Will o günden sonra uyuyamadı. Her uykuya daldığında o vampiri rüyasında görüyordu. Hannibal onunla birlikteydi. Will'in evindeydiler. "O öldüğünde ne hissettin Will?" Will yere bakıyordu, Hannibal'ın yüzüne bakmıyordu. "Ben... ben sadece, öldüğümü ve korktuğumu hissettim; duygusal acıyı ve yaşama arzusunu fakat o vampir olarak yaşamak istemiyordu. O insan olarak yaşamak istiyordu." Başını kaldırarak Hannibal'a baktı. "Neden ona bunu yapıyorsunuz? Neden insanları lanetliyorsunuz?.."
"Ben sadece bu gücü hak edenleri dönüştürürüm Will, diğerleri sadece soyumuzu devam ettirmek için dönüştürür." Kim bu gücü hak ederdi ki? Kim böyle bir lanetle yaşamak isterdi? İnsanların ondan nefret etmesini, diri diri yakılmak; bir zamanlar onunda insan olduğunu unutup bir hayvanmış gibi muamele görmek kim isterdi! "Anlamıyorum, hiçbir şeyi anlamıyorum Hannibal." Ayağa kalkarak yüzünü ve saçlarını ovaladı. "Bunu onlar seçmiyor Will. Onlar bunu lanet olarak görüyor olabilir fakat bence bu bir hediye." Will ona öfkeyle baktı. "Hediye? Hediye mi?! Abigail bunu nasıl bir hediye olarak görebilirdi! Açık açık intihar eden vampir nasıl bunu hediye olarak sayabilirdi! Sen bununla doğmuş olabilirsin fakat onlar buna sonradan sahip oluyor ve bir anda hayatları değişiyor!" Sinirle soluklandı. Hannibal sakinliğini oldukça iyi koruyordu. Will yeterince öfkeliydi. Karşısına geri oturdu ve hafifçe öne eğilerek ona baktı. "Abigail'ı buraya göndererek onun ölmesini sağladım. Onu özlüyorum, bir fincanı parçaladım. Bunun için bende kendimi senin gibi affetmiyorum fakat artık belki de sakin olmalısın Will. Onlar bunu kontrol edemiyor, iradelerini bulamıyorlar. Sadece biraz akıllı davransalar bunun bir hediye olduğunu anlayacaklardır. Bana gelip onu ısırmam için yalvaran çok fazla insan gördüm ama hiçbiri hak etmiyordu. Hak etmeyen herkese birer ısırık verirsen en sonunda kendilerini böyle öldürürler."
"Benim de bunu hak ettiğimi düşünüyor musun Hannibal? Bir ısırık." Hafifçe boynunu yana çevirdi. Yakasını parmağı ile çekiştirdi. Başı yana dönükken bakışlarını Hannibal'ın tepkisi için üzerine dikti. "Sekiz yaşımda kanıma bakmak isteyen sen değil miydin? Burada benimle arkadaş olmanın sebebi... kanımın tadına bakmak değil mi?" Vampirin yutkunduğunu gördüğünde Will hafifçe sırıttı. "Seninle bu yüzden arkadaş değilim Will, seni sevdiğim için, sana yardım etmek istediğim için benim arkadaşımsın. Bunun başka bir sebebi yok." Will'in istediği cevap bu değildi. Derin bir iç çekti. Hannibal, kanını istediği hakkında yalan söylemişti. Will emindi ki deli gibi onun kanını istiyordu. "Tam bir yalancısın." Avcı ayağa kalktı. "Ne yapıyorsun?"
Koltukta dağınık bir şekilde duran kıyafetlerinin arasından kemerini buldu. Hançerini çekti ve Hannibal'ın yanına geri döndü. Hannibal meraklı bir yavru köpek gibi ona bakıyordu. "Gerçekten kendi söylediğine inanıyor musun?" Will düşünmeden hançerini avucuna yaklaştırdı ve derin bir kesik attı. Vampirin tam karşısında duruyordu. Oğlanın kanı yere damlamaya başlayınca Hannibal başını hızla yana çevirdi. Will direndiğini anladığında gülümsedi. "Hah..." Kanı hâlâ yere damlıyordu. "Beni sevdiğin için mi arkadaşımsın yoksa beni tatmak için mi arkadaşımsın?" Hannibal bu baskı altında kendisini çaresiz hissetmeye başladı. Will'in dominantlığı, Hannibal'a diz çöktürmek istiyordu. "Kanını sadece israf ediyorsun, Will."
"Direnmene gerek yok, yüzünden ne kadar arzuladığını görebiliyorum." Hannibal'ın neredeyse kalp atış sesi duyulacaktı. Deli gibi yıllardır beklediği bu kanın tadını tanımak istiyordu. Fazlasıyla dirence sahip olan yaşlı vampir, böyle bir kan'a direnç sağlayamıyordu. "Cevap ver, Hannibal. Beni sevdiğin için mi arkadaşımsın yoksa beni tatmak için mi arkadaşımsın?" Hannibal onunla göz göze geldi. Aşağıdan sevdiği oğlana bakarken teslim olmaktan başka hiçbir şansı olmadığını anladı. Elini kibar bir şekilde tuttu, hafifçe dilini uzatarak akan kanı diliyle temizlemeye başladı. "Seni sevdiğim ve tadına bakmak istediğim için arkadaşınım." İlk önce diliyle parmaklarında ki kanı yaladı, hepsini birer birer yalıyordu. Dilini aralarına sokuyordu ve bunu yaparken aşağıdan Will'e baktı. Göz göze geldiklerinde Will'in anında nefesi kesildi, kalbinin ritmi hızlandı. "Siktir." Ağzını eliyle kapadı. Hannibal'ın ağzının içinden bir mırıltı çıktı. Adeta eşsiz bir yemek yiyormuş gibiydi. "O kadar güzel ki tek bir damlasını bile israf etmek istemiyorum." Gördüğü kan emen vampirlerden çok farklıydı. Hannibal bilinçli bir şekilde kanı temizliyordu, daha emme aşamasına bile gelmemişti; bu onun ne kadar iradeli olduğunu gösteriyordu.
Elini tutuşu bile Will için o kadar anlamlı geldi ki, dayanamadığını hissetti. Vampir kesiğe yaklaştı, avcının parmakları artık temizdi. İlk başta kesiği yaladı. Will acıyla sızlanınca Hannibal kibarca öptü. "Beni tatmin etmek için kendini kesmene gerek yoktu Will. Nefes alışın bile beni deli etmeye yeter." Kesikten akan kanı emdi. Dudaklarını ve dilini hissetmek onu titretti. "Hannibal..." Elini tutmaya devam ederken çekildi ve Will'in belinden tuttu. Hızla onu kucağına çekerek arkasına yaslandı ve Will onun kucağına oturdu. "O kadar derin kesmişsin ki bu gece nefis bir ziyafet çekeceğim." Görünen sivri dişlerini bir anlığına boynunda hayal etti, derin bir yumru yuttu. "Kalbinin sesini buradan duyabiliyorum." Will kulaklarının kızardığını hissetti, nedense utanıyordu. "Acıyor mu?" Başını sallayarak onayladı. Yaklaşarak yaraya birkaç öpücük kondurdu. "Elini saralım." Will temiz elini Hannibal'ın yanağına koydu ve hızla dudaklarına eğilerek öpmeye başladı. Hannibal'ın dudaklarında kalan metalsi tadı hissetti. Hannibal ona çok geçmeden karşılık verdi. İkiside birbirine o kadar açlardı ki, şapırtı sesleri odada yankılanıyordu.
*
y/n: sonraki bölüm bir smut yapmadık mı yav?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koi no yokan // hannigram
Vampirosseni tekrar gördüğümde aşkından kaçmak imkansızdı. vampir hannibal, avcı will [düz hikaye, smut] devam ediyor-13022024