Çete || Tanışma

48.Bölüm

"Hazır mısın sevgilim?" Diyerek kapının arkasından bağırdı.

"Hayııır, geliyorum birazdan" Diyerek kıkırdadım. Oflamasını duydum. Dün ki şeyden sonra 'adını söylemeye utanmıyorum tabi ki saçmalamayın' yanında giyinmemi istemişti ama tabiki buna izin vermemiştim. Aynadan son kez kendime bakıp kocaman gülümsedim elimde olmadan. Telefonumu yırtık kotumun arka cebine koydum ve kapıya doğru ilerledim. Kartı yerinden çekip kapıyı açtım. Zayn yanda duvara yaslanmış duruyordu. Her zamanki gibi siyah jean siyah baskılı bir tişört ve siyah deri ceketini giyinmişti.

Kapıyı çekip yanına ilerledim. Elimden tutup baştan aşağı süzdü. Sertçe kendine çekti. Vücudum tamami ile ona yapıştığında ellerini belimde bağladı. Burunlarımız birbirine değiyordu. Sırıttım.

"Fazla güzel olmuşsunuz hanım efendi" Diyerek dudaklarımdan öptü. Hala sırıtıyordum.

"Her zaman ki halim canım" Diyerek kahkaha attım.

"Bak seeen" Son heceyi uzattı ve kaşlarını yukarı kaldırdı gülerek. Ellerimi ensesine koyup bu sefer ben yapıştım dudaklarına.

"Öhöm öhöm" Gözlerimi açıp hemen Zayn'den ayrıldım. Harry ve Miranda gelmişti.

"Napıyosun olum ya en güzel yerinde" Diyerek pis pis sırıttı Zayn. Gözlerimi kocaman açıp dürttüm. Kahkaha attı ve elimden tutarak kendime çekti. Başımdan öptü ve yürümeye başladık. O sırada Harry'nin sesini duydum.

"Odanızda devam edebilirsiniz kardeşim ortalık yerde olmaz ama, hijyen açısından" Kapıları açılan asansöre doluştuk.

"Ya! Harry! Öldürürüm seni! Eski ruhumu çıkarttırmayın bana" Diyerek ateş saçan gözlerle Harry'e baktım. Ellerini yukarı kaldırarak konuştu.

"Sende o potansiyeli görüyorum cadı, tamam sustum" Miranda'nın elinden tutup, öptü. Gülümsiyerek kafamı Zayn'in omzuna koydum. Asansörün kapısı açılınca hep beraber çıktık. Çıkışa doğru ilerledik.

"Nereye gidiceğimizi hala söylemediniz" Dedi Miranda.

"Katılıyorum, artık söyleseniz?" Diyerek Zayn'e baktım. Kafasını iki yana sallayıp konuştu.

"Yavru köpek bakışı bile işe yaramaz hayatım hiç öyle bakma söylemiycem, hem zaten söylesemde İstanbul'u bilmiyorsunuz"

"Bunlar cadı, internetten kesin bulurlar" Miranda ile alttan alttan sırıttık. Önümüzde duran dağ arabasına baktım bir süre.

"Binicek misin sevgilim?"

"Dağda bayırda bize napıcaksınız?" Dedim gözlerimi kısarak.

"Şimdi bişey diycem ama olmıycak, hadi Ally!"

"Bağırma be bana" Çemkirdim suratına doğru. Gülerek kolumdan tuttu ve arabaya sürükledi. Harry ve Miranda arkaya çoktan kurulmuşlardı. Miranda Harry'nin göğsüne yatmıştı ve Harry saçına buseler konduruyordu. Gülümsedim. Zayn sürücü koltuğuna ve bende yanındaki koltuğa oturdum. Arabayı çalıştırıp yola koyulduk.