Derin bir nefes alarak gözlerini açtı. Sürekli "Toprağı öpmek" diyerek fısıldayan canavarla güne başladı. Gözleri kapanıp açılıyor sanki yanında Ade yatıyormuş gibi hissediyordu. Gözlerini açmadan, yanındakinin kim olduğunu, nerede olduğunu, nasıl buraya geldiğini umursamadan, bütün soru ve sorunlarda kaçıp yanında uzanan bu adam her kimse birisinin sıcaklığını hissetmek için sadece ona sarılmak istedi. Dönüp sıkıca sarıldığı, bütün gece başında ateşinin düşmesini beklemiş olan kişi, Kora'dan başkası değildi. Artık koca evrende bir canavar bir de o kalmıştı insan diyebileceği yanında olduğunu söyleyebildiği tek kişi ise Kora'ydı. Kora'nın ona baktığını, yüzünü incelediğini, nefesini tuttuğunu kalbinin nasıl hızla çarptığını hissedebiliyordu. Kora'nın göğsüne doğru tamamen kendini yapıştırarak derin bir nefes aldı. Kora'nın asla nefes almayarak Eva'nın uyanmasından korkması Eva'yı içten içe mutlu etmişti. Nefes alıp almaması kalbinin yanında daha az ses çıkarabilirdi çünkü bir davulun sesi gibi kulağında yankılanıyor ne kadar sıkı sarılsa o denli hareketsiz kalıyordu.
Saatlerce sarılıp içindeki boşluğun, hissizliğin biraz olsun azalmasını diledi. Sonra gözlerini açmadan geri çekilerek " Beni Ade'ymiş gibi dinler misin?" Kora'nın sessizliği Eva'ya cesaret verdi.
"O zaman bu sessizliği evet olarak kabul etmeliyim. Bir rüya gördüm Ade, sadece ikimiz vardık. Benim için bir ev yapmıştın dışarısında rüzgar gülü,kitaplar, kırmızı bir şal... salıncak ahh ne güzeldi! Herkesin hayatında olan sıradan şeyler bana ne uzak! Beni salıncakta salladın - yanakları kızardı- başımdan, yanaklarımdan öptün. Sonra kucağına alarak evimize götürdün. Öyle güzel, öyle normaldi ki her şey, senin yaraların yoktu, yüzündeki yara izi kaybolmuştu. Nefes kesici görünüyordun. Ela gözlerini öyle özlemiştim ki bakmaya doyamadım. Tâ ki evimizde ayaklarımdan altından yer çekiliyormuş gibi olana kadar. Yine yok oldun! Hak ettim, ilk ben seni terk ettim bu yüzden sonuna kadar hak ettim. Seni ararken gölün orada, seni kaybettiğim yerde buldum. Bütün yaralarınla bana meydan okuyordun. Benim yüzümden, başına gelenler için beni suçluyordun, seni özgür bırakmamı istedin. Ama Ade... -gözyaşları aktı, dudakları titredi- Ade seni nasıl özgür bırakabilirim. Sen benim kalbimsin,ruhum, insan olan tarafımsın. Şimdi seni özgür bırakırsam canavarla yaşamım boyunca yalnız bir ömür geçireceğim. Ade... hayattayken sen beni affetmedin, için içini yedi. Ben sende yaşadım. Gittiğinde ise ben, seni affetmeyeceğim içim içimi yesin sen bende yaşa! Olmaz mı Ade? Seni bırakamam! Yanına gelmeme izin ver ya da sen gel... Bana gel n'olursun. Seni özledim, gözlerini özledim, ellerini özledim, bakışını, konuşmanı, duruşunu özledim. Sadece ben değil, seni yaşamım özledi. Her saniye, dakika, saat özledi. Gittikçe sonsuzluğa uzanan bitmek tükenmek bilmeyen zamanım özledi."
Kora'nın üstü gözyaşlarıyla ıslandı. Eva'yla birlikte ağlamaya başlamıştı. Eva ellerini Kora'nın yüzünde gezdirerek göz yaşlarını sildi.
"Ağlama Ade, ağlama sen hep gül! Gülmen için sana ne demem gerekiyor. Sevgilim...sevgilim demem seni mutlu eder mi? Kalbinin sesi 'evet' der gibi çarpıyor. "Sevgilim" diyerek kulağına fısıldadı. Seni göğsüme saklayabilsem. Seni her şeyden, herkesten koruyabilsem. Seni kendimden ayırabilsem. Ben yara'yım sen acısı, öyle çirkin öyle biçimsiz, yok olduğum an acı da kaybolacak. Senin için yok olacağım Ade."
Kora'nın saçlarını okşadı. Tekrar uykuya dalıp Ade'nin yüzünü görmek, tekrar onu hissetmek istiyordu. Kora bu anın bozulmasından korkarak fısıldadı.
"Özlediklerimiz bizi hisseder mi? Onlar da bizi özlüyor mu?"
"Özlem çok güçlü bir duygu, ne zaman özlesem bedeni yanımda belirdi. Ne zaman özlemimden delirecek gibi olsam rüyalarım onu bana getirdi. Evet, bence hissediyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝕯𝖔̈𝖓𝖌𝖚̈
Historical FictionZamanın içerisinde, birbirini takip eden akrep ve yelkovan... Döngü; zamanı, hikayemizin ilk on iki bölümü geceyi, son on iki bölümü gündüzü temsil ediyor. Bu yüzden ilk bölümler gecenin aydınlanması gibi yavaş yavaş kendini gösteriyor. Sabırla okuy...