3 : Gerçekle Tek Başına

272 108 455
                                    

Bölümlük şarkı: Nocturne ~ Secret Garden

Hani bir şey öğrenirsiniz. Sonra o gerçek size hiç gerçek gelmez ya. Dersiniz hayır, gerçek değil ama bunu belki gözünüzle gördünüz. Belki kulağınızla duydunuz. Sizin için belki kötüdür, belki size umut verir, belki de derin düşüncelere iter. Bu satırları okurken kendinizi düşünün. Gerçekler gerçektir. Maalesef ki değiştiremeyiz.

Bende benim gerçeğimi değiştiremem.
Kabul etmek zorundaydım ama o kadar gerçek dışı geliyor ki.

Anlatamam.

Ben bir alftim.

Daha ilginci son alftim.

Daha daha ilginci varistim.

Kendimi toparlamam çok uzun zaman aldı.
Sanki asırlar geçmiş gibi hissediyordum ama sadece birkaç dakika geçmişti.

Adamlardan biri,
"Sen yıllardır aradığımız varissin. Şimdi beni dinle," derken sözünü kestim,
"Ben neyi dinleyeyim! Siz benim alf olduğumu söylüyorsunuz! Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz! Alfler çok büyük varlıklar. Ben... Yani... Bilmiyorum ama buna öyle kolay inanamam..."

Bildiğiniz birşeye yinede inanmamak isteriz bazen. İşte tam da öyleydim...

Adam yavaşça omzuma dokundu,
"Tamam ilk önce sakin ol. Açıklıyorum. Bu sıvılar bir testtir. Pamuk o bölgeyi tahriş eder. Hissiz hale getirir. Bizde o bölgeden kana bakarız. Alf soyunun kanı ölseler bile akmaya devam eder. Alfler bu yüzden kolay ölmezlermiş. O bölgedeki kan eğer hala etkin ve temiz kansa...Alfsindir..."

" Şu ana dek hiçbir test pozitif çıkmamıştı. Bize birtek burası kaldı. Son varis burada olmalıydı..."

"Pamuğa bakabilir miyim?" dedim. Sesim titriyordu. O pamukta görmek istemeyeceğim şeyler görecektim.

Adam pamuğu uzattı.

Hala temiz, kırmızı bir sıvı vardı. O sıvı... Kanımdı...

Ben pamuğa bakarken omzumda bir el hissettim. Yüzümü döndüm. Freya,
"Emery... Belki bu bir fırsattır. Belkide sonu iyi olur." dedi.

"Olmayacak işte Freya! Ben alf olmamalıyım!"

Kendimi kadınların arasından atıp odadan koşarak çıktım. Koridordan da dışarı çıktım.
Köprüden çıplak ayaklarla koşuyordum.
Hemen ahırların olduğu yere gittim.
En çok ilgilendiğim ve sevdiğim at. Daha doğrusu atıma doğru ilerledim.

Atımın bölümünün yanındaki çizmelerimi giydim. Atımı hızlı hareketlerle dışarı çıkardım.

Üstüne atladım ve atımla dört nala koşmaya başladık.

Biraz ileride bir şövalye beni durdurmaya çalıştı.

"Hey! Dur, dur, dur. Sen... Senin atla bir yere gitmen yasak!" dedi.

"Senin için yasak, benim için değil aptal şövalye! Şimdi çekil önümden!" diyip şövalyeye doğru koşturarak ilerledim.

Şövalye ezilmemek için mecburen çekilmek zorunda kaldı.
"Ah! Heey!"
Şövalyeyi umursamayıp hep gittiğim çayırlara gittim.

Atımdan indim ve bir ağaca bağladım.
Papatyaların arasına girdim.
O kadar zordu ki buna inanmak içim yanıyordu.

Annem...
Babam...
Demek ki...

Onlar da alflerdi...

Annem ve babamı hiç görmedim.
Keşke görseydim.
Eski savaş zamanlarında ölmüşlerdi.

Bir dakika...

Bana... Bana annemle babamın kaybolduğu söylenmiş sonradan ölü bulundu denmişti.

Ne!

Annem ve babam...
Onları öldürmüşlerdi!
Alflerin savaşında onları öldürmüşlerdi!

Şok içindeydim...
Bunun başka açıklaması olamazdı.
Eğer alfsem onlarda alfti ve alflerin savaşının zamanında ölmüşlerdi. O dönemdeki o savaş alfleri yok etmek içindi ve yok etmişti. Annem... Savaşta öldürülmüştü.

Artık dayanamadım ve deli gibi ağlamaya başladım.
Çığlıklar atıyor ve ölümüne çırpınıyorum.

Kendimi bir o yana bir bu yana vurdum.
Annemle babamın acısı tazelenmişti.
Atım ben ağlarken kişnemeye başladı.

Benim ağlamamı ve acımı fark etmişti.
Atımın yanına koştum ve sadık dostumun boynuna sarıldım.

Delirmiştim ve beni atım sakinleştirmişti.
Tekrardan çayırın ortasına oturdum. Hıçkırarak ağlıyordum. Ayağa kalktım. Papatyalara doğru gittim. Üç papatya kopardım. Birini elime alıp,
"Annem beni seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor..."

Seviyor çıkmıştı.
Annem beni seviyordu.

Diğer papatyayı elime aldım,
" Babam beni seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor..."

Seviyor çıkmıştı.
Babam beni seviyordu.

Son papatyayı da elime aldım uzun süre papatyaya baktım,
" Soyum beni seviyor, sevmiyor, seviyor, sevmiyor..."

Sevmiyor çıkmıştı.
Soyum beni sevmiyordu.
Bende soyumu sevmiyordum.
Ne kadar değerli bir kana sahipsem bir o kadar da acı dolu ve değersizdi...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.








BÖLÜM SONU!
HİKAYEYİ TAKİP ET VE BEKLE
EMERY 'NİN HİKAYESİ YENİ BAŞLIYOR...
🌻🍀⭐

Sonsuz Kılıç 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin