Bölüm 21.

1.8K 226 27
                                    

Evdeki herkes akşamki iftar için bir şeyler hazırlarken ben de aşağı kattaki salonda oturmuş, birkaç işle ilgileniyordum. Meryem abla bana akşama babamların yan komşuyu iftara davet ettiğini söyledi. Bu yüzden normalden daha iyi bir hazırlık yapıyorlardı.

Bense elimden bir şey gelmediği için zaten alt katta oturup, bilgisayarımla vakit geçiriyordum. Gerçi, bundan bile sıkılmıştım artık. Bu yüzden bilgisayarı kapatıp, kenara bıraktım ve oturduğum yerden kalktım.

Ben üst kata ilerlerken Öykü'yü gördüm. Telefon kulağında birisiyle konuşuyordu. Muhtemelen Ayaz'la konuşuyordu. Yaz yakındaydı artık. Bu da düğün de yakın demekti. Her ne kadar onun sinir bozucu olduğunu söylesem de, evlenmesini hiç istemiyordum. Eğer evlenirse bu evden giderdi ve bundan daha çok nefret ediyordum.

Biliyorum, ben de uzun süredir yurt dışında yaşıyordum, fakat aynı şey değil. Artık ev dediğinde aklına ilk gelecek yer burası olamayacak. Artık kendi ailesi olacak. Kocası, hatta çocukları bile. Bilmiyorum, bunlar hâlâ garipti.

Sürekli kavga ederdik, birbirimize laf atardık ama günün sonunda ne yaparsak yapalım kız kardeş kız kardeştir. Çünkü o zamanlarda bir oda geçtiğimde onun yanına gidebileceğimi biliyordum.

Fakat şimdi anlıyorum ki, yakında ikimiz de kendi hayatlarımıza daha çok odaklanacağız. Yani, aramız muhtemelen açılmayacak ama eskisi gibi de olmayacak.

Buruk bir gülümsemeyle, "Katharine nerede?" diye sordum.

Ablam telefonu kulağından çekip, üst katı gösterirken, "Yukarıda." dedi aynı zamanda.

Kafa sallayıp, onu daha fazla rahatsız etmeden merdivenlere doğru yöneldim. Merdivenleri ikişer üçer çıkarken bunu daha fazla düşünmemeye çalıştım. Sonuçta birkaç ay daha vardı, değil mi? Hemen yarın evlenmiyor ya.

Kapıyı açıp, odaya baktığımda Katharine'yı yatağa oturmuş, telefonuna bakarken buldum. Kapı açılsa da, henüz beni fark etmemişti. Onun bu haline gülümseyip, içeri girdim ve kapıyı kapattım. Bu sefer kafasını kaldırıp, bana bakmıştı.

Anında dudaklarına gülümseme konarken telefonunu kenara bıraktı. Yavaş adımlarla ona yaklaşıp, yanına oturdum. Bir ona, bir de telefonuna bakarken, "Neden pür dikkat telefonunu izliyordun?" diye sordum.

Derin bir nefes alıp, "Kevin bu akşam onunla görüşmemi istiyor, fakat Meryem abla akşama misafir olacağını ve babanın tüm ailenin evde olması gerektiğini söylediğini söyledi." dedi yarım yamalak.

Onun bu haline gülerken, "Evet doğru, İdil teyzeleri misafir olarak çağırmış." dedim.

Mağlup bir şekilde kafasını salladığında gülümsememi sildim. Elimi onun sırtına yerleştirerek, "İstersen Kevin'ı da yemeğe davet et. Babam bir şey demez zaten." dedim ona.

Babam buna bir şey demez, hatta mutlu olurdu. Katharine'nin ailesinden daha fazla insanı tanımak onu mutlu edecektir. Babam kızlarının etrafında olan insanları yakından tanımayı seviyordu. Hele ki, Katharine benim karım olduğundan ve onu çok sevdiğinden dolayı ailesini tanımak daha çok isteyecektir.

Katharine pek emin değilmiş gibi bana bakarak, "Bilmiyorum doğrusu. Aramız nasıl biliyorsun. Yanlış bir şey demesinden korkuyorum." diye cevap verdi.

Onunla birlikte ben de düşünür bile hal aldım. Evet, Kevin'ın kişiliği göz önüne alındığında biraz ağzı sıkı olmayan ve düşündüğünü anında söyleyen birisi olduğu açık. Fakat, yanlış ortamda yanlış bir şey söyleyecek bir tipi de yok.

Katharine oflayıp, kendisini yatakta geriye attığında ben de dirseğimi yatağa yaslayıp, yanağımı da avucuma yerleştirerek ona bakmaya başladım. Yüzüne düşen sarı saçlarını geriye iterek, "Ben öyle düşünmüyorum. Evet, başta ona karşı fazla ön yargılı davrandım, fakat şimdi düşününce o kadar da kötü birisi gibi gelmiyor. Yemekte yanlış bir şey diyeceğini düşünmüyorum." dedim.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin