25

65 9 3
                                    

*

Hannibal kendisini oldukça öfkeli hissediyordu. Sevgilisi yaşıyordu fakat haftalardır uyanmak bilmiyordu. Bu zehir farklı bir zehir olmalıydı, İtalya halkı çok kurnaz ve gelişmişti. Neyse ki oku yaydan çıkaranı görmüştü, onu arayıp duruyordu. Will'in vurulduğu sokakta onu görmüştü. Tanıyordu, yıllar önce Floransada yaşarken onunla karşılaşmışlardı ve büyük ihtimalle o da Hannibal'ı tanıyordu. Renaldo Pazzi. Eski hasımı. Onu evine kadar takip etmişti, Hannibal o kadar sessiz ve pürüzsüz ilerliyordu ki Renaldo onun çıtını bile duymamış olmalıydı. Ev'e girememişti, büyük ihtimalle etrafı lotuslar ile sarılıydı. Fakat tabii ki bu basit toz ona geçerli değildi. Sivri tırnaklarını çıkararak kalkanı yırttı. Evin içerisine girdiğinde üzerini düzeltti ve Renaldo için baktı. Yüzüne doğru gelen bir hançeri hızla fark ederek yana çekildi ve yakaladı. Hançerin ucunda sürülü bir toz yoktu, büyük ihtimalle hançer, direkt olarak o zehirden yapılmıştı ve bu Hannibal'ı oldukça etkiliyordu. "Güzel deneme, Renaldo." Hançeri öksürerek camdan fırlatmıştı. "Hanımın evde mi?" Saldırı aletinin geldiği yöne baktığında onu orada görmüştü. "Normalde daha stratejik davranırdın, bu sefer neden direkt saldırıyorsun? Oldukça cesursun." Gülümsedi ve yanına ilerledi. "Bana karşı tek başına bir şansın olmadığını biliyorsun değil mi?" Hannibal o kadar doğru bir zaman yakalamıştı ki Renaldo'nun diğer avcıları çağırma gibi bir şansı yoktu. Zaten Hannibal'ın geleceğinden haberi bile yoktu.

Vampir insanüstü hızıyla Renaldo'nun arkasına geçip ensesine tırnaklarını soktu. Renaldo, acı ile onun eline uzanmaya çalışmıştı ama tabii ki yapamazdı. Ensesinden tırnakları ile tutmaya devam ederken onu bir sandalyeye oturtup bağladı ve karşısına geçip koltuğa oturdu. "Senden bir menü yapmadan önce merak ettiğim bir şey var. Benim için cevaplayabilir misin?" Ellerinde ki pis kanı onun üzerine sildi. "Will'i vurduğun zaman ona evlenme teklifi edecektim, buna engel oldun ve sen evlisin değil mi?" Renaldo'nun gözleri fal taşı gibi açıldı. Hannibal'ın ne yapacağını anlamış gibi görünüyordu. "Hannibal, hayır." Hannibal gülümsedi ve bacak bacak üstüne attı. "Merak ettiğim şey bu değildi, sakin ol. Neden o gün beni vurmak yerine, Will'i başından vurma şansın varken karnından vurdun? Ne planlıyorsunuz?" Avcı bir şey demediğinde Hannibal iç çekerek arkasına yaslandı. Saate bakıp adama geri döndü. "Hanımın birazdan gelir sanırım, neden benimle iş birliği yapıp onun hayatını kurtarmıyorsun?"

"Will'i başından vurmadım çünkü size bir uyarı yaptım. Zaten o zehir onu öldürmek için yeterli olacaktır. Çok zeki olduğunuzu zannediyorsunuz fakat hepimiz sizin farkınızdayız. Seni vurmama sebebim ise sana acılı bir ölüm yaşatacağımızdandır, yaşadığın asırlar boyunca hiç hissetmediğin bir acı." Hannibal gülümsedi ve doğruldu. "Geçen seferde aynı şeyi söylediğini hatırlıyorum fakat bunu söyleyen o kadar kişi oldu ki hiçbiri kafamda kalmadı bile. Hepsi en sonunda öldü." Ayağa kalktı ve derin bir iç çekerek camdan dışarıya baktı. "Biliyor musun Pazzi, sizde çok akıllı olduğunuzu sanıyorsunuz ama beni öldürdüğünüzde eline sadece kan bulaşacak. Benim kanım değil, insanların kanı. Şah mat yapacağını sanarken her zaman bir başka taşı unutuyorsun." Ona döndü, ellerini belinde birleştirdi ve kibar gülümsemesini yüzüne takındı. "Ne yaparsanız yapın, bize karşı hiçbir şansınız yok. Yeni bir zehir mi? Hiç sanmıyorum, üzerinde çalışmalara başlandı bile." Kapı sesini duydu. "Allegra! Hayır! İçeri girme!" Hannibal kadını çoktan kapıp kapıyı nazik bir şekilde örtmüştü.

Tırnaklarını boynuna yaslayıp onu ani bir hareket yapmaması ile tehdit ediyordu. İkili de yapamazdı, büyük bir tehdit altındalardı. Ricardo'nun karşısında iken nefesini Allegra'nın boynuna vermişti. Soğuk nefes ile hanımefendi oldukça irkilmişti. "Söyle şimdi bana Renaldo, şu zehir hakkında bilgilerin nerede yazıyor?" Avcı titrek ve korkak bir sesle yanıt verdi. "Masam- masamdaki çekmecede." Vampir gülümsedi. "Hanımını oldukça seviyor olmalısın, endişe duygun neredeyse sana acımamı sağlayacak." Tırnaklarını hafifçe onun boynuna sürtüp bir sıyrık bıraktı. Kanları yavaşça akıyordu, bu onu öldürmeyecekti tabii. "Ona zarar vermeyeceğini söyledin!"

"Şey, aslında yalan söyledim." Bir eli boğazında dururken, diğer elini karnına yerleştirdi. "Will'i tam olarak nereden vurmuştun? Buradan mı?" Elini karnına soktuğu gibi çıkardı, kadının nefesi acı ile kesildi. Hannibal, o düşmesin diye boğazından sıkıca tutuyordu. "Hannibal! Yapma!" Yerlere kanlar akmaya başlarken, kanlı elini başka bir tarafına doğrulttu. "Benim hatam, burasıydı değil mi?" Tekrar soktu ve kadının organlarını avuçlarında hissetti. Neyse ki kadını tutmayı bırakıp yere düşmesin diye koltuğa oturtmuştu. Kadın direniyordu ama yaşama şansı oldukça düşüktü. Fazlası ile kan kaybediyordu. Hızla nefes alıp verirken aklına Will geldi. "Şimdi eşitlendik ama birimiz öne geçti." Bağırsaklarını koruyan derisini tırnakları ile hızla yırttı ve çıkan sıcak dumanla yere düştüler. "Şu planını bu hayatında gerçekleştireceğini sanmıyorum. Bir dahaki sefere iyi şanslar, yeniden doğduğunda seni bekliyor olacağım." Gülümsedi ve ellerini yine onun üzerine sildi.

Derin bir iç çekerek Renaldo'nun masasına ilerledi. Koltuğa oturdu ve çekmeceleri karıştırıp defteri buldu. Neyse ki sevgilisinin intikamını aldığı için oldukça rahatlamış hissediyordu ama hâlâ içinde yaşayamacağına dair bir endişe vardı. Eğer öyle bir şey olsaydı Hannibal, yıllar boyunca yapmadığı şeyi yapmaya hazırdı. Avcıların ve insanların soyunu tüketecekti. Defteri aldığında göz ucu ile hızlıca inceledi. Gerekli bilgilerin içinde olduğunu anlayınca ayağa kalktı. Masanın üzerinde bir de Renaldo'ya ait olduğunu düşündüğü bir günlük vardı. İçinde büyük ihtimalle avcıların planları hakkında bir şeyler yazıyor olmalıydı. Onuda alarak bu evden ayrıldı.

*

y/n: "Haaaa yazar kadın düşmanı ğaaa"
Hayır. Hannibal sadece çok öfkeliydi.
Sizi seviyorum kadınlar.

koi no yokan // hannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin