50.Bölüm

1.4K 104 2
                                    

"Konuştun mu bu konuyu Zayn ile?" Diye sordu annem. Valizimde ki temiz kıyafetleri dolabıma yerleştirirken kafamı onaylar anlamda salladım. 

"Aferin benim oğluma" Dedi gurur tonları barındıran bir ses ile. Kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Aferin derken?" 

"Yani zaten vazgeçmeyeceğini seninle illa ki bir gün evleneceğini biliyordum, ama bebeğinizin olmama ihtimaline karşılık hala seni bırakmamış. Taktir edilesi bir çocuk" Yüzüme vurulan gerçekler ile bir kez daha karşı karşıya kaldım. 

Bebeğinizin olmama ihtimali.

Kapı tıklatıldı. "Gir" dedim. Açılma ve kapanma sesini duydum. İçeri giren kişiye baktım. Her zaman ki gibi şık ve ter temiz olan kıyafeti ile içeri Tad girdi. Siyah takım elbisesinin içinde fazla karizmatik duruyordu. 

"Ufaklık gelmiş" Dedi mutlulukla. Gülümseyerek elimdeki gri tişörtü dolaba tıktım ve Tad'e doğru yürüdüm. Kollarını açmış beni bekliyordu zaten. Kollarının arasında ufak kalsamda güven duygusu bütün hücrelerime yayıldı.  Bu duygu herkeste olmuyordu. Sadece Zayn ve Tad'e sarılınca hissediyordum.

"Tatiliniz nasıl geçti bakalım?" Diye sordu keyifle. Kafamı kaslı gövdesinden kaldırıp mavi gözlerine baktım. Alt dudağımı dişlerim arasına alırken yüzük olan elimi ürkek ve çekingen bir tavırla kaldırdım. Gözleri direk olarak elime kaydı.

"Aman tanrım" Diye fısıldamasını duydum.

"Zayn'den değil mi bu?" Gözlerimi devirme hissi o kadar ağır basmıştı ki kendime hakim olamayarak gözlerimi devirdim.

"Tabi ki hayır saçmalama Türkiye'de yeni birini buldum o taktı bu yüzüğü Zayn'de gördü mutluluklar diledi. Hatta ve hatta baş nedimem Zayn olucak" Oda gözlerime baygın bir bakış attı.

"Şaşırdım. Doktor olayından sonra böyle bir girişimde bulunmaz sanmıştım" Gerildim. Kolları arasından çıktım.

"Zayn'e bu konuyu anlattığımda evlenme teklifini yapmıştı ve bende kabul etmiştim. Konuyu açıkladığımdaysa her koşulda benimle olucağını belirtti" Çocuğumuz olmuyor diye beni bırakır mıydı? Daha önceden bilseydi yinede o teklifi eder miydi? Her kafadan bir ses çıkıyordu ve o sesler zihnimde çok fazla yer kaplıyordu. Kendi düşüncelerimi duyamıyordum.

"Tebrikler kızım, hep mutlu ol" diyerek tekrar sarıldı Tad. Buruk bir şekilde gülümsedim.

*****************************************************************************************

Danielle ile birlikte dışarı çıkmış Londra'nın nadir görülen güneşli havasında dolaşıyorduk. Büyük geniş caddede mağazalara bakarken elimdeki kolayı bitirmeye çalışıyordum. 

"Allison, şu mağazaya bakacağım ben" 

"Pekala geliyorum" Peşinden yürümeye başladığım sırada bacağıma dolanan kolları hissettim. Kafamı aşağı eğdiğimde 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu gördüm. 

"Bana yardım eder misiniz?" Diye sordu tatlı tatlı. Gülümseyerek yere eğildim. 

"Ne konuda tatlım?" Diye sordum bende iri kahverengi gözlerine bakarken. Gözleri cidden iriydi, minik bir burnu ve küçük bir kız çocuğuna göre oldukça dolgun kiraz renginde dudakları vardı. Kıvırcık kahverengi saçları tokayla toplanmış, at kuyruğu haline getirilmişti. Kıza daha dikkatli bakınca benim küçüklüğüme benzediğini fark ettim. 

"Şu sokağa topum kaçtı ama üst tarafta ve boyum yetmiyor" Dedi hüzünlü bir ses ile. Ayağa kalkıp elinden tuttum ve gösterdiği sokağa doğru ilerledim. Sokağın sonunda iki yana açılan yollar vardı ama o yolların tam ortasında beyaz bir Range Rover vardı. Sokak bir çocuğun oyun alanına göre oldukça karanlıktı. Biraz ürpersemde sağdaki duvarın üstünden topu aldım ve minik kıza uzattım. Kız gülerek topu eline aldı. Gülünce gözleri kısılmıştı ve elmacık kemikleri bütün ihtişamı ile ortaya çıkmıştı. 

Çete || TanışmaTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang