1

283 28 10
                                    

Çığlıklar etrafa yankılanıyor. Köy alev altında kalmış. Will Graham sekiz yaşında, ona bakan kadının kucağına koşa koşa kaçıyorlar. Will Jack'i merak ediyor, Jack neredeydi? Bu kadının onu bırakması için çırpınıyordu. Küçük yumruklarını göğsüne vuruyordu ama bir türlü gücü yetmiyordu. "Will, direnmeyi bırak! Jack orada vampirlerle savaşıyor!" Alevin içinden geçiyorlardı. Etraftaki vampirler; çocukları, kadınları, erkekleri öldürüp kanlarını içiyorlardı. Etraf kan gölüne dönmüştü. "Ona yardım edeceğim!" Bir çadırın altına girdiler. Bu çadır çok kalabalıktı, belli ki vampirler daha burayı bulmamıştı. Etrafta avcılarında bağırışları vardı. "Yanan okları fırlatın! Şimdi!" Kadın, Will'in pelerininin kapşonunu onun başına çekti.

"Will, Jack seni bana emanet etti ve hiçbir yere gitmiyorsun! Küçücük boyunla kime yardım edeceksin!" Will öfkeyle ona bakarken kaçmak istedi ama onu çok sıkı tutuyordu. Jack'e dışarıda ne olduğunu bilmiyordu. Evet, başının çaresine bakabilirdi ama Will onlara yardım etmek istiyordu. Her bir şişe patlayıp etrafa alev yayıldığında çığlıklar yükseliyordu. Çadırlar, evler, vampirler yanıyor, insanlar ölüyordu. Vampirler çadırlara saldırıyorlardı, her bir dakika geçtikçe daha da artıyorlardı. Çadırın içinde ağlayan bir bebek vardı, annesi onu susturmaya çalışıyordu ama bebek bir türlü susmuyordu. "Onu sustursanda bir şey değişmeyecek! En sonunda hepimiz burada öleceğiz! Eğer hepimiz birleşip onlara saldırırsak kazanabiliriz! Korkak korkak çadırlarda oturmak hiçbir şeyi değiştirmiyor!"

Kadın, Will'e kızdı. Will yaşına göre oldukça olgun davranıyordu. "Avcılarda en sonunda ölecek! O zaman ne olacak?! Yine çadıra mı saklanacaksınız!"

"Will kes şunu-" Bir vampir çadıra saldırdı ve ağlayan bebeğe tırnaklarını takıp kaçırdı. Anne bir anda çığlık atmaya başladı. "Oğlum! Oğlumu çaldılar! Oğlum!" Çok geçmeden çadıra daha çok vampir saldırmaya başladı. O kadar hızlılardı ki kimsenin kaçmaya fırsatı olmuyordu. Kadın, Will'i tuttu; kaldırmak üzereyken bir kol, kadının sırtından girip karnından çıktı. Yüzüne kanlar fışkıran Will dehşet içine kapıldı birkaç saniyeliğine. Kadın son nefesini vererek yere düştü. Çadırda Will den başka insan kalmamıştı. Sadece bir vampir vardı ve bu vampir Will'e zarar vermiyordu. Bembeyaz teni, kıpkırmızı gözleri vardı; bordo renkteki pelerini omuzlarında asılıydı. Pelerin ayaklarına kadar sarkıyordu, boynundan hafifçe iple bağlanmıştı. Beyaz gömleği görünüyordu, hiç kan bulaşmamıştı üzerine. Pantolonu düzgündü, ayakkabıları bile temizdi. Yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Will o anda o vampirin tamamen hayatını değiştireceğini anlamamıştı. O sekiz yaşındayken, kim bilir şuan bu vampir kaç yaşında olmalıydı?..

Vampir onun boyuna göre eğildi. "Çok özel bir oğlansın, hiç kanın dökülmemiş." Elini uzattı ve uzun tırnağını boynuna yaslayıp ufak bir sıyrık attı. Bu sıyrıktan kanlar akmaya başladı. "Kanın kıpkırmızı, kokusu fevkalade. Bu kızıl kanın tadına bakmak istiyorum ama zamanı olmadığını biliyorum." Will korkudan ne yapacağını bilmiyordu. Hareket etmeyi ya da kaçmayı deneseydi bu vampirin onu her türlü yakalayacağını biliyordu. "N...neden beni öldürmüyorsun?" Vampir gülümsemeye devam etti ve eğilmeyi keserek normal duruşuna geri döndü. "Otuz yıl sonra seni almaya geldiğimde nedenini anlayacaksın ufaklık. Belki de beni hiç hatırlatmayacaksın ama ben seni hiç unutmayacağım." Will yutkundu. Boynunda ki kesik hiç keskin değildi ama bir kâğıt kesiği gibi olduğu için boynunu fena hâlde yakıyordu. Bir ses yükseldi. Bu Jack'in sesiydi. "Will! Will!" Will gözünü kapayıp açana kadar vampir kaybolmuştu. Çadırda bir o kadar alev altında kalmıştı.

Jack alevlerin arasından içeriye girdi ve Will'i kucakladı. Öksüre öksüre ikisi birlikte çıktı. Hızla siyah atın üzerine atladılar ve uzaklaştılar. Will atın kemerini sıkıca tutarken etrafın ne hâlde olduğunu gördü. Vampirler gitmişti ama köy... köy vahşetlerle doluydu. Yerler bebek; çocuk, kadın, erkek ve yaşlı cesetleriyle doluydu. Ahşap evler yanmaya devam ediyordu, bazıları sönmüştü. Küçük bir çocuk annesinin başında hüngür hüngür ağlıyordu. "Jack... şimdi ne olacak?" Etrafta yanan vampir cesetleride vardı, bazıları hâlâ ateşe karşı direniyorlardı. "Bilmiyorum oğlum, elimizden geldiğinde insanları kurtarmaya çalışacağız." Will ile at dan indiler. Sekiz yaşında ki Will, Jack, diğer avcılarla ve sona kalan insanlarla diğerlerine yardım etmeye başladılar.

Will onu öldürmeyen o vampiri düşünüyordu. Yaşlı görünmüyordu ama gençte görünmüyordu. Onun vampirlerin başı olduğunu düşünüyordu çünkü o çadırdan çıktığında katliamda son bulmuştu. Ama bir türlü neden Will'i öldürmediğini anlayamıyordu. Yerde yatan on altı yaşında ki çocuğun yarasını küçük elleriyle sarmaya başladı.

koi no yokan // hannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin