ᥫ᭡ 14- Gelecek Havası

114 17 5
                                    


Artık göz çukurumda tutamadığım ve kaçmakta ısrar eden gözyaşlarımı damlalar halinde bırakıp ağlıyordum yassılasmış kaşlarımla, dudağım titriyordu ve ellerimi sabit tutamıyordum.
"Çok korkuyorum."
Titrek sesimi bile duyamadığımda kulağıma hırıltılar geldi gittikçe yaklaşan, bakmaya korksam da başımı yana eğerek kapının önünde neler olup bittiğine baktım. O yaratığın bir benzeri daha aç bir hayvan gibi bekliyordu koridorda, çığlık basmak istesem de bunu yapamadım çünkü Minho beni anlayıp bir çırpıda eliyle ağzımı kapatmıştı. Yüzünü bana döndürdüğünde endişe gözüküyordu ve beni rahatlatmaya çalışıyordu kriz anındayken..
"Hiç birşey olmayacak, iyi olacağız. Diğer öğrenciler gibi buradan çıkacağız."
Fısıldaması bir soluk gibi benden geçerken dedikleriyle sakinleşmeye çalışsam da olmuyordu, ayrıca burada dipdibe rahatsız bir şekilde kalmamız yüzünden tekrar vurmuştu o karın ağrısı. Elimi ağzımı hafifçe kapatan eline götürüp çektiğimde ve dizime koyduğumda hala titriyordum.
"Midem."
"Tamam.."
Beni anlar gibi yapmış ve dinlememişti lafımı, bense sustum daha çok irdelememek adına. Eski günlerimi düşündüm; elinde sürekli bıçak tutan ve akşam sokaklarda gezen, mutlu aynı zamanda da gerici bir tonla şarkı mırıldanan Jisung'u. Ne olmuştu da böyle şeylerden aniden korkar olmuştum? Belki de yanlış bir şey yaptığımı düşünüp içimdeki insanlık duygusunu yavaş yavaş kabartmıştım ki bir zamanlar öyle bir canavar gibi davrandığım için ürkmüştüm. Emin değildim..

Kimsenin olmadığı dikkatimi çektiğinde nefesimi düzene sokmaya çalışarak ayağa kalkmayı denedim ve camın önüne yürüdüm, çoktan gökyüzü koyu bir gece mavisine boyanmaya başlamıştı bile. Okuldan da fazlaca öğrenci çıkmış bahçede korkuyla, battaniyeleri bekliyorlardı. Öğretmenler aceleyle bir şeyler tartışıyordu polislerle, onlar ise etraflıca sarmıştı okulu.
"Bir tek biz kaldık.."
Minho endişeyle yanıma gelip kolumdan tuttuğunda ve dediğimi anlamaya çalıştığında tekrar dışarı dönmemle o da beni takip edince farketmişti ne söylediğimi.
"Bir katliam, ve bundan nasıl kurtulacağımızı bilmeliyim."
"Ne yapacaksın?.."
Bu sefer onun sesi kısık ve titrek, benim sesim net ve hayal kırıklığı ile çıkıyordu.
"Her zamanki yaptığımı. Takip et beni.."
Yavaş yavaş adımları ile beni takip ettiğinde kontrollüce kapıdan dışarı attım adımımı karanlık koridorda. Ondan önce dolabıma giderek ses çıkarsam bile kilidi kırmayı denedim, anahtarı düşünecek halin yoktu. Dolap açıldığında oradan metali parlak, uzun süredir orada duran bir bıçak çıkarttığımda Minho daha ürkmüştü.
"Endişe etme."
"Emin misin? İyi olduğunu sanmıyordum.."
"Hiç olmadığım kadar. Benliğimi kaybetmiştim."
Kararlı bir ifadeyle tekrar dışarı çıktığımda sonunda etrafımda garip sesler duydum, benim sesime gelen yaratığın tam kendisiydi o!
Beklemediğim şekilde karanlıkta birden üzerime atlayınca ve sırtım yere çarptığında dişimi sıksam da elindekini kullanmayı denedim, milyon kez sapladım bıçağı bedenine ama çıkan kana karşı hiç durmamıştı.
"Ne bu!?"
Sinirle boynuna yöneldiğimde ve bir kaç darbeyle onu etkisiz hale getirmeyi denediğimde sonunda başarmıştım ama nedense ben de bir o kadar yorgundum.

Vücudumu kontrol ettiğimde yorgunluğumun sebebinin bir noktası parçalanan pazım olduğunu farkedince elimdeki kanlı bıçağı bir çırpıda yere atarak Minho'yu aldım, birlikte aceleyle merdivenlere yürüdüğümüzde aniden omuzumda da bir acı duydum. Şimdi çektirdiklerimi çekiyorum düşüncesiyle arkama bile bakmama gerek duymadan Minho hızlandığında anladım ki asıl katil peşimizi asla bırakmamıştı.
"Bu burada bitsin.."
Söylenirken yine karnıma ağrılar saplandığını hissettim; hem kolum, hem omuzum yaralarla acırken bir de üstüne bu çıkınca üzerimdeki terle iyice bitkin düştüm. Bitkin düşmekle kalmadım, aniden bedenim de yere düştü. Kulaklarımı bir erkeğin endişeli sesi doldururken gözlerimi açacak gibi değildim, aniden birisinin kollarının bacaklarımı ve sırtımı sardığını hissettiğimde kısa süre içinde havada buldum kendimi. Bilincim tamamen kapalı değildi.
"Dayan.."
Kucağında sallanırken merdivenlere vardığını ve çıkışa ulaşmak üzere olduğunu farkettim. Sonunda titremeyi bıraktığımda ve tenime soğuk havanın vurduğunu hissettiğimde rahatlamış gibiydim, büyük ihtimalle Minho ikimizi de Cehennemin eşiğinden çıkarmıştı artık..

缘分: YUÁNFÈN -Minsung (Mpreg)-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin