22

115 19 5
                                        

Uzun ve tutku dolu bir gecenin ardından Will, yatakta yatıyordu. Hannibal'ın yatak odasıydı, uzun tavanlı, koyu ve kızılımsı renklerden oluşan, eski görünümlü bir odaydı. Çok aydınlık sayılmazdı. Uyanarak etrafına baktı, Hannibal yanında değildi; başını kaldırıp piyanoya baktı. Orada oturuyordu. Will, kalktığında üzerinde iç çamaşırından başka bir şey olmadığını fark etti. Bunu umursamayarak Hannibal'ın yanına oturdu. Onunda üzerinde sadece bir eşofman vardı. "Günaydın. Uyku ihtiyacı duymayan varlıklar olarak epey bir uykucusun." Hannibal, onu kolunun altına aldığında, Will piyanonun tuşlarına baktı."Ne yapıyordun?" Tek eliyle birkaç tuşa basıp güzel bir melodi sundu ortaya. "Sadece parmak alıştırması, seni uyandırmamak için basmadan çalışıyordum." Will gülümsedi ve kendi bildiği, kısacık bir melodiyi çaldı. O kadar etkileyici değildi fakat Hannibal'ın hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. "Jack hakkında ne planlıyorsun? Onu öldürecek misin?" Will, tuşlardan bakışlarını Hannibal'a çevirdi. "Onu artık öldürmek istemiyorum, ruhen öldürmüş sayılırım; çok sevdiği halkının çoğunu katlettim."

"Kendini suçlu hissediyor musun?" Will aslında şimdiye kadar bunu hiç düşünmemişti. Halkını, çocukluğundan beri yaşadığı yeri mahvettiği için mutsuz muydu? Başını önüne çevirdi ve derin bir iç çekti. "Beni asla anlamadılar, özellikle Jack. Onlar için sadece bir köle sayılırdım." Hannibal onu sadece dinledi. "Hayatım boyunca hep yalnızdım, etrafımda birileri olsa bile sürekli yalnız hissettim; o köy hiçbir zaman evim gibi hissettirmedi. Jack sürekli bana oğlu gibi davranırdı ama... asla oğlu gibi hissettirmezdi." Hannibal da onun gibi tuşları seyretmeye başladı. "Duygusal bir bağ kuramadığım insanları katlettiğim için suçlu hissetmiyorum fakat mutlu da değilim. Köpeğimi ve atımı özlüyorum." Hannibal sessizce kıkırdadığında Will ona, "ne?" dercesine baktı. "Senin kaderinde yazılıydı vampir olmak. İnsanlar yerine, sadece iki hayvana bağ kurman bunu kanıtlıyor." Yavru vampir gülümseyerek kaşlarını çattı. "Ya sen?" Soru kişisel bir soruydu, Hannibal ile epeydir dostlardı; hatta şu an bir ilişkileri bile vardı fakat onun yaşamına, doğumuna ya da eski hayatına dair bir şey bilmiyordu.

"Ailem bir vampir doğurduklarını anladıklarında, beni terk etmiş olmalılar." Will, dikkatle ve özenle sevdiğini dinlemeye başladı. "Bir kız kardeşim vardı fakat benden çok ayrıydı, o bir insandı. Ailemin aksine onu sürekli görüyordum, devamlı görüşürdük ama bir gün başka vampirler onu avladı, kanını emip öldürdüler." Yavru olan kaşlarını çattı, devamını merak ediyordu; onun duygularını kontrol ettiğinde Will'e karşı olan hoş duygularından başka bir duygu sezmedi. "Bende onların kanını emip öldürdüm, insanın aksine vampirlerin kanı daha da tatlı gelmişti; ta ki seninle tanışana kadar. Senin kanın bir farklıydı, böyle bir kanı asırlar boyu koklayıp tatmamıştım. O kanı, zehirimle bulamama rağmen hiç değişmedi. Seni ilk gördüğüm andan itibaren aynı tazelikte, aynı şöhrette. Bu Dünyada seni hiçbir şeyle değişmem." Bu sözler, ilk gün ki gibi Will'in hoşuna gitti. Gülümseyerek ayağa kalktı ve yatağa geri ilerledi.

"Açlığın nasıl? Dün beni yedikten sonra doydun mu?" Dün gece Will, sürekli ve devamlı olarak Hannibal'ın kanını emmişti. Farklı bölgelerinden farkı tadını ve bazı yerlerinde hâlâ iyileşmekte olan ısırık izleri vardı. "Biraz daha yiyebilsem güzel olurdu." Hannibal kalkarak oğlanının yanına geri döndü ve yanına uzandı. "Floransaya, yer altı şehrini kontrol etmeye gitmemiz gerekiyor. Yeterince oyalanmış bulunmaktayız." Will kalktı ve Hannibal'a döndü. Hannibal'a sadece bakmıştı, yaşlı vampir ikna olmama gibi bir şansı yoktu. Oysa oğlan hiçbir şey yapmamıştı bile. Kimin daha fazla aç olduğu anlaşılıyordu. "Gel buraya." Will'in arka saçlarına elini daldırarak kendisine çekti ve dudaklarını öpmeye başladı. Zevk ile karşılık veren Will, Hannibal'ın göğüsüne doğru uzanaraktan öpüşmeye devam ettiler.

Will'in boyun kısmına geçen Hannibal, öperek sevdiğini iyi hissettiriyordu. Yavruyu oldukça gıdıklıyor ve bir o kadarda azdırıyordu bu ufak öpücükler. Dudakları ile emerek diliyle yaladı ve ısıracağını noktayı seçerek tam olarak boynuna dişlerini geçirdi. Bir anda saplanma acısı geçiren Will, inlemesini tutamayaraktan yatağı sıktı. Kanı emilirken, Hannibal bu kandan oldukça zevk alıyordu; lezzeti ve kıvamı mükemmeldi. Serin olması onun biraz canını sıkıyordu fakat sevdiğinin kanı olması onu yeterince ikna ediyordu. Çekildiğinde çoktan boynu iyileşmeye başlamıştı. Hannibal'ın kasıklarına oturdu. "Uyanır uyanmaz?" Kıyafet üstünden, uzuvlarını sürtmeye başladığında öne doğru eğildi ve Hannibal'ı tekrar öpmeye başladı. Hannibal, elini çoktan onun belinden iç çamaşırının içine sokmuştu. Analında hissettiği parmak baskılarıyla inlemelerini Hannibal'ın dudaklarının arasına saldı.

koi no yokan // hannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin