25

17 0 0
                                    

Saatime baktım. Maçın başlamasına dört saat vardı, tüm okul dersteyken takımı şimdi çalıştırmalıydım yoksa tenefüste epey bir başımız ağrıyacaktı. Her antrenmanı izlemeye gelen yalaka kızlar, yanlarına
gelip bizi kıskanan sevgilileri ve daha kötüleriyle doluyordu.

Gelmesini sorun etmediğim tek kişi arkadaşlarım ve Taehyung'du. Bakışları rahatsız etmiyordu. Arada ona sataşmayı seviyordum. Üstüne top attığımda kızıp tribünün en üstüne çıkıyordu ama ben oraya da top atabiliyordum. Benden kurtuluşu olamazdı.

"Jeon." Yerden başımı kaldırıp bana doğru koşturan Yoongi'ye baktım. "Buyur?" Dediğimde topu arkadakilere yolladı. "Maçta takım değişikliği olacağını söyledi antrenör." Kaşlarım çatıldı. Sevmediğim lavuklardan birisi benim takımıma gelirse oynama isteğimin kaçacağını biliyordum.

"Liste var mı?" Başını sallayıp masada yazdığı listeye ilerledi. Yanıma gelip listeyi kaldırdığında gördüğüm isimler beni sinirlendirmekten çok oynama hevesimi getirmişti. Bogum'u karşı takımıma almışlardı.

Dudağımın kenarı kıvrıldığında Yoongi'yle göz göze geldik. Dümdüz ifadesiz bakıyordu bana. "Hiç kıvrılmasın dudağının kenarı. Kiminle aynı takımda olduğuna baktın mı sen?"

"Bogum'dan sonrasının önemi var mı?"

"Var. Dün senin kucağına oturan çocukla aynı takımdayız Jungkook. Taehyung'un nasıl tepki vereceğini düşünsene." Omuz silktim. Benim umursamadığım bir şey olduğu için onun umursayıp üzülmesi pek umrumda olmazdı.

Çocuktan hoşlansam veya sevsem tamam derdim ama tanımıyordum bile. Dün sınıfın ortasında ağlaması aptallıktı. Çocuğu zaten rezil etmiştim, halen nasıl benim takımıma gelebilir aklım almıyor.

"Kanka bu takımlar neye göre seçildi?"

"Hocanın özel isteğiyle seçilmiş." Hangi hoca niye böyle bir şey ister amına koyayım? Ne alaka? Benim açımdan sorun yoktu sadece sebebini merak etmiştim. "Saçma salak işler amına koyayım. Neyse. Takımları ayır ben geliyorum."

Beni onaylayarak yanımdan uzaklaştığında bende maç planını kurdum kafamda. O sırada sahanın kapısı açıldı. İçeri Bogum girdi. Ona dönüp kollarımı birbirine sardım.

Gülümseyerek bana doğru ilerlediğinde, her zaman yaptığım gibi yüzüne vurmamak için kendimi zor tutuyordum. Elbette böyle bir saçmalık yapmayacaktım ama sabrımı zorlarsa sıkıntıydı. Hepimizin bir çizgisi vardı.

"Ayırmışlar bizi Jeon. Çok kırgınım." Gülümsedim bende. "Bak sen şu işe. Ne kadar üzüldüm bilemezsin." Kafasını sallayarak elini omzuma attı ve sıkıp geçti yanımdan. Sabır çekip derince nefes aldıktan sonra arkamı döndüm. Bakalım burada ne işleri vardı?

"Evet, burada ne bok aradığını söyleyecek misin?" Arkasını döndü aptalca bir surat ifadesiyle. Sinirlenmiyordum ama ramak kalmıştı. "Beni takımdan kim attırdı, onu öğrenmeye geldim. Kötü mü yapmışım?"

"Yok, çok iyi yapmışsın aga ne kötüsü." Dedi Yoongi, Bogum'un önüne geçerek. Lavuğun dayak yiyeceğini anladığımda Yoongi'yi kolundan tutup kendime çektim. "Bir dur. Sinirine değmezler. Ergen ergen tripler."

"Biz miyiz ergen tribi yapan? Kanka bizi takımdan attırmışsınız."

"Amına koyduğum o listeyi ben mi hazırlattım, öğrenmeden gelmiş boş yapıyorsun. Sikmeyeyim ağzını yüzünü." Dediğimde ettiğim küfüre sinirlenmiş olacak ki kazağının kollarını sıvadı.

"Sen mi sikeceksin ağzımı yüzümü?"

"Kıt mısın?" Üstüme doğru geldiğinde yerimden kıpırdamadım bile. Gözlerine tek bakışımla kendisi durdu zaten. Birkaç saniye bakıştığımızda omuz atarak çekip gitti yanımdan. Yaptığı saçmalığa göz devirip bizim takıma döndüm.

aynaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin