🔸27.BÖLÜM: GÜVENİN FİLİZLENİŞİ

973 169 24
                                    

Matthew haklıydı, kesinlikle zamanımız tükeniyordu.

"Gel. Bu taraftan." dedi Dallas...

Onayımın bir işareti olsun diye hafifçe elini sıkarak bana liderlik etmesine, istediği yere götürmesine izin verdim. Ne de olsa her yer burada olmaktan daha çekici görünüyordu. Dallas'ın adımlarına yetişmeye çalışırken duyularım daha da kesinleşti. Ayaklarımın altındaki yumuşak halı, serin cilalı karo zeminle zıtlık oluşturuyor; Paylaştığımız belirsizlik yüzünden kalbim korkuyla atıyor, ifademi kontrol edemiyordum. Dallas arka tarafa, bahçe tarafına bakan büyük pencerelerin olduğu tarafa gidiyordu. Elimi bıraktı ve en köşede yer alan pencereyi seçerek camı kenara kaydırdı. Dışarıdan esen soğuk rüzgar Dallas'ın saçlarından geçerek yanağıma çarptı. Dallas eğilip yan tarafa baktı. Bir süre sonra geri çekildi ve bana döndü. Ne yapmayı amaçladığını anlamayarak ona geri bakarken o da beni süzüyordu.

"Yükseklik korkun var mı?" diye sordu.

"Hayır... Neden ki?"

İçime hiç iyi şeyler doğmuyordu.

"B bloktaki sınıfa geçmek için burayı kullanacağız."

Geçmek? B blok? Burayı?

Bir adım geri çekilerek "NE?" diye haykırdım ama sesim içime kaçmış olmalı ki çok kısık çıkmıştı. Yani, pencereyi mi kast ediyordu? Bu düşünceyle başımı şiddetle iki yana salladım. Yükseklik korkum yoksa bile şimdi kesinlikle vardı. "Hayır. Deli misin sen? Ne kadar yukarıda olduğumuzun farkında mısın? Buradan düşersek cesedimizi bile toplayamazlar."

"Biliyorum ama buradan çıkmanın başka bir yolu olduğunu sanmıyorum. Kapıda silahlı bir katil var ve havalandırmalar da içinden geçemeyeceğimiz kadar küçükler."

Hadi ama, başka bir yol olmalıydı. Olmak zorundaydı. Ne kadar yüksekte olduğumuzu düşünmek bile mideme kramplar girmesine neden oluyordu. Peki, diğer seçenek neydi? Matthew'in ellerinde can çekişerek ölmek mi? Çünkü o ahşap kapı kesinlikle uzun süre dayanmayacaktı. Birkaç dakikamız ya vardı ya yoktu.

"Ta-tamam." dedim, yapmak üzere olduğumuz şeyin üzerine pek düşünmemeye çalışırken. Delirmiş olmalıydım, bunun başka bir açıklaması yoktu. "Yapalım şunu."

"Her şey iyi olacak." Bana güven veren bir gülümsemeyle baktı, oysa tek gördüğüm arkasındaki camın manzarasıydı...

Umutla, "Umarım." dedim.

"Önce mi gitmek istersin, yoksa sonra mı?"

"Sonra, lütfen."

Son bir bakış attıktan sonra Dallas başını salladı ve sessizce gözlerini pencereye çevirdi. Nefes almadan onu seyrediyordum. Binanın dışına tırmanmak için pencerenin kenarına uzanınca onun için duyduğum endişe katlanarak arttı. Hatta o an Elias için hissettiğimden bile daha yoğundu. Panikle Dallas'a uzanıp gömleğinin üzerinden koluna dokundum. Dokunuşumu hissettiği anda bana doğru döndü, parmaklarımı kolundan çekerken yüzüme anlamaz bir bakışla baktı...

"Bir şey mi oldu, Cassie?"

"Kendine dikkat et." dedim utanarak. "Burası gerçekten çok yüksek."

"Edeceğim." diye söz verdi bana. Endişemizin derinliğini kavradıkça bakışlarının altında nazik bir parıltı belirdi. Güven veren bir gülümseme dudaklarında oynadı. "Karşıya geçeceğim. Sonra da seni oraya çekeceğim. Sorun olmayacak. Tamam mı?"

"Tamam."

Dürüst olmak gerekirse, demek istediğim tam olarak bu değildi aslında. 

Dallas, pencerenin ötesine geçtiğinde Matthew'in kapıya olan vuruşları daha da şiddetli bir hâle gelmişti. Huzursuzluk yüzüme yayılırken pencereye doğru ilerleyerek Dallas'ı daha iyi görmeye çalıştım. Hissettiğim gerginliğin yoğunluğu yüzünden zaman yavaşlamış gibi hissettiriyordu. Pencereden sarktım. Soğuk esinti saçlarımda dans edip kızıl telleri yüzüme doğru savuruyor, yanaklarımda bir karıncalanma yaratıyordu. Yapmamam gerektiğini bildiğim halde aşağıya bakmak için başımı eğdim. Durumun ciddiyeti içime işlerken pencerenin kenarını sertçe kavradım. Yükseklik korkum olmamasına rağmen başımın döndüğünü hissedebiliyordum. Dallas'a baktım ve o anda klimanın kasasına bastığını gördüm. Kasa onun ağırlığı altında hafifçe gıcırdayınca öne eğildim ve yine, endişeyle, "Dikkatli ol." dedim. Dallas bir an bana baktı. Rüzgar saçlarını alnına doğru savuruyor, gömleğinin kumaşıyla oynuyordu.

Kanlı GeceyarısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin