Bir söz bırak...
⚜️CAN YARAM⚜️
İçi gibi kap karanlık puslu geceye bakıp dalıyor benliğinin derinliklerine adam. Daldıkça boğuluyor karanlığın içindeki acılarıyla. İçinde yer eden acıları ve o acıların doğmasını sağlayan gerçekleri dökememenin verdiği ızdırap yer ediyor içinde. Dökmek istemiyordu o biriken zift tutmuş acıları. Çünkü biliyordu kilit vurmuş dudakları açılsa o açılan dudaklardan içinde ki zift gibi kap kara olan gerçekler dökülse dahi anlaşılmayacaktı. Anlaşılmayacağının acısının yanına eklenecek başka acılardan dolayı susuyordu... İçinde ki suskunluğuna yine ekledi bardağına kederiyle harmanladığı içkiyi. Boğazını yakıp geçen sıvıyla dolu gözlerini kapatıyor acıyla.
"Yeter içtiğin."
Kulağına usulca dolan sözler ile gözlerini açmamış fakat dudaklarında buruk bir tebessüm açmıştı. O tebessümde gömülüydü mutlulukları.
Berzan biliyordu ne kadar içse yetmezdi ne kadar sarhoş olsa acılarını unutamazdı. Çiftlikte ki günden sonra kendini içkiye vurmuş her yudumladığı sıvıda acısına acı ekiyordu.
"Karışma, yasımı tutuyorum."
Mühürlü dudaklarını araladığında sessizce döküldü kelimeleri. Kimsenin karışmasını istemiyordu, sadece ölen umutlarının yasını tutmak istiyordu.
"S*kerim yasını! Yine yumruk mu yiyeceksin benden?"
Arkadaşının sinirle tısladığı sözlerden sonra gözlerini aralıyor. Araladığı gözlerindeki kurumuş bir toprak misali olan kahverengileri koyulaşıyor. Koyulaştıkça gömüyor acılarını ve yerini buzdan soğuk topraklara bırakıyordu.
"Attığın yumruğu geri iade etmesini bilirim."
Diye konuşurken arkadaşının patlamış dudağını göstermişti elindeki bardağı o tarafa doğru hafifçe sallayarak.
Cihan kurumuş dudaklardan buz gibi dökülen sözlerle tebessüm etti. Bir yudum içkisinden içip "O kadar da olsun." Dedi. Geçen sefer Berzan kendini kaybetmişti ve onun o halini görüp dayanamadığı için bir yumruk atmış fakat o yumrukla bir kavganın başlangıcını yapmışlardı."Daha ne kadar böyle devam edecek?"
Cihan arkadaşının gözlerinin içine baktı. Onu her gün böyle görmek ölüm gibi geliyor ve boynuna vicdan urganı geçiriliyordu.
"Bilmiyorum. İçimde ki bu yangın ne zaman biterse o zaman geçer."
"O yangın hiç geçmeyecek gibi duruyor."
Cihan'ın sözlerinin ağırlığı altında kaldı adam. Kalbi sıkışırken gözleri doldu yine. Tekrar sakladı acizce dolan gözlerini. Gözlerini kapattığında titreyen dudaklarını ısırdı. Berzan içinde ki bu ateşi atacak gibi durmuyordu, bu ateş ile yanıp tutuşuyor ama bir türlü kül olmuyordu.
"Niye böyle oluyor lan?"
Titreyen dudakları gibi sözleri de sarsılmıştı. Her çıkan harf boğazından derin kesikler atarak geçmiş dudaklarından parçalanarak çıkmıştı.
"Niye sevdiklerim tarafından kandırılıp yarı yolda bırakılıyorum?"
Son sözlerinin ardından döküldü bir damla yaşı kederle yanaklarına. Dökülen yaşını silmeye dahi gücünü kendinde bulmazken tekrar yudumladı içindeki acısına kendini kaybetmek için içtiği sıvıyı.
"Canım yanıyor ulan, şu canımın yangınını görüp bir de ben ne yaptım demez mi işte o an isyan edesim geliyor bağırıp çağırasım geliyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞTE YANAN BEDENLER (ROZ-BER)
General FictionAşk mıdır insana sev diyen ? yoksa yalnızlık mı körükleyen ? söylesene aşk nedir ? bir muma ateş olmak mı yoksa yanan ateşe dokunmak mı? AŞK-ı ATEŞ SERİSİNİN DÖDÜNCÜ KİTABIDIR... TÜM HAKLARI SAKLIDIR! EN UFAK ÇALINTI SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA GEREKEN...