08:01 Bölüm

17 2 1
                                    

                                                     Saniye

Öyle karanlıktı ki dünyam, sırtımı ışığa dönmüş, unutmuş, yok saymıştım. Haykırmanın karanlığı parçalayacağına inanıyordum ama haykırdıkça karanlık beni yutuyor, içine çekiyor, nefessiz bırakıyordu. Ade benim karanlığım, Marsel ise ışığımdı. Ade bu hikâyenin yelkovanı ben ise onunla kendimi büsbütün kapatmış arada kıskaçlarıyla ona zarar veren akreptim. Yüreğim Marsel'i görmüyor, görse de unutuyordu. Her anımda yanımda olmasını istediğim, delirdiğim anlarda belirip nefes almamı sağlayan saniyeler Marsel'di. Ona hayrandım,beni büyülüyordu. Işığını görmek beni kör edercesine yüreğimi delik deşik ediyordu. Ben asla Marsel'e yaklaşamaz onun hızına ayak uyduramazdım. Zamanın içine tutsak olan bedenim için saatler bir asır gibi yavaştı. Işığın hızına yetişemez, ışığa bakamaz, ışığı isteyemezdim. Bunu onu ilk gördüğüm an anlamış, adını hafızamdan kazımıştım. Ade.. adını söylemek bile kalbime tonlarca ağırlık yüklüyordu. Kaderimiz kördüğüm misali iç içe geçmiş yoldaşım benim. Bütün karanlığımı ruhundan öte bedenine nakış nakış işlemiş diğer benzerim benim... Sana sırtımı nasıl dönebilirim. Kendime sırtımı nasıl dönebilirim. Altında ezildiğim her kötü an için bu döngüyü ancak seninle kırabilirim. Seni iyileştirerek, bana sığınan, titreyen, korkan, acıyan her yaranı iyileştirerek...

...

" hey uyan artık Marsel!"

"Neden hala uyanmıyor, Zal sana söylüyorum neden hala uyanmıyor!"

" Uçurumdan düşerken başını yaralamış görmüyor musun!? Bırak onu bunu da Eva' dan hala haber yok, gerçekten ölmüş olamaz değil mi?"

" Eva'ya asla birşey olmaz bunu benden daha iyi biliyorsun, sadece için rahat etsin diye benden de duymaya ihtiyacın var."

"Uyan artık Marsel seninle de uğraşmayalım daha yapacak çok işimiz var."

Marsel'i kendi atının önüne koyan Koman, onun için çok endişeliydi. Sürekli Marsel'i dürtüp uyanması için konuşuyordu. Zal ise Eva'nın onlar için yazdığı planları okuyordu.

"Şurada duralım. Yüzüne nehirden su çarpalım yoksa bunun uyanacağı yok!"

"Zal tut şunu hadi çok ağır. Bir yardım et!"

" Hava buz gibi kıyafetleri sırılsıklam bu gidişle uçurumdan atladığı için değil soğuktan ölecek."

" Yanındaki kıyafetlerden çıkart Eva'nın erkek kıyafetleri ona olur mu?"

" Giydir gitsin ıslak kıyafetlerinden iyidir."

" Tamam onu da ben yapayım Zal, Marsel,uyanmazsan seni, ben öldüreceğim!"

"Hmmm Eva gerçekten çok zeki yazdıklarını okusan ağzın açık kalır.Ufff nerde bu yeşil kız!"

" Okumama gerek yok. Eva'nın dediklerinden dışarıya çıkmamamız lazım."

" Evet! Eva " planları sadece bir kişi okusun." dedi. Ve o kişi de benim."

Zal'ın suratında hafiften hinlik sırıtışını gören Koman sinirlendi.

" Hey bunun nedeni sana çok güvendiğinden değil, planı aramızda sorgulanmasın ve eğer tutuklanırsak ve  bizi Eva'nın hayatıyla tehdit ederlerse söylemeyelim diye."

" Tamam... Tamam bir şey söylemedim."

" Ne oluyor? Öldüm mü ben, neden Eva değil de sizi görüyorum? Ahh hayır başım çok ağrıyor ağhh sizi görmek istemiyorum bıktım sizden!?

" Marsel..nıç..nıç...nıç. Marselll hayatını kurtaranlara dediklerine bak! duydun mu Koman? boşuna kurtardık deliyi!"

"Eva öldü... Eva öldü neden beni kurtardınız!"

" Neden bahsediyorsun Eva sadece kayıp, ahşap evde küçük bir not bırakıp işi olduğunu yazmış."

Elindeki notu gösterip, Marsel'in gözyaşlarını silmesi için mendil uzattı.

" O ölüm uçurumundan seni nasıl kurtardığımızı merak etmiyor musun?"

" Nasıl ölmedi? Uçurumun oradaki evde iki asker vardı. Bana Eva'nın yazdığı mektubu verdiler! Ölüm uçurumundan atladığını söylediler."

" Marsel ölüm uçurumunun, aslında ölüm uçurumu olmadığını, seni kurtarana kadar bizde bilmiyorduk"

" Ölüm uçurumu tırt çıktı, hahah"

" Tamamen bir yanılsama, sisten dolayı anlaşılmıyor ama az aşağısında kısım kısım ilerleyen merdiven gibi sıralanmış taşları, en sonunda da küçük bir gölü var. Aşağıdan baktığında uçurum gözüküyor, yukarıdan baktığında ise sonsuz bir gökyüzü."

" Yani Koman'ın demek istediği atlasa bile sen nasıl kurtulduysan o da kurtulur."

" Evet benden daha iyi bir yüzücü,ama yaralanmış olabilir."

" Uçurumun her yerine baktık, ne kan ne eşya vardı."

" Bu da demek oluyor ki Eva yaşıyor."

" Ade,Eva'yı öldürmek istedi. Yerini o söylemiş."

" Eva gelmeden bu işi kurcalamayalım. Önemli olan sıradaki plan!"

" Eee Zal plan ne?"

" Duyacaklarınıza inanamayacaksınız!"

Zal sırıtıp maskeyi kafasına geçirdi.

"Ama önce bize iki tane daha maske gerekiyor."

𝕯𝖔̈𝖓𝖌𝖚̈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin