Bölüm 23.

2.1K 233 68
                                    

Koltukta uzanmış, bacaklarımı da koltuğun kenarından aşağı doğru sallıyordum. Katharine duşa girmişti. Şimdi onun çıkmasını bekliyordum. Onunla dışarı çıkıp, birlikte gezecektik. Randevu sözü verdiğim için bu konudan geri cayamıyordum bile. Oysa evden dışarı atacak halim yoktu.

Gözlerim kapatarak tavana bakmayı kestim. Ortam oldukça sessiz olduğu için daha çok uykum geliyordu. Tam mayışıp, uykuya dalacakken, "Masal." diye bağıran Katharine'nin sesini duydum.

Gözlerimi açmadan, "Aşağıdayım." diye bağırdım ona.

Koşar adım sesleri duydum. Birkaç saniye sonra başımın üzerinde durduğunu gözlerimi açmadan bile biliyordum. Tek gözümü açıp, ona baktığımda dudaklarında büyük bir gülümseme, 32 dış sırıtıyordu.

Onun bu neşeli ve tatlı hali beni de gülümsetti. Katharine bacaklarımı kenara itip, yanıma otururken, "Neden uyuyorsun öğlen vakti? Rahatsız mısın?" diye sordu elini alnıma koyarak.

Kafamı iki yana sallayarak, "Hayır, sadece çok fazla uykum var." diye cevap verdim.

Bunu duyduğunda elini kendine çekip, "Dışarı çıkmak istemiyor musun? Yarına erteleyelim mi?" diye sordu.

Kafamı iki yana sallayarak, "Hayır sorun yok. Söz verdim, gideceğiz." dedim.

Bunu duyduğunda kafasını sallayarak arkasına yaslandı. Ben de bacaklarımı kaldırıp, kucağına yerleştirdiğimde gülümseyerek kabul etti. Yavaşça o bacağımı okşarken bir süre böylece durmaya karar verdim.

Sessizlik içinde artık yalnız oturmak yerine onunla birlikte böyle birbirimize temas eder bir şekilde oturmak ne zamandan itibaren benim için tercih edilir oldu bilmiyorum. Ama bunu umursamıyorum. Katharine her zaman tercih edilen kişi olmayı kendisi beceriyordu. Konuşmak istemeyip, sessiz kalmak istediğinde o bunu anlıyor ve sana alan bırakıyordu.

Onda en sevdiğim şeylerden birisi bu.

Gözlerimi açarak sessizce oturmuş, ileriye bakarak bacağımı okşayan Katharine'ya baktım. Yan profilden mükemmel görünüyordu. Mavi gözlerinde rahatlık vardı ve tamamen net bir şekilde görünüyordu.

Dudaklarım yukarı doğru kıvrılırken, "Bugün Ayhan'dan önce akşam mekanda ilk olarak Defne ile konuşmak istiyorum. Artık bu meseleyi uzatmaya gerek yok. Sıkıldım." diye mırıldandım.

Katharine kafasını sallayarak, "Tamam, yine aynı barda oluruz zaten." dedi.

Tekrar sessiz kaldıktan sonra bir süre daha uzandım. Fakat sonunda ayağa kalkarak, "Tamam, hadi çıkıp randevumuza başlayalım." dedim.

Katharine de mutlu bir şekilde ayaklanıp, anında elimi tuttu. Birlikte kapıya ilerledik, askılıktan ceketlerimizi alıp çıktık. Tabii ki ben arabayı kullanacağım için sürücü koltuğuna oturdum. O da yan koltuğa oturarak arkasına yaslandı.

Arabayı evin önünden uzaklaştırırken klimayı yakmıştı. Pencereden dışarı bakarken, "Yaz ayları gelmekte ama havalar hâlâ soğuk." diye mırıldandı.

Kafamı sallarken, "Evet, havalar bir ısınamadı. Resmen yaz gelmiyor." dedim.

Katharine gülerek, "Yazda burada olacak mıyız yoksa dönüyor muyuz?" diye sordu.

Omuz silkerek, "Doğrusu bilmiyorum. Yazda ablamın düğünü var Haziran ayında. Ondan sonra gitmek istiyorum, peki sen?" diye sordum.

Kalmak istediğini söylemişti, fakat burası ona özgür hissettirmediği için de gitmek istiyordu. Bu berbattı. Burasının onun kalmak isteyeceği kadar özgür hissettirmemesi çok berbattı. İnsanlar bunu ne zaman bırakacak. Onlara zarar vermeyen insanlara ne zaman rahatlık verecek?

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin