olurdu. Hoş, annemi görmemek şaşırtıcı veya üzen bir durum değildi ya.
Telefon tekrar çalmaya başladığında bu sefer Namjoon hyung olduğunu gördüm. "Efendim hyung."
"Hoca seni bu ders yok yazdı Taehyung, hızlı ol biraz daha, kurtaramadık." Ofladım sinirle. Rüyamı da sikeceğim, Jungkook'u ayrı bir sikeceğim. Geleceğim deyip fake attıran babasına da sokacağım.
Otobüs durağına geldiğimde oturup beklemeye başladım. O sırada da bir saattir içimden ana avrat sövdüğüm kişinin mesajlarına girdim.
jeonleix:
bir kere bırakınca
sana geri ulasamiyom ben amk
(09.42 p.m.)yav aloo
gulum nerdesin
iki saat gecti islerim on kere bitti
sen yoksun
(11.50 p.m)uyuyom ben o zaman
yoruldum
iyi geceler
(01.13 a.m.)Elimle başıma vurdum bir an. Nasıl bir uykuysa, bildirim sesine rağmen hiçbir şeyi duymamıştım. Uykudan da ziyade rüyam yüzünden böyle olmuştu çünkü o kadar gerçekçiydi ki, vücudumdaki dokunuşları en ince ayrıntısına kadar hissediyordum.
Otobüs geldiğinde hemen binip kulaklık taktım. Bu sürede sadece rüyamı silmeye çalıştım zihnimden.
vantekim:
üzgünüm
uyuyakalmışım dün çok yorgundumMuhtemelen bir süre cevap vermeyecekti onu bu kadar beklettiğim için ama uyuyakaldığım için yazadabilirdi. Emin olamıyordum bazen. Onu kasıtlı beklettiğimi düşünmemiştir umarım.
Bildirim sesi geldiğinde telefona çevirdim başımı. Yazmıştı. Derin bir nefes alıp uygulamaya girdim hemen.
jeonleix:
sorun degil
gunaydın sana da