FİNAL PART 1

1.8K 184 26
                                    

DOĞUM VE ÖLÜM

Mutlulukla gözümü açtığım kaçıncı aydı bilmiyordum. Kollarına sığındığım adamın o cennet kokusunu çekerken gülümsedim. Hayalini dahi kuramadığım anıları yaşamak bana hala imkansız geliyordu fakat hissettiğim o duygu yoğunluğu ve yaşadıklarımız tüm gerçekliği ile karşımdaydı. Berzan ile gerçekten bir aile oluşumuz ve gün gün artan sevgimiz ile yaşamak bambaşka güzellikteydi. İkimizin bedeninde acı ile yanan ateşler sönmüş gibiydi. Sanki, sanki biz hiç acı çekmemiş gibi mutluyduk. Bir birimize açtığımız yaraları sarmış izlerini dahi yok etmiştik. Yaşayamadığım hasret kaldığım her şeyi onunla yaşamak bambaşkaydı ve artık ben mutlu olmaya alışmıştım. Mutluluğu garipseyen benliğim artık mutluluğu biliyordu ve hiç garipsemiyordu. Sanki acı yüreklerimize hiç konmamış gibiydi ve biz acıyı unutup gökyüzünde mutlulukla uçuyorduk. Tabi o uçtuğumuz gökyüzünden yere çakılacağımızı hiç düşünmemiştik...

"Günaydın Asim."

Duyduğum boğuk sesi ile gülümseyip dudaklarına bir buse kondurduğumda "Günaydın Berzan'ım." Dedim.

Berzan'ım değişim ile kocaman gülümsedi. Ona bu şekilde seslenmemi çok seviyordu ve ben sevdiğini bildiğim için sürekli dile döküyordum.

"Berzan'ın kurban olsun sana."

Canından koparcasına söylediği sözler ile çıplak bedenimi çıplak bedenine daha çok çekip sarmaladı. Sucacık dudakları omzumu bulurken usulca gözlerimi kapadım.

"Şöyle sözler söyleme, sevmiyorum."

"Biliyorum ama sanki ne söylesem az geliyor. Bu sözü söyleyince sanki o azlık azda olsa doluyormuş gibi hissediyorum."

Söylediği sözlerle iç çektim. Doğru söylüyordu. İnsan çok seviyorsa söylenen her söz içinde yaşayan aşkı tarif edemiyordu. Çünkü hiç bir kelime ve sözcükler içimizdeki o büyük sevgiyi dile dökecek kadar yaratıcı değildi.

"Biliyorum..." dedim.

Usulca saçlarımı okşayıp gözlerimin içine bakarken içim eriyordu. Usulca uzanıp dudağını öptüğümde "Duşa girmem gerek." dedim. O bu sözlerim ile gülümseyip beni iyice kendine çektiğinde dudaklarıma küçük küçük öpüçükler kondurmaya başladı.

"Bence duşa birlikte girebiliriz."

O sözleri ile gülümseyip kollarımı boynuna doladım. Onun eli çoktan bacağıma inmiş keşfe çıkarken usulca dudaklarına "Hımm fena bir fikir değil." Dedim. Bu sözüm ile dudaklarıma kondurulan küçük öpücükler büyümüş ve bedenim çıplak bedeninin altında yerini çoktan almıştı. İkimiz yine birbirimizde kaybolmuş ve onun şefkatli ellerine bırakmıştım kendimi. En çok sevdiğim şey ise birlikte olduktan sonra tenimi okşaması omzuma kondurduğu küçük öpücüklerdi. Beni kucağına alıp banyoya götürdüğünde yıkaması ile bambaşka bir güzellikteydi. O saçlarımı köpüklerken burnuma kondurduğu öpücükle, benim 'gözüm yandı Berzan' demem ile attığı kahkahalar öyle güzeldi ki mutluluk içimizde şen şakrak bir insan gibi vücut bulmuş gibiydi. Banyodan sonra asla bana izin vermeyip saçlarımı kendi kurutması ve her saçıma tarağı vurduğunda saçlarımdan öpmesi ile bambaşka bir boyutta sürükleniyor gibiydim. Bu sevgiden de öteydi. Sevilmenin ne olduğunu bilmeyen ben şimdi sevginin en güzelini yaşıyordum. Onun ellerinde bir bebek gibi bakılıp değer bilinmek kadar güzel bir şey yoktu. Kahvaltımızı birlikte hazırlarken onun "Bugün Çetin ile buluşacağız. Akşam istersen konağa geç." Demesi ile gülümsedim.

"Çok iyi olur, aslında Rojda'nın bugün hastanede kontorolü vardı olmadı bende giderim."

"Kaç ay oldu? Cinsiyeti mi belli olacak?"

ATEŞTE YANAN BEDENLER (ROZ-BER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin