➖◾️BÖLÜM 12◾️➖

8.8K 977 499
                                    


Sensizlik çöker içime yokluğunda
Öksüz kalır sevinçlerim
Bölünür kalbim iki parçaya
Kaybolur gülüşlerim
Bir şeyler eksik kalır yüreğimde
Kaybolur yıldızları gecelerimin
En güzel gülleri solar
Sevda bahçemin
Acıyla dolar yaralı kalbim
Boğazımda düğümlenir kelimeler
Yağmur gibi akan göz yaşlarım
Hüzne dönüşür
Senin yokluğunda
Sığınırım yalnızlığıma
Sevda burukluğumu
İçimde gizlerim
Hüzne bürünür zaman
Tutsak kalır dileklerim
Nefes almak neye yarar
Sen olmayınca.


🌑REBİRTH🌑

Saçlarımın arasında dolanan sert rüzgar enseme soğuk esintisini bırakıyor.
Üşüyorum, ayazda kalmış gibi üşüyorum, hoş ayazda kalmış gibi değildi vaziyetim. Ben zaten ayazda kalmıştım!

Soğuk bir fırtınada kimsesiz bir çocuk gibi çaresiz hissediyorum.
Yorgun düşmüş bedenim titriyor, omuzlarım çökmüş gibi yerlerde sürünüyor.

Gözlerimden eksilmeyen yaşlar göz pınarlarımdaki kirpiklerimi ıslatıyor. Acı kokuyor bedenim, öksüz kalıyor ruhum. Bir elimde acılarım, bir elimde küçük bir kol çantam.

Yaşlı gözlerimde bir zamanlar evim dediğim konağın demir kapısında.

Adımlarım yere çakılmış gibi, ne konağın kapısına ileleyebiliyorum ne de geri gidebiliyorum.

Geride bıraktığım adamın sureti gözlerimin önünde oynaşıyor. Zihnim hayal ediyor okudukları ile nasıl bir vaziyette olduğunu.

"Düşünme Rozalin... Sırtında ki yükler alındı. Bırak herkes kendi ateşinde kavrulsun."

İçimde ki sesin yankılanması ile iç çektiğimde omuzlarımı dik tutmaya çalıştım. Herkes kendi ateşiyle kavrulacaktı. Tıpkı ben gibi!

Beni attıkları ateşte yavaş yavaş yanmış en sonunda da kül olmuştum. Üzerimde o ateşin isini halen taşıyordum. Burnumun direğini sızlatıyorken o is nasıl bu eve sığınacaktım? Nasıl ayaklarım gidecekti o kapıya?

Beni hiç düşünmeden ateşe atan insanların kucağına gitmek yakışır mıydı Rozalin Harmanlı'ya? Yakışmazdı hiç şüphesiz!

Beni yakanlara sığınmakta, onları yakmadan çatılarının altında olmak bana yakışmazdı!

Ben Rozalin Harmanlı sıramı salmıştım, yeminimi uygulayıp Evin ile Berzan'ı gömmüştüm. Kül olma sırası Berzan'dayken ailem dediğim insanlara çaktığım kıvılcımın harlanması gerekti. Onlarında ben gibi gün gün yanması, acıyla kavrulması gerekti! Acılarımın boyunlarına bir urgan gibi geçip nefessiz bırakması şartı!

Bunlar şartta peki ben ne yapacağım?

Nereye gidecek?

Kime sığınacaktım?

İşte bu soruların cevabı yoktu bende. Uzun uzun demir kapıya bakarak düşündüm. Bir adım atarsam o kapıya doğru yine hayatımın iplerini onların eline verecektim. Yine onlar beni bir kukla gibi yöneteceklerdi. İpliklerim her birinin eline geçip dolaştıkça dolaşacak en sonunda bir kör düğüm yaratacaktı.

"Zaten bir kör düğüm değil mi hayatım?"

Kurumuş dudaklarımdan sesizce dökülen sözlerle gözlerimi kapadım. Zihnim düşüncelere, bir yol arayışına çıksada daha beteri olamayacak haldeydim.

Ama yok! Bu sözü söylememem gerek! Her bu sözü söylediğimde daha çok gömüldüm hayatın benim için hazırlamış olduğu bataklığa.

Şimdi ise ben gömecektim o balçık göletine ne var ne yoksa!

ATEŞTE YANAN BEDENLER (ROZ-BER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin