20

84 13 3
                                    

*

Will bir köylüyü önünde tutarken, sivri tırnakları ile boğazını tutuyordu. Köy alevler içinde kalmıştı ve insanlar bu yavru vampirin hızına yetişemiyordu. Avcıların zaten çeyreğini katletmişti ve neredeyse çoğu profesyonel avcılardı. Onlara yeni avcıları toparlamak için iki hafta süre vermişti ama yeterli gelmemişti sanırsa. "Will, hayır!" Köylünün boğazını kopardığı anda yerinden kayboldu. Eğer kaybolmasaydı lotuslu bir ok, ona saplanacaktı. Onu göremeyen, daha doğrusu yerini belirleyemeyen Jack bağırdı. "Will, dur artık! Çık karşıma, köyü ne hâle getirdin! Daha ne kadar insan öldüreceksin?!" Köy; turuncular, kırmızılar, sarılar içinde kalmıştı. Cayır cayır yanıyordu ve çatırtı sesleri, çığlıklar gibi her yerden geliyordu. "Çık karşıma diyorum! Senin tüm problemin benimle! Bu masum insanları öldürmeyi bırak artık!" Will, bir o yandan diğer bir yana sıçrayarak diğer masum insanları katlediyordu. Oğlanın derdi onlarla değildi, oğlanın derdi Jack ileydi ve amacı ona acı çektirmekti.

"Her zaman beni kullandın Jack, her zaman." Jack onun hala nerede olduğunu kestiremiyordu. Bazenleri yerini görebiliyorlardı ama oklar onu yakalayamıyordu. "Sen benim oğlumdun Will! Seni seviyordum! Nasıl senin hakkında böyle düşündüğümü sanarsın!" Will, onun önüne masum bir canı fırlattıktan sonra karşısında durdu. "Seninle o planı asla yapmamalıydım! Hannibal ile karşılaşmanı sağlamamalıydım! Onunla tanıştıktan sonra seni ne bu kadar değiştirdi?! Sana ne yaptı!"

"O benim gözlerimi açtı. Farklı varlıklar olmamıza rağmen aynı gözlerle dünyaya bakıyorduk." Bir ok, Will'in sırtından karnına saplandı. Neyse ki lotussuz bir oktu, bu sadece onu yavaşlatmak içindi. Hızla yerinden, sağlam bir çatıya fırladı. Bir dizinin üzerinde durarak oku acıyla çıkardı ve ona saplanmasını sağlayan kişinin göğsüne fırlatıp sapladı.

"Gökten bir melek düşürmüşüm." Hannibal. Başını kaldırıp çatının öbür ucunda duran sevdiğine baktı. Gözlerine inanamadı. Karnındaki yara iyileşiyordu fakat canı bir o kadar yanıyordu. Yarasını tutarak ayağa kalktı ve ona baktı. "Bunların hepsi Abigail ve benim için olmalı. Ayrıca bir o kadar da diğer vampirler." Will, onu görene kadar hiç bu kadar özlediğini fark etmemişti. "Hannibal-" Ortadan kayboldu. Ona yetişmeye çalışmıştı fakat onun gerçek bir vampir olduğunu tamamen unutmuştu. Hızları denk değildi. Köyden artık çok uzaktaydı. Kaosun sesini duymuyordu.

İlk başta saraya gitti, artık hızını kullanabiliyordu; buna alışmıştı. Dışarıda kar yağmaya çoktan başlamıştı, köy halkı çok mutlu olmuş olmalıydı çünkü fırtınalıydı; ya rüzgarlar alevleri etrafa sıçratıyor ya da bu yoğun karlar alevleri söndürüyordu. Saraya girdiğinde etrafa bakındı. Hiçbir duygu yoktu. Burada değildi. Saray tek burayla kalmıyordu, çok daha büyüktü. Çoğu vampirin bulunduğu bir saraydı fakat kimse zihin sarayına girmiyordu. Zaten bu koca saray şuanda kullanılmıyordu, kül olmak üzereydi; sanki bu fırtına burayı yıkacak gibiydi. Tekrar etrafına bakındı, gözleri onu arıyordu. Yoktu, sonra sahile gitti. Ay ve yıldızlar, koyu gökyüzünde parıldıyordu. Derin bir iç çekti, oğlan bağırmak istedi. Onun burada bir yerde, Will'in yakınında olduğunu biliyordu çünkü onun duygularını sürekli hissediyordu. Daha fazla suçlu hissetmesini sağlayan duygularını. "Hannibal, burada olduğunu biliyorum. Ya o ağaçların arasındasın yahut o çalılıkların." Kastettiği otlara baktı. "Duygularını hissedebiliyorum, sürekli dibimdesin ama nerede olduğunu bir türlü göremiyorum." Derin bir iç çekip bu fırtınada çıldıran okyanusa baktı. Dalgalar kıyıya hunharca vuruyordu. Ay'ın ışığı, okyanusa yansıyordu; bu ışığın altında Hannibal'ı görmeye ihtiyacı vardı. "Sana ihtiyacım var. Benim yanımda olmana... ihtiyacım var." Kumsala oturmadan önce son kez etrafına bakındı. "Beni affedip affetmediğini sordun, ben de sana seni affettiğimi söylüyorum Hannibal. Sen karşıma çıkmasan bile, ben seni bu lanetlenmiş hayatımın sonuna kadar, asırlarca arayacağım." Soğuk kumlara oturdu ve bacaklarını kendine çekerek kollarını etrafına sardı.

"Seni sonsuza kadar her gün görseydim Will, bunu hatırlardım."

*

y/n: hikayenin gidişatı hakkında yorumlarınız neler? will'in vampir olması ve hannibal için kurban vermesini nasıl buldunuz? aslında 3. sezonda neredeyse böyle bir will'e ulaşmıştık ancak daha sonrasında eski haline dönmesi hoş olmamıştı, evet kendince nedenleri vardı ancak ben o halini daha çok seviyordum bu yüzden bu hikayede de onu böyle yaşatmak istedim.

koi no yokan // hannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin