Son kez söylüyorum. Görüşleriniz benim için önemli hikayem hakkında yorum yaparsanız çok sevinicem.
İyi okumalar :)) Paramore-Monster ile okumanızı tavsiye ederim :))
-Allison'un ağzından-
Tad odaya geri döndüğünde kafamı kaldırıp suratına baktım. "Bu işte ben yokum ihtiyar" Suratını şaşkınlık ifadesi kaplarken çocuklara işaret verdi. 1D grubu dışarı çıkarken Tad ellerini masanın iki yanına koyup belini bükerek suratıma baktı.
"Ne dedin?" Gözlerimi devirip konuştum.
"Kendimi tekrarlamayacağım dediğim şeyi duydun"
"Allison! Babanı yakalamamız için bir şans çıktı elimize ve sen kabul etmiyorsun öyle mi!!" Adeta odayı inletircesine konuşsa da açıkçası ondan korkmuyordum.
"Evet öyle" Belini dikleştirip ellerini saçlarına geçirdi.
"Seni anlamıyorum ne yapmaya çalışıyorsun! Alt tarafı biriyle fingirdeşeceksin bu her gün yaptığın bir şey zaten!" Gözlerimi gözlerine diktiğimde kurduğu cümlenin yanlış olduğunu anladı. Ayağa kalkarak önünde durdum.
"Allison ben öyle deme-"
"İnsanları sinirlendirmeyi neden sevdiğimi biliyorsun ihtiyar. Sinirlenince içimizdeki her şeyi bir anda dışarı salabiliyoruz... Ve sende saldın, teşekkür ederim" Diyerek omzuna çarparak dışarı çıktım
Arabaya binecekken Zayn'in sesini duydum. "Allison iyi misin?" Gözlerimi devirdim. "Sanane?" Oda gözlerini devirdi. "İnsan gibi bir soru sordum sende insan gibi bir cevap versen ne olur?" Kapıyı açıp içeri binecekken kararımı değiştirip Zayn'e yaklaştım. Aramızda bir kaç santim kaldığında konuştum.
"Bana bir bak Zayn. Hayatım hangi normal insanın hayatına benziyor? Ailem nerede? Arkadaşlarım nerede? Okuduğum okul nerede? Normal insanlar bunlara sahiptir değil mi?"
Dudaklarımın dudaklarına değmesini önemsemeyerek devam ettim. "Birde benim sahip olduğum şeylere bak. Ailemden birini öldürmek için yollar arıyorum. Arkadaşlarım yok. Okula gidemiyorum çünkü bu kafamın içindeki beynim oradaki bilgileri kabul etmiyor. Sence normal miyim?" Hipnozdan çıkmış gibi kafasını sallayıp bir iki adım geriledi. "Gördün mü? Gözlerime baktığın anda hipnoza giriyorsun, halbuki bunu ben yapmıyorum. Şimdi benden normal bir insan gibi davranmamı veya cevap vermemi bekleme ahbap"
Geri dönüp kapıyı açtıktan sonra koltuğa oturup kapıyı kapattım. Yolda son sürat ilerliyordum. Hayatımdan nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?
#FLASHBACK
"Baba, bak annemle seni çizdim" Minik elimle ona uzattığım kağıda bakmadan elinin tersiyle beni geri itti. "İşim var Allison seninle uğraşamam dışarı çık" Kafamı aşağı yukarı sallayıp çatlayan sesimle konuştum, kapıya ilerlerken. "O zaman ben bunu saklarım... sende sonra bakarsın babacım"
#ŞİMDİ
Frene hızla asılıp arabayı durdurdum. O eve gelmiştim. Babamın annemin ve benim yaşadığım o eve... Çocukluk anılarımı karartan bu evden nefret ediyorum. Aslında bakarsanız ben nefretten başka hiçbir duyguyu yaşamadım.
Kapıyı ayağımla iterek gıcırtılı bir şekilde açılmasını izledim. Yerdeki kan lekeleri hala duruyordu. O şerefsizin kanı... Buraya en son 4 yıl önce Los Angeles'a giderken Josh ile gelmiştim. O'da buradaydı. Bana veda etmek istediği için geldiğini söylemişti. Ben ise onu öldüresiye dövmüştüm. Sağ kapıdan içeri girip güneşin aydınlattığı salona girdim. Anılar tek tek gözümün önünden geçiyordu.
#FLASHBACK
"Anne dün neden ağlıyordun?" Saçlarımı okşayıp gülümsedi. "Dudağımı ısırdım tatlım çok acıdı ondan ağlıyordum" Kiraz rengi dudağının yanı yara olmuştu. Demek ki cidden ısırmıştı. "Anne" "Efendim meleğim" "Bende büyüyünce senin gibi güzel olacak mıyım?" Kafasını aşağı yukarı sallayıp gülümsedi. "Benden daha güzel olacaksın"
#ŞİMDİ
"Sokayım sana! Senden güzel olmak isteyen kimdi ki!" Koltuğa attığım tekme ile hareketlendi ve ileri kaydı. "Hep yalan söyledin anne! Dudağını ısırmış-mış! Lan!" Elime aldığım vazoyu yere fırlattım. Kendimi yavaşça yere bıraktım. "Tanrı şahidim olsun ki sana eziyet eden o adamı bulup öldüreceğim..." Diye fısıldadım.
-Akşam-
Eve girdiğimde içeride 5 dingil vardı. Salonda bir şey konuşuyorlardı. Beni görünce sustular. "İhtiyar nerede?" "Çalışma odasından bir şey alacakmış gelir birazda... işte geldi" Louis'in sözünden sonra arkamı dönüp Tad'e baktım.
"Allison konuşalım mı?" Çaresizce bakan gözlerine karşılık oldukça soğuk baktığıma adım gibi eminim. "Konuşulacak bir şey yok Tad, ben planı kabul ettiğimi söylemek için geldim" "Biliyorum Allison hatalı- Ne dedin sen?" ofladım. Çocukların hepsi umut dolu gözlerle bana bakıyorlardı. "Kendimi tekrarlamayacağım Tad duydun" Beni kollarının arasına alıp saçlarımı karıştırdı.
"Tad" dedim güçlü kolları arasında. "Hı?" "Kaburgalarımla ne derdin var?" Kıkırdayarak beni bıraktığında eliyle içeriyi gösterdi. "Gelsene bizde çocuklarla bir kaç teori üretiyorduk" Suratımı buruşturdum. "Hazırcıyımdır ihtiyar biliyorsun" başını usulca salladı. Sanırım beni çok sıkmak istemiyordu fakat ikimizde biliyorduk ki, bu görevde fazlasıyla sıkacaktım kendimi. "Pekala sen nereye gidiyorsun?" "Peter'ın meyhanesine" suratına aniden bir ciddilik yayıldı. "Allison Josh'dan uzak durman gerek biliyorsun" Gözlerimi devirip konuştum.
"Josh'ın benden uzak durması gerek ihtiyar bana bir şey olmaz merak etme" Onu aşağıda bırakıp yukarı çıktım. Kısa bir duşun ardından siyah sporcu atletimi kot şortumu ve sarı hırkamı giyindim. Çekmecemden kırmızı dizime kadar gelen çoraplarımı alıp ayağıma geçirdim. Aşağı indiğimde salonun kapısı kapalıydı. Ayakkabılarımı ayağıma geçirip kafamı kapıdan uzattım.
"Ben gidiyorum" Tad bir saniyeliğine bana baktı. "Gecikme" Alayla güldüm. "Gecikme mi? Cidden yaşlanıyorsun" Diyerek evden çıktım. Motoruma binip meyhaneye doğru yola çıktım. İçerisi her zamanki gibi dumanlıydı. Meyhanenin içine göz gezdirdiğimde Peter'ın burada olmadığını fark ettim. Odasına gidip kapıyı açtım ama burada da yoktu. Telefonumu çıkarıp Peter'ı arayacak iken masanın üzerindeki dosya dikkatimi çekti. Elime alıp ilk sayfayı açtığımda karşıma çıkan şey ile gözlerim büyüdü. Annem, babam ve benim fotoğrafım... İyi ama bu fotoğraf sadece Tad'de vardı... Sayfalar ilerledikçe gazete manşetleri geliyordu gözümün önüne...
"KARISINI İŞKENCE EDEREK ÖLDÜRDÜ!"
Son anda aklıma gelen şey ile dosyanın kapağına baktım. "Fleck Dosyası" Kapının açılması ile Peter'ı görmem bir oldu. "Allison..." Hızla yanına gidip kapıyı kapattım ve iki yakasından tutup duvara geçirdim sırtını. "Her ne halt ediyorsan anlatman için sadece yarım saatin var"

KAMU SEDANG MEMBACA
Çete || Tanışma
Novela JuvenilGeçmişinin beynindeki yankı sesi ile boğulan asi, zeki ve güzel bir genç kız. Bazı genetik bozuklukları nedeni ile insanlarla çok iyi anlaşamıyor. 5 kişiden oluşan bir grup...Allison'un adlandırması ile '5 Dingil' Geçmiş ve geleceğin yarışı...