8 : Akşam Yemeği

102 56 62
                                    

Bölümlük şarkı: Spikeroog ~ Mikolai Stroinski

Gözlerim kapalıydı ama sesler duyuyordum.
Cedric ve bir kadının konuştuğunu duydum.
Cedric kızgın bir tonda konuşuyordu,
"Emery ne zaman uyanacak?! Birşey yapamaz mısınız artık?"
"Maalesef efendim. Büyük bir çaba gösteriyoruz ancak hiçbir belirti yok."

Cedric derin bir nefes verdi.

"Peki. Raporlarda başka birşey var mı?"
"Şuanlık ciddi birşey yok ancak..."
"Ne? Kötü birşeyi mi var?"
Kadın kekeleyerek,
"Bi-bilmiyoruz efendim tam olarak ama bileklerinde ki damar yollarında aşırı kanlanma oluştu. Bileklerine yoğun bir kan akışı var. Sebebini bilmiyoruz. İlk defa karşılaştık. Prenses Alice özellikle araştırıyor ve bir yol arıyoruz. Bayıldıktan sonra oluştuğunu fark ettik." dedi kadın.

Şok yaşamıştım. Gözlerimi aramaya çalıştım.
Bileklerime bakmak istiyordum!
Gözlerimi hafif açtığımda yatağımın biraz ilerisinde Cedric ve sanırım şifacı olan kadın duruyordu. Cedric kafasını bana çevirdiği an göz göze geldik.
Gözleri irileşti ve bana doğru hızla geldi,
"Emery! İyi misin?! Kendini nasıl hissediyorsun?"

Konuşmaya çalıştım,
"Benim neyim var? Bileklerim, yardım et Cedric."
Cedric panik olmuştu,
"Hemen Alice'i ve Claire'ı çağır!" dedi kadına.

Kafamı kaldırmak istedim ama olmadı sadece gözlerimi açabilmiştim.
Bana döndü,
"İyi hissediyor musun? Dört gündür uyanmadın. Kutlamada ki herkes çok korktu."

Cedric'e odaklandım,
"Ne? Dört gün mü?! O kadar zaman mı geçti?"

Cedric güldü,
"Evet. O kadar zaman geçti ki seninle tekrar konuşamadık."
Güldüm.
Cedric beni güldürüyordu.
Tam birşey söyliyecektim ki içeriye birden kumral saçlı bir kız girdi.
"Ah Cedric. Niye doktora gelip de bana haber vermiyorsun?! Seni mahvedeceğim!"

Kız çok kızgındı ama bir o kadar da tatlıydı.

"Tamam Kızgın civciv! Emery uyandı ve ben birşey öğrendim. Bana neden söylemedin?"

Kız aslında kızgındı ama birden şoka girdi. Yüzünde dehşet verici bir ifade oluştu,
"Sen... Kimden öğrendin? İlk defa böyle birşeyle karşılaştım. İlk defa bir yol bulmadım. Özür dilerim söylemedim sana ama sende neden bana doktora gittiğini haber vermiyorsun?! Konuyu değiştirmene izin vermeyeceğim! "

Sanırım bu kız, bahsettikleri Alice'di.
Kız bana döndü. İçini bir mutluluk kapladı.
Gülümseyerek,
" Merhaba Emery, tanışamadık. Cedric'i paylamam gerekiyordu. Alice ben. Ayağa kalkabileceğin zaman yanıma gel, olur mu?"

" Teşekkürler Alice. Daha iyi olunca neden olmasın. Bana ne oldu tam olarak biri anlatabilir mi?"

Claire araya girdi,
"Kutlamada birden bayıldın. Neredeyse yanıyordun. Ateşin çıkmıştı. Doktorlar ateşini düşürmeye çalıştı ama pek işe yaramadı sonra Alice yardım etti. Alice şifa gücüne sahip. Yani özel gücü şifa. Ateşini düşürdük ama bu sefer de bileklerine yoğun bir kan akışı oluştu. Ne olduğunu tam olarak anlayamadık bu yüzden tedavi edemiyoruz. Büyük sıkıntı oluşturacak birşey değil ancak ilk defa görüldüğü için biraz dikkat etmeliyiz. Onun dışında bir sorunun yok."

Alice beni kurtarmıştı.

" Alice çok sağol. Bana ne olduğunu anlayamıyorum. Çok sık hastalanan birisi değilimdir. "
Aslında alf olmuş ve kutsanmıştım. Bunu biliyordum ama herkese söyleyemezdim.
Alice yatağımın yanına oturdu,
"Ah, önemli değil. Elimden geleni her zaman yaparım."

Bir süre konuştuk ardından beni yatağıma oturttular. Bileklerime baktım...
Sanırım bu bana alflik için bir zorunluluktu. Yada öyle birşey. Bilemiyorum. Damarlarım belirginleşmiş, çatlamış gibi duruyorlardı. Bazen de ağrı yapıyorlardı.

Birkaç saat dinlendim.
Zaten akşam olmuştu ama iyi hissettiğim için odama geçtim.
Odamda biraz kitap okudum.
Kapım çalana kadar kitap okudum yani.
"Gel."
Kapı açıldı içeriye hizmetçim Sophia girdi.
Bana selam verdi ama zaten ben selam vermesin diye başımı sallamıştım!
"Efendim Kral Erich sizi eğer iyiyseniz yemek odasına, akşam yemeğine bekliyor."

Birgün gerçekten başını eğmekten boyun fıtığı olacak ve o zaman başına daha fazla eğmesine gerek kalmayacak!
Off!
Yani gerçekten bu ne böyle?!

"Beni mi? Hmm. Peki tamam, geleceğimi haber verirsen sevinirim. Akşam yemeği saat kaçta, biliyor musun?"

"Bildiğim kadarıyla akşam saat sekizde."

"Peki. Teşekkür ederim Sophia."

Sophia çıktı.
Bende saat sekize doğru odamdan çıktım ve yemek odasını bulmaya çalışıyorum!
Neden bu kadar büyük ki bu saray!
Dolandıkça dolandım, yok!
Yahu şuan sarayda yaşamaktan bile vazgeçebilirim!

On beş dakikadan fazla oldu yemek odasını arıyorum.
Of sakin ol Emery illa ki karşına biri çıkacak ve sana yolu gösterecek.

Yirmi dakika oldu sanırım ve ancak bir hizmetçiye denk geldim.
Bana yolu gösterdi.
Odayı buldum ve içeri girdim. Masada altı kişi oturuyordu. Gözlerimi masadakilerde biraz gezdirdim. Masa uzundu ve masanın başında iki koltuk vardı. Birinde bir kadın oturuyordu. Kadın kahverengi saçlıydı. Sanırım o kraliçeydi. Hizmetçiler beni masada Alice'in yanına oturttular. Alice'le konuşurken hizmetçiler yemekleri koymaya başladılar. O kadar çok çeşit yemek vardı ki.

Yemekleri koyduklarından sonra kapılar açıldı ve içeriye Kral Erich girdi. Herkes ayağa kalktı ve hafif boyun hareketiyle kralı selamladılar. Bende aynı şekilde selam verdim. Kral Erich oturmamız için ellerini kaldırdı. Oturduk ve yemeğe başladık. Kral Erich bana döndü ve şöyle dedi,
"İsteğimi kabul edip akşam yemeğine geldiğin için minnettarım Emery."

"Tabiki de kralım. Kendimi iyi hissediyorum. Gelmeseydim yanlış olurdu."
Kral memnuniyet dolu bir şekilde gülümseyerek başını salladı ve yemeğine döndü.
Herkes sohbet ediyordu. Bizde Alice'le sohbet ediyorduk ki masanın karşısından birisi bana adımla seslendi,
"Emery! Emery'di değil mi?"

Bana seslenen kişiye baktım. Sert yüzlü bir beyefendiydi. Benden birkaç yaş büyük gibiydi. Dikkatle yüzünü inceledim. Sanki onu daha önce de görmüştüm. Yüzü çok tanıdıktı.
"Evet, Emery."
Bana dikkatlice baktı. Sanki bir anda birşeyin farkına varmış gibi,
"Ha... Merhaba. Ben Rayn. Kardeşlerim arasında en büyük benim. Aslında Cedric'le aramızda dört yaş fark var ama onlar pek öyle görmüyorlar." dedi.

Adamın yanında delici bakışlar atan -özellikle de bana- bir kadın vardı.
Kadın bana öyle bakıyordu ki soğuk bakıyordu ama 'Seni kanlı canlı yemek istiyorum.' gibi de bakıyordu.
Bu kadın neyin nesiydi?!
Ve bana böyle bakmasının sebebi neydi?!
Bana böyle garip garip bakıldığı zaman huylanırdım ben.
Birşeyler sezerdim.
Kadın sarı saçlıydı. Yüz hatları çok gergindi.
Ciddi bir tavrı vardı. Kadına bakıyordum, kadında bana bakıyordu. Aramıza Rayn girdi ve bana,
"Buda benim sevgili eşim, saygın Aurora'm." dediği an birşey anımsadım.

*En yakın arkadaşım bana cani gözlerle karşımda hançer çekmişti.
'Emery! Sen bir acizsin! O kanın seni değerli yapmıyor. Efendi Aurora haklıymış. Senin ölmen lazım!' *

Aurora...

Bu kadın kimdi?

Freya ondan az da olsa bahsetmişti.

Bu kadın benim ölmemi mi istemişti?
Bunkadın beni nereden biliyordu?
Hemde Freya tarafından benim öldürülmemi istemişti...
Şimdi karşımdaydı. Bana ve yanındaki adama endişe, dehşet duyguları içinde bakıyordu.

BÖLÜM SONU!!!
SEVDİYSEN OKUMAYA DEVAM EDEBİLİRSİN.
BAZI KARAKTERLERİ BÖLÜMLERİN SONUNA EKLEYECEĞİM AMA KARAKTERLER İÇİN AYRI BİR ŞEY Mİ YAPSAM DİYE DE DÜŞÜNDÜM. ŞİMDİLİK BÖYLE.
🍂🏵️🦋🐝

Sonsuz Kılıç 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin