➖◼️BÖLÜM 20◼️➖

11.7K 1.1K 1.2K
                                    

ÇEKİLİŞİ KAZANAN DELALİM !

SimareAskerli



Söylesene kalbim daha ne kadar katlana bilirsin bu acıya? Daha ne kadar yana bilirsin ki bu ateşte?
Oysa bir YABANCIYI o ...
Kalbi "bir başkası için, bir ölü için atandı o! Bana YASAK , sana TUZAK' tı o...

Yazan: SimareAskerli


KAYBOLMUŞ SÖZLER

Saçlarımda alışık olmadığım bir dokunuş hissettim. Garipsediğim ve alışık olmadığım bu dokunuşun bir rüyamı yoksa gerçek mi olduğunu kavrayamadığımdan kaşlarım hafifçe çatılmıştı. Zihnimin sisli havası yavaş yavaş berraklaşırken alnımda hissettim sıcak dudakları. Alnıma dokunan sıcacık dudaklar ile çatılan kaşlarım gevşemişti tıpkı vücudumun gevşediği gibi. Zihnim bu öpücükle iyice berraklaştığında birbirine kenetlenmiş kirpiklerimi araladım. Kirpiklerimi araladığımda gördüğüm suratın gerçekliği ile bir kaç saniye durdum. Berzan'ın saçlarımı okşayıp alnımı öpmesi inanılır gibi değildi. Zihnim gerçekliğinden emin olmak istemiş olacakki ellerim yüzünü buldu. Yavaşça parmaklarımın uçları sakallarında gezinirken kocaman bir tebessüm kondurdu. O tebessümü benim dudaklarıma eğilip minik bir öpücük kondurarak bulaştırdığında "Günaydın kıvırcık." Dedi.

"Gün, gerçekten aymış artık bana."

"Bize artık her şey aydınlık."

Sözlerime karşı dediği cümleler ile koca bir iç çekip başımı salladım. Ardından ise kollarımı boynuna dolayıp başımı göğsüne yasladığımda mırıldandım.

"Bir zahmet artık aydınlansın. Hep karanlıktaydık."

Dudaklarımdan dökülen sözlerim ile derin bir iç çekişini hissettim. Ardından beni biraz daha kendine çekip daha sıkı sarılmış ve saçlarımı koklayarak bir öpücük bırakmıştı. Bir müddet öylece sadece sarılarak durmuş bir şey söylememiştik. İkimizde huzuru yavaş yavaş sindirerek yaşamak istiyorduk ve bunu acele etmeden yapıyorduk. O saçlarımı öpüp okşarken bende sırtına parmaklarımla daireler çiziyor, yazılar karalıyordum.

"Çok oldu mu uyanalı?"

Usulca sorduğum soru bir buse daha kondurup saçlarıma "Bir iki saat olmuştur  bilmiyorum." Dedi. .

"Neden uyandırmadın beni?"

"Seni izlemek ve senin kollarımda olmanı görmek güzeldi. Hayal olmadığını görüyordum."

Kalbim söylediği sözler ile deli gibi çarpıyordu. Karnıma giren krapları dahi saymıyordum. Bu nasıl bir şeydi anlamıyordum. Demekki her insan sevdiğinin karşılığını alınca böyle heyecanla dolup taşıyordu. Mutlulukla çarpmaya alışkın olmayan kalbim bu anlara uymakta zorlanıyor olsa gerek nefesimi kesiyordu. Sevgimin bulduğu karşılık ile gözlerim dolduğunda kaşlarını çatıp gözlerimden öperek "hişşş... Ağlamak yok." Dedi. O sözü ile munzur bir çocuk gibi mırıldandım "Mutluluktan da mı ağlamak yasak?" Diye. O sözlerim ile gözlerime yine öpücüklerini kondurdu. Islanmış kirpiklerime deyen  dudakları ile kalbim yine sızladı alışık olmadığı için.

"Her türlü ağlamak yasak." Dedğip sıkıca sardı kollarını belime. O saçlarımdan öperken bende kollarımı doladım boynuna. Uzun uzun kokusunu içime çekerken gülümseyerek geri çekildi .

"Eğer biraz daha yatakta kalırsak işine günden geç kalacaksın."

O sözü ile beynimde kocaman bir ampül yanmıştı. Kolları arasından nasıl panikle çıkıp doğruldum bilmiyordum. Panikle titreyen gözlerim duvarda gezindi, saatin duvarda asılı olmadığını gördüğümde dudaklarımı büzüp "Koskoca duvara saat asmayı unutmuşuz!" Diye söylendim. O bu sözlerime gülerek yataktan kalktığında "Sakin ol." Dedi.

ATEŞTE YANAN BEDENLER (ROZ-BER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin