Bölüm 10.

2.3K 239 82
                                    

"Tamam mıyız? Hazır mı her şey?" diye sordu babam.

Meryem ablam kafasını sallarken ben de üzerime bir tane ceket alıyordum. Bugün annem ve babamın evlilik yıl dönümüydü. O yüzden babamın iş arkadaşları ve yakın arkadaşları bu akşam bizde olacak partiye geliyorlardı.

Normalde partileri severdim. Ama soğuk havalarda olan partileri sevmiyordum. Çok soğuk dışarısı ve babam kış bahçesinde yapıyordu partiyi. Orası soğuk değil evet ama yine de dışarıdaydı. Neden yazda evlenmemişler ki bunlar? İyi ki ablamlar yazda evleniyor. Yoksa bu iş hiç çekilmez.

Ben derin bir nefes alıp, babamın yanında dikiliyordum. Şimdilik salonda duruyorduk. Meryem abla babamla konuştuktan sonra yanımızdan ayrılırken Katharine de merdivenlerden inerek dudaklarında büyük bir gülümsemeyle bize doğru geliyordu.

Üzerine siyah baggy pantolon, beyaz gömlek ve siyah crop ceket giymişti. Mavi gözleri üzerimde gezinirken resmen parlamıştı. Bazen sapık dayılara benziyorsun Katharine. Gerçek anlamda.

Baştan aşağı beni süzerken gülümsemesi sırıtışa döndü. Yanımda dururken, "Çok güzelsin." demişti.

Kısık sesini duyduğunda ben de istemsizce gülümsedim. Gözlerimi onun üzerinde gezdirip, "Sen de fena değilsin." demişti.

Kaşları yukarı kalkıp, inerken, "Ne yani? Karına söyleyeceğin şey bu kadar mı?" diye sordu kulağıma doğru fısıltıyla.

Geri çekilirken, "Bunu söylemekten bıkmadın mı? Ben senin karın değilim." dedim.

Babamın yanından geçerek koltuğa oturdum. İyi ki kafasını şu an fazlasıyla karışıktı. Konuşmamızı pek dinlemiyordu. Katharine'nin ayakta durduğunu gören babam gülümseyerek, "Kızım, çok şık olmuşsun." dedi.

Bunu duyduğunda Katharine imalı şekilde gülümseyerek bana baktı ve ardından babama, "Teşekkür ederim Kemal amca." dedi.

Babam ona gülümseyip, telefon kulağında dışarı doğru gitmişti. Arkasından onu izleyen Katharine babam gözden kaybolduğunda yanıma oturdu. Koltuğa uzanarak kafasını kucağıma koyup, "Asıl sen bunu söylemekten bıkmadın mı?" diye sordu. Ardından kucağındaki kafasını kaldırıp, yüzünü yüzüme yaklaştırırken, "Sen benim karımsın." demişti.

Bu kadar yakın olduğu için nefesimi tuttum. Gözlerim onun gözlerinde gezinirken dudaklarına bakmamak için büyük bir mücadele veriyordum. Eğer bunu yaparsam fazla yanlış anlaşılırdı.

Ama o rahatlıkla gözlerini gözlerimde ve dudaklarımda gezdiriyordu. Gülümseyerek tekrar kafasını kucağıma yerleştirdi. Rahat bir nefes verirken, "Bu sadece kağıt üzerinde Kat." dedim ona bakarken.

Fakat o omuz silkip, "Gerçek de olabilir." demişti.

Gözlerimi onun yüzünde gezdirirken sessiz kaldım. Hâlâ geçen Ayaz'la neden dışarı çıktığını düşünüyordum. Sonuçta kim sadece et almak dışarı çıkarken sır tutardı ki?

Bakışlarımı fark edip, "Ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Omuz silkip, kollarımı göğsümde birleştirdim ve kafamı trip atar şekilde çevirdim. "Hiçbir şey." dedim ona.

Kaşları çatılırken kafasını kaldırıp, doğruldu. Ellerini kolumun iki yanına koyarken, "Ne yanlış bir şey mi yaptım? Söyle." dedi.

Tekrar omuz silkip, "Bana hâlâ geçen Ayaz'la dışarı neden çıktığını söylemedin." dedi.

Omuzlarını indirip, rahatlarken, "Ha bu mu? Önemli bir şey değil ya, et almaya gittik." dedi yeniden.

Gözlerimi devirdim. Beni çocuk sanıyordu herhalde? Kim bunu yerdi ki? Bakışlarımı ona çevirmeden, "Karım diyorsun bana. İnsan karısına yalan söyler mi?" dedim.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin