Will'in ilk bakacağı yer sahil olmuştu fakat orada değildi. Sahil bomboştu ve soğuk esintilerden başka hiçbir şey yoktu. Kar yağmak üzere olmalıydı, hava o kadar serindi. İnsan üstü hızını kullanarak daha hızlı bir şekilde Hannibal'ı arayabilirdi fakat Will daha buna alışmamıştı. Bu yüzden her yere Yui ile gidiyordu. İkinci olarak saraya bakmaya karar verdi. Kayışı savurarak at'ın sırtına vurdu ve saraya doğru koşturmaya başladı. Yaklaşık iki buçuk saat sonunda saraya gelmişti. Birkaç metre uzaktan sarayın girişinde birkaç avcının olduğunu gördü. "Kendini fazla akıllı sanıyor olmalısın Jack." Yui'nin üzerinden indi ve onu ağaca bağladı. Yavaş adımlarla sarayın yanına gelmişti. Askerler oklarını, teni parıldayan Will'e doğrulttu. Tabii ki de vampirin hızına yetişemeden Will, onlara saldırdı. Birisinin boğazını eliyle kesmiş, diğerinin karnına saplamıştı elini. Yere düşen, hâlâ yaşayan adamın saçından tutup hafifçe suratını yerden kaldırdı. Sarayın çevresi lotuslarla kaplı olduğundan içeriye giremiyordu. Eğer bir şeyin çevresi lotus tozuyla kaplıysa, ne dışarıdan bir vampir içeriye girebilirdi, ne de içeriden bir vampir dışarıya çıkabilirdi. "Lotus'u boz, bende senin hayatını bağışlayayım." Adam toza üfledi ve toz uçuşup bozuldu. Will onun suratını yere vurarak bayılttı. Akan kanın tadı ona oldukça lezziz geliyordu ama kaybedecek zamanı yoktu, şu an açlığına hakim olabiliyordu fakat birkaç saat sonra büyük bir açlık çekeceğine emindi.
Will yukarıya çıktı. Neyse ki artık on dakika boyunca çıkmıyordu. Hannibal'ın bütün zihin sarayı yanmıştı, tüm kitaplık. Etrafına baktı. Bir yere dokunsa kül olacak kadar siyahlıktaydı. O gün ikisinin olduğu yere baktı, sonra Abigail'ın kalbinin söküldüğü yere. Daha sonra Hannibal'ın fırlattığı, kıza ait olan yüreğin olduğu yere. Will kendisini hiçbir zaman affetmeyecekti. İhanet duygusunu nasıl hissetmeyeceğini düşünmüştü ki Hannibal'ın? Derin bir iç çekerek yere oturdu ve yanmış sandalyeye sırtını yasladı. İkiside oldukça acı çekiyor olmalıydı.
Hannibal'ın burada olduğunu hissedebiliyordu, burada olmasa bile yakınlarda bir yerlerde olmalıydı. Yavaş adım seslerinin ona doğru geldiğini duydu. Will, geldiği tarafa başını çevirdi, bu Bedelia idi. "Düşündüğüm gibi, buradasın." Will ona baktı. Bedelia'nın duygularını hissedemiyordu. Onun duyguları yoktu. Bu vampir, Hannibal'ın nerede olduğunu biliyor olmalıydı fakat Will'e söylemeyeceğinden kesin emindi. "Duyguların çok yoğun Will. Keder, öfke, aşk; ihanet ve özlem. Yeniden onu arıyor olmalısın, değil mi?" Vampir yine oldukça güzeldi, kızıl gözleri; bembeyaz teni. Bordo elbisesinin beline takıp sıktığı siyah korsesi ona oldukça yakışmıştı. "Seni terk ettikten sonra neden hâlâ onu arıyorsun?"
"Çünkü onu seviyorum." Göz göze geldiler. "Beni affettiğini söyledi." Bedelia, elbisesini düzelterek ellerini önünde birleştirdi. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. "İhanete uğradıktan sonra affetmek, aşık olan birisine göre oldukça kolay ve bir o kadar zor olmalı." Will başını önüne çevirerek Bedelia'ya katıldı. "Sen onu affedecek misin, yaptığı onca şeyden sonra?" Yavru vampir derin bir iç çekti. Onu nasıl affedemezdi ki? Madem kendisini affedemiyordu, sevdiği adamı affetmeliydi. "Onu affediyorum." Will derin bir iç çekti. Bedelia'nın ona Hannibal'ın yerini söylemeyeceğini biliyordu fakat denemekten başka bir şansı yoktu. "Onun nerede olduğunu biliyor musun? Bedelia, lütfen." Bedelia da aynı onun gibi bir iç çekti ve bakışlarını başka tarafa çevirdi. Bu, şu demek oluyordu; Hannibal'ın yerini biliyordu evet fakat söylemeye izni yoktu. "Bu bana aylar öncesini hatırlattı." Will'e de öyle. Aylar önce Will yine Hannibal'ı arıyordu, bu lanet ihanetinin planına başlamak için. Ama ya bu plan olmasaydı? Will ile Hannibal hiç bu kadar yakın olabilecek miydi? Will kendini bulabilecek miydi? Hannibal olmasaydı Will kaybolmuştu ve Hannibal şu an yoktu, Will yine kaybolmuştu. "Onu bulacağım." Evet, Will onu ilk başta aramasaydı bile, Hannibal onu bulacaktı.
"Aşk için ne yapabilirsin Will?" Bedelia gülümsedi. Will hiç düşünmeden cevap verdi. "Aşk için ne yapabileceğim belirsiz fakat Hannibal için her şeyi yaparım. Onu sadece aşk ile sınamıyorum. O benim her şeyim oldu."
"Bir anda çok güçlü oldun. Olacaklar için hiç bu kadar heyecanlanmamıştım, asırlar boyunca böyle bir güç görmedim." Will ayağa kalktı ve Bedelia'nın karşısında durdu. "Bu benim başlangıcım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
koi no yokan // hannigram
Vampirosseni tekrar gördüğümde aşkından kaçmak imkansızdı. vampir hannibal, avcı will [düz hikaye, smut] devam ediyor-13022024