3 Hafta Sonra
Anılarım geri geldikçe Zayn'den uzaklaştığımı hissediyorum. Evet Türkiye'de bana söyledikleri benim için çok anlam ifade ediyor ama onu eskisi gibi sevemediğimi hissediyorum. Yanımda oturmuş televizyonu izlerken kafamı çevirip yüzünü inceledim.
Kirli sakallarını önceden çok severken şimdi hoşuma bile gitmiyordu. Aşık olduğum ela gözleri şimdi normal bir insan gözüydü benim için. Sarıldığımızda ellerimin ve dudaklarımın yeri olan boynu şimdi hiç çekici gelmiyordu.
1 hafta sonra hastaneden çıkacaktım. Hayatımın tamamamı şimdi beynimde bulunuyordu. İlaçlar işe yaramış hafızamı geri getirmişti. Hormonlarıma ise zarar gelmemişti. Yani istersem çocuk sahibi olabilirdim.
Hastaneye ilk yattığımda aklımda olan tek şey; 1 ay sonra hastaneden çıkınca Zayn ile muhteşem bir düğün yapıp her zaman hayalini kurduğumuz büyük karavan ile dünyayı gezmekti. Hatta Tad'in düğün hediyesi bile belirliydi. Karavanımız.
Ama şimdi bunların hiçbirini istemiyordum. Tek istediğim beni 1 yılda yıpratan bu lanet şehirden bir an önce kurtulmak. Tek başıma.
Çocukların annem ile yaptığı anlaşma ve sonrasında yaşananları hatırlayınca uzaklaşmıştım Zayn'den. Annemi, çocukları, Peter ve Pattie'yi affetmiştim ama bir türlü Zayn'i affedememiştim. Ve bu his beni ondan zamanla uzaklaştırmıştı.
"Ally" gözlerimi çevirip gözlerine baktım.
"İyi misin?" Önceden yuvam olan sıcacık gelen ela gözler şimdi neden yabancı geliyordu? Peki ben iyi miydim?
"İ-yiyim" zorlukla konuşabilmiştim. Gözlerimi televizyona çevirdim.
"Sorun yok değil mi?"
"Yok" Derin bir nefes vererek daha fazla soru sormadı. Ürkek bakışlarım yine suratına kaydı. Tanıdık gelen bir şeyler olmalıydı. Düğün hazırlıkları başlamıştı bile. Onu bu şekilde bırakamazdım... Peki ben onu bırakacak mıydım?
*****************************************
"Günaydın Allison!" Neşeli bir şekilde içeri giren doktorum ve onun arkasındaki öğrencileri gözlerimi devirme isteğimi arttırmıştı. Eski Allison olmak sandığımdan daha rahatmış. Kibar biriyken insanların ne düşündüğünü, ne hissettiğini umursuyordum. Ama şimdi umrumda bile değildi kırılıp kızdıkları şeyler. Cidden hayat bu şekilde daha kolaydı.
"Günaydın" dedim ağzımın içinden. Gözlerini devirip arkasındaki arkadaşına bir şeyler söyleyen kırmızı saçlı öğrenci gözüme takıldı. Şimdilik umursamamadım.
"Bugün nasılsın bakalım?"
"İyiyim"
"Hadi kalk bakalım günlük kontrolleri yapalım" Ayağa kalkıp önümdeki şeritler doğrultusunda düz yürümeye çalıştım. İlaçların etkisi nedeni ile düz yürüyemiyordum. Sendeleyip düşücekken kollarıma Zayn'in elleri dolandı. Arkadan gelen kıkırtı ile gözlerim sesin geldiği yere kaydı.
Kırmızı saçlı kız ile gözlerimiz kesişince kolumu Zayn'in elinden kurtardım. Kızın üzerine doğru atıldığımda çığlık atarak kaçmaya çalıştı.
"Seni öldürürüm! Duydunmu beni domates kafalı!" Zayn belime sarılıp beni geri çekerken diğer asistanlar şaşkınlıkla bana bakıyorlardı.
"Kızım sen benim kim olduğumu bilmiyor musun! Seni diri diri keser etlerini timsahlara atarım!"
"Allison sakin ol tamam, Lucy çık dışarı sende" Zayn beni koltuğa oturturken doktor asistanlarını dışarı çıkarttı.
"Allison sakin ol bak çıktılar dışarı" Doktorun gözlerine baktım.

KAMU SEDANG MEMBACA
Çete || Tanışma
Fiksi RemajaGeçmişinin beynindeki yankı sesi ile boğulan asi, zeki ve güzel bir genç kız. Bazı genetik bozuklukları nedeni ile insanlarla çok iyi anlaşamıyor. 5 kişiden oluşan bir grup...Allison'un adlandırması ile '5 Dingil' Geçmiş ve geleceğin yarışı...