Bölüm 34-Final.

708 120 48
                                    

Final bölümü şerefine bolca yorum tamam mı 🥺🥹

×××××

Katharine'dan.

Elimdeki içecek karıştırma kabını sallarken gözlerimi dolmaya başlayan masalarda gezdiriyordum. Dolan masalara doğru hızlı hızlı giden garsonlar bana gülümseyerek selam verip, ilerliyordu. Ben de onlara küçük bir gülümsemeyle karşılık veriyordum.

Zaman akıp geçmişti. Artık Masal ile Hollanda'ya gelmemizin üzerinden 5 sene geçmişti. Hayat burada hızlıydı. Sevdiğiniz insanın yanında, onun kollarında olduğunuzda her şey ne kadar hızlı geçip gidiyor farkında bile olamıyorsunuz. Bu zaman bizi de değiştirdi elbette. Artık saçlarım sarı değildi. Sıkıldığım için kahverengiye, önlerini de maviye boyadım. Eskisi kadar uzun da değillerdi. Artık omuzlarımdan değil, ensemdendi saçlarım.

Elimdeki içeceği karıştırmayı bitirip, tezgahta oturmuş, içeceği bekleyen adamı daha fazla bekletmemek için bardağına döktüm. Adam gülümseyerek teşekkür ettiğinde kafa sallayıp geri çekildim. Pencereden dışarı baktım. Hava kararmak üzereydi artık. Ama Masal hâlâ gelmemişti.

Derin bir nefes alıp, telefonumu açtım. Daha gelmesine on dakika olduğunu gördüğümde geri kapatacaktım. Fakat birisine daha mesaj atmam gerektiğini hatırladım. Ona mesaj attıktan sonra telefonu kenara bırakıp, gelmekte olan diğer müşteriler ile ilgilenmeye başladım.

Bu mekan sabahları sıradan bir restoranken akşamları saat 20.00'dan sonra bar-restoran karışımı bir yer oluyordu. Loş, mavi ışık ortamı ele geçirirken müzik sesleri ve içip, sarhoş bir şekilde dans eden bedenler ortaya çıkıyordu. Eh, bundan şikayetçi değilim. Benim işletimim altında olan mekanlardaki bu değişiklikler daha fazla para kazanmamıza yardımcı oluyor. İnsanlar sabah saatlerinde bir restoran tercih etse de, çoğu akşam saatlerinde böyle bir mekanı tercih ediyordu.

Gelenlerin çoğu gençler olsa da, orta yaşlı insanlar da azımsanmayacak derecedeydi. Gözlerimi dans eden insanlarda gezdirirken giriş kapısının sesi doldu kulaklarıma. Masal geldi mi diye bakmak için hızla kafamı oraya çevirdim. Sonunda gelmişti.

Üzerinde kazak gibi boğazını saran ve aşağı, bacaklarına doğru uzanan uzun siyah bir elbise vardı. Elbisenin sol bacağının alt kısmında küçük bir kesik tarzı vardı. Ve kombinini tamamlayan siyah, uzun bir kaban giymişti. Elindeki siyah çantasını masaya bırakıp, tezgahın arkasından dolanarak yanıma geldi. Kollarını anında beline dolayarak, "Ben geldim, Моя любовь." dedi yorgun bir çocuk gibi.

«Aşkım»

Gülüp onun alnına ve saçının üzerine öpücükler kondurup, sıkıca sarılırken, "Hoş geldin, karıcım. Aç mısın? Bir şeyler yemek ister misin?" diye sordum.

Kafasını sallayıp, yanağını göğsüme bastırırken, "Evet ama beklerim. Sizinle birlikte yemek istiyorum bu gece." dedi.

Masal artık Rusçayı sular seller gibi biliyordu. Bu beş sene boyunca ikimiz de birbirimize dil öğrenmek konusunda epeyce yardımcı olmuştuk. Ben de artık Türkçeyi kendi ana dilim gibi konuşabiliyorum. Eskiden de iyiydim, fakat artık heyecanlanıp elim ayağıma dolaştığında Türkçeden Rusçaya geçiş yapmıyordum.

İkimiz öylece sarılırken, "Nasıl sonuçlandı dava?" diye sordum.

Masal çok uzun zamandır serbest avukatlık yapıyordu. Herhangi bir büroya veya devlete bağlı değildi. Ama sürekli bir şekilde nasıl oluyorduysa müvekkiller gelip onu buluyordu. Bundan şikayetçi değildim elbette. Bu onun ne kadar başarılı olduğunu gösteriyordu.

Masal geri çekilip, gözlerimin içine bakarken, "İyi bitti, belki de artık avukatlık yapmayı bırakıp, karımın parasını yemeye başlamalıyım." dedi.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin