Will, "Hannibal..." diye fısıldadı. Efendinin ismi ona tanıdık geldi ama bir türlü çıkaramadı. "Hannibal, o ne planlıyor?" Abigail güldü. "İki ay." Will kaşlarını çattı. "Ne?"
"İki ay sonra cevabını alacaksın Will." Vampir, onun ismini biliyordu. Will neler olduğunu anlamadı ve kafası bir anlığına karıştı. İki ay? İsmini nereden biliyordu? Hannibal ona söylemiş olmalıydı. Efendileri ne planlıyordu Will için? Gerçekten otuz sene beklemiş miydi? "Kanlı dolunayı hatırlıyor musun? Nasıl unutursun tabii, size katliamı yaşattığımız geceyi." Avcı hançerin ucunu onun boynuna sokmaya başladı. Vampir öksürmeye ve daha çok siyah kan tükürmeye başladı. "Laf kalabalığı yapma Abigail." Ağzındaki kara kanlarla gülümsedi. "O... g...geceyi tekrar... y...yaşayacaksınız. E...efendi... seni..." İyice öksürdü, Will bir anlığına onu yavaş yavaş öldürdüğünü hissetti. Zincirlerdeki; kalbine saplı okta, boynunda, Will'in torbasında ki lotuslar ona fazla geliyordu. Belki de daha küçük bir vampirdi. Yavru değildi ama yaşlı da değildi. Ergen bir vampirdi. Yavruluk dönemini yeni atlatmış bir vampirdi. O daha yeniydi. "...k...kurtaracak." Onun ölmek üzere olduğu tamamen kesinleştiğinde Will hızla hançeri boynundan çıkardı. "Beni kurtarmak? Abigail! Abigail!" Vampirin kızıl kanı artık tamamen karaydı. Boynundan bir şelale gibi akıp gidiyordu. Will, onun bu kadar çabuk öleceğini düşünmüyordu çünkü bir yaşlı vampir olduğunu sanıyordu fakat o yanılmıştı. "Cevap ver! Bu kadar hızlı ölemezsin!" Will, elini kan kusan boynuna sardı ama bu nafileydi, kan kaybetse bile zehir onu öldürüyordu. Abigail kan ter içinde konuştu. "B...bir insan olmayı... çok istemiştim." Avcının gözleri fal taşı gibi açıldı.
Daha önce Hannibal hariç, hiçbir vampirle diyaloga girmemişti, bu yüzden onların duyguları olup olmadığını bilmiyordu. Will, onların sadece birer canavar olduğunu biliyordu. Abigail'ın dolan gözü taştı ve yanaklarından akarak siyah kana karıştı. "H...her şeyi bir gün... öğreneceksin..." Yutkundu ve gülümsedi. "Bir... s...sonraki hayatımda.... i...insan olmak.... istiyorum-" Abigail son nefesini gözleri açık bir şekilde verdi. Avcı, boynundan elini çekti.
Will kendisini çok garip hissediyordu. İlk defa bir vampirin duygularını hissetmişti. Yaşlı sandığı bu genç vampire empati yapmıştı. "Tanrım..." Will sandalyeden kalkarak yüzünü ovaladı. "Saçmalama Will." Abigail'e yaklaştı, zincirini tuttuğunda açık mavi gözlerine baktı. Vampir formlarında olmadıkça insan gibi görünüyorlardı. Sadece tenleri daha açıktı. Elini yüzüne uzattı ve parmaklarıyla gözlerini kapadı. Umarım bir sonraki hayatında insan olarak doğarsın, Abigail. Avcı, onu sırtına aldı. Yerde sürüklemeye yakıştıramadı onu nedense. Zindandan çıkarıp halka sunacaktı. Zorundaydı. Derin bir iç çekti ve karanlık zindandan çıktı. Batan güneşin ışığı direkt onun suratına vurdu. "Will!" Jack yanına koştu. "Öldü." Will'in aklı Hannibal ile çok fazla karışmıştı. Bir an önce Abigail'ın ona dediği savaşı Jack'e anlatması gerekiyordu, şimdiden hazırlanmalılardı.
Will, Jack'e her şeyi anlatmıştı. Hannibal'ın onu istediğini değilde, köye iki ay sonra saldıracaklarını söylemişti. Evde köpeği Winston ile otururken bir türlü düşünmeden edemiyordu. Hannibal'ın niyetini, neden Will'i istediğini, otuz sene önce neden onu öldürmeyip iyi yaklaştığını anlamıyordu. Özellikle Abigail'ı. Jack kapıyı çaldı. Winston koşa koşa kapıya giderken Will de onun ardından giderek kapıyı açtı. "Will, neden şenliğe katılmıyorsun? Bir yaşlı vampir öldürdük ve bir kayıp vermeden hayatta kaldık." Avcı güldü. Jack, neden güldüğünü anlamadı. "Jack, o daha çocuktu." Bu sefer lider avcı güldü, Will'in suratında hiçbir ifade yoktu. "Çocuk falan değildi, hızını görmedin mi?"
"Çocuktu, tahmini on dokuz yaşında bir çocuktu." Jack tekrar güldü. Jack her defasında güldüğünde Will'in sinirleri hopluyordu. "Bana bir vampire acıdığını sakın söyleme Will, sakın yolumdan şaşayım deme." Yardımcı lider yüzünü ovaladı. "Bana ne dedi biliyor musun? İnsan olmayı çok istedim, bir sonraki hayatımda insan olmak istiyorum. Dilekleri küçük bir çocuğun dileklerinden farksızdı." Jack artık gülmüyordu, ifadesiz bir şekilde avcısına bakıyordu. "Ne yapalım şimdi? Halkımızı öldürenlerle uzlaşmaya mı girelim? Ateşkes mi yapalım? Aynı masada onlar bizim kanımızı içerken, biz onlarla yemek mi yiyelim?"
"Neden bize saldırdıklarını hiç düşünmüyorsun değil mi?" Will derin bir iç çekti. "İyi eğlenceler." Kapıyı yüzüne kapattı. Koltuğuna geri gidip uzandı. Her şey planlanmıştı, Abigail'ın buraya gelmesi özenle hazırlanmıştı. Bu kadar hızlı olmasının nedeni, ona tonlarca kan içirmiş olmalarıydı. Bu sayede yaşlı bir vampirmiş gibi gösterilip Will onu yakalamıştı. Yani Hannibal'ın ona haber etmek istediği şeyi öğrenmişti. Abigail sadece bir yemdi. Ama neden, neden Will için bunu yapmıştı? Neden otuz yıl bekleyip iki ay sonra köye saldıracaktı!? Will, onun için neden bu kadar özeldi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koi no yokan // hannigram
Vampirseni tekrar gördüğümde aşkından kaçmak imkansızdı. vampir hannibal, avcı will [düz hikaye, smut] devam ediyor-13022024