Bölüm 20.

1.9K 215 54
                                    

Etrafa dikkatlice bakarak mutfağa doğru ilerliyordum. Kimse olmadığını gördüğümde mutfağın kapısını aralayarak içeri baktım. Kimse yoktu ortalıkta. Katharine üst katta, Meryem abla muhtemelen kendi evinde, Öykü yine Ayaz'la gezip tozmalarda, annem de bugün babamla birlikte şirkete gitti.

Yani tamamen güvenilirdi. Aslında oruçluydum, fakat regl olduğum için artık bunun hiçbir önemi yoktu. Gerçi, müslüman da sayılmazdım yani bu pek geçerli değil.

Bu yüzden dolabı açtım ve içine baktım. Yemekten çok canım tatlı istediği için Meryem ablanın yaptığı tatlılara bakmaya başladım. Kenardaki kutuda ekler vardı. Kutuyu alıp, kapıyı kapattım.

Yavaşça mutfak tezgahına yaklaşıp kutuyu bıraktım. Kapağını açıp, içindeki eklerlere baktım. Çok seviyordum bunları. Bir tanesini alarak yemeğe başladım.

İçerisinde dondurma tadında bir krema vardı ve üzeri çikolata ile kaplanmıştı. Kesinlikle bu favorimdi.

Mutfağa doğru gelen adım seslerini duyduğumda durdum. Hemen toparlamak istesem de, kapı açılmıştı. Katharine hâlâ kapı kolunu tutarken şaşkın gözlerle bana bakıyordu.

Onu gördüğümde ağzıma atmakta olduğum son parça da tezgahın üzerindeki kabın içine düşmüştü. Katharine hızla içeri girip, kapıyı kapatırken, "Sen oruçlu değil misin? Orucunu mu bozuyorsun?" diye sordu.

Elimle onun ağzını kapatıp, "Bağırmadan konuş Meryem abla duyacak. Ayrıca oruçlu değilim." diye cevap verdim ona.

Kaşları çatılırken ağzını elimden çekti. Bir bana bir de tatlılara bakarken, "Ama sahurda dedin ki ben de orucum." diye mırıldandı saçını kaşıyarak.

Dinler hakkında pek bir bilgisi yoktu. İnançlı birisi olmadığını biliyordum. Zaten bunlar onu ilgilendirmediği için araştırma gereği de duymuyordu.

Derin bir nefes alıp, "Oruçluydum, fakat regl olduğum için orucum bozuldu." diye cevap verdim ona.

Kaşları havaya kalkarken, "Regl olunca oruç bozuluyor mu?" diye sordu.

Kafamı salladım. Bu zaman o da gülüp, omuz silkerek, "O zaman ben de orucum." diye cevap verdi.

Onun bu dediğine gülmeye başladım. Bakışlarımı ona çevirirken, "Regl mısın?" diye sordum ciddiyetle.

Fakat o dudaklarını büzerek, "Hayır." demişti.

Yanına yaklaşıp, elimi omzuna koyarak, "Biraz daha dayan. Son birkaç saat zaten." diye cevap verdim ona.

Elini karnının üzerine koyarak, "Ama ben çok acıktım. Ayrıca neden oruç tutmak zorundayım ki?" diye sitem etti.

Onun yanağından makas alıp, "Tutmak zorunda değildin. Babam sana dediğinde reddedebilirdin, fakat sen inatla kabul ettin. Yani, ne yaptıysan kendin yaptın." dedim.

Oflayarak kafasını salladı ve tezgaha yasladı poposunu. Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra, "Akşama istediğin yemeği yapayım mı?" diye sordu.

İstediğim yemek mi? Birkaç saniye bunun hakkında öylece düşündüm. Fakat sonra sahurda olan konuşmamız aklıma geldi. Kafamı iki yana sallayarak, "Hayır tabii ki de." diye cevap verdim.

Kaşlarını çatıp, "Neden? İstemiyor muydun?" diye sordu.

Gülüp, "Hayatım, herkesi günaha mı sokmak istiyorsun? O yemeğin şarapla marine edilmesi gerekmiyor mu?" diye sordum.

Kafasını yana eğerek, "Evet ama iftardan sonra yenecek ama. Neden sorun olsun ki?" diye sordu masum bir şekilde.

Gülümseyerek, "Bak, Müslüman insanlara içki haramdır. Oruçtan sonra iftar yapsalar bile içki içemezler." diye cevap verdim ona.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin