Bölüm 1.

9.2K 287 97
                                    

Evet arkadaşlar bu sefer yeni hikaye evet. Muhtemelen bkh bittikten sonra düzenli olarak buna devam ederim. Ama etmeye de bilirim bilmiyorum göreceğiz.

Garip bir konusu var, bakalım neler olacak.

Medyada: Masal Peterova (Yılmaz)

Fikirlerinizi bırakmayı unutmayın öpüldünüzz<33

×××××

Uçaktan iner inmez gözlerimi kapatarak güzel havadan bolca içime çektim. Uzun zaman sonra memlekete dönmek güzeldi, ama burada uzun süre yaşamak istemiyordum. Buradaki işlerimi hallettikten sonra, ailemi de ikna edip, yeniden İsviçre'ye dönmek istiyordum. Ama bu biraz zorlu olacaktı.

Bu sırada ilerilerden, "Masal." diye ses duydum. Benim ismimi söyleyenin kim olduğunu bilmek için gözlerimi açmama gerek yoktu. Bu tiz sesinden bile ben gayet iyi biliyordum kim olduğunu.

Gözlerimi açıp Öykü'ye baktım. Geniş bir gülümsemeyle koşarak bana doğru geliyordu. Bavulumu bırakıp, kollarımı iki yana açtım ve onu karşıladım. Ablam sıkıca kollarını bana dolayarak sarsılmama neden oldu.

Gülerek ben de kollarımı ona doladım. Bana sıkıca sarılıp, yanağıma öpücükler kondururken, "Oy, seni çok özledim ablam." demeyi de ihmal etmiyordu.

Geri çekilirken gülümseyerek, "Ben de seni özledim abla." dedim ona.

Tekrardan yanağımı öperken, "Bir daha öpeceğim seni." dedi. Gülüp bunu yapmasına izin verdim.

Bu sırada bize doğru yaklaşan Ayaz'ı gördüm. Ayaz ablamın nişanlısıydı. Gerçekten iyi ve hoş birisiydi. Erkeklerden hoşlanıyor olsaydım, Ayaz gibi birisini isterdim hayatımda. Ama hayır, kadınlar kesinlikle mükemmel.

Ablamdan sonra Ayaz da bana sarılıp, "Hoş geldin ufaklık." dedi sırtıma bir iki tane vuraraken.

Onu sertçe geriye itip, "Sırtım koptu hayvan." diye sitem ettim. Gülüp kolunu ablamın beline doladığında gözlerimi devirip, bavulumu ona doğru itekledim.

Bavulumu alırken ablamı ondan çekip, kolumu omuzlarına doladım. "Bavulumu taşı, köl-enişte." diye düzelttim kendimi.

Bana tek kaşını kaldırıp bakarken ona yan bir bakış atıp ablamla birlikte ilerlemeye başladım. O da kolunu benim belime dolarken, "Ee, anlat bakalım İsviçre nasıldı?" diye sordu.

Ayaz'ın arabasına binerken, "Valla abla, çok güzeldi. Biliyorsun, buradaki işleri halletmek meselesi olmasa gelmezdim." diye cevap verdim ona.

Bavulu arka bagaja yerleştiren Ayaz sürücü koltuğuna oturarak arabayı çalıştırdı. Ben de öne doğru eğilerek kafamı ablam ve Ayaz'ın arasına soktum. "Eve mi gidiyoruz?" diye sordum onlara.

Ayaz başını sallarken ablam, "Tabii ki, annemler seni bekliyor sabırsızlıkla. Ziyafet var evde." dedi gözleri parlarken.

Ablam benim gelmemden çok ziyafet meselesine sevinmiş gibiydi. Bu düşünceme güldüm. Şaşırmamak gerek, sonuçta bu kadın yemeği bu hayattaki her şeyden daha çok seviyordu. Yani, eniştem mi yemek mi diye sorsalar aç bir zamanında yemek diyebilirdi.

Benim güldüğümü fark eden ablam, "Hey gülme, sen biliyor musun şu anda evde kaç çeşit yemek var? Kebaplar, dolmalar, yaprak sarması, etler of of." dedi iştah açıcı bir şekilde.

Onun bu dediklerine bu sefer benimle birlikte Ayaz da güldü. Hatta, "Bir gün yemeği bana tercih edeceksin diye korkuyorum." dedi alayla.

Onun bu endişesini körüklemek için, "Bence de korkmalısın, sonuçta yemek daha iyi bir seçenek." dedim ona.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin