Bölüm 4.

2.5K 241 28
                                    

Yemekten sonra dördümüz de birlikte dışarı çıkmıştık. Önce biraz arabayla turladıktan sonra sokaklarda gezmeye başladık. Hava soğuktu ve kar yağıyordu. Ama yine de sokaklarda gezmek güzeldi.

Sonunda kumpir almak için bir tane ağabeyin arabasının önünde durduk. Ayaz ağabey'e, "Merhaba ağabey, bize 4 tane kumpir hazırlasana." dedi.

Adam kafa sallayarak kumpiri hazırlarken cebimden çıkardığım telefona bakıyordum. Fakat sırtıma yaslanan kafayla kaşlarımı kaldırdım. Katherine kafasını sırtıma yaslamış, eliyle de kabanımın kol kısmından nazikçe tutuyordu.

Telefonu kapatıp, "Ne oldu?" diye sordum.

Nefesini dışarı verirken, "Çocuk soğuk." diye mırıldandığını duydum.

Kaşlarım çatılırken gülerek, "Sen rus değil misin? Alışkın olman gerekiyordu bu soğuk havalara." dedim ona.

Fakat o, "Ben hayatımda hiç Rusya'da olmadım ki." dedi bana. Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı. Tamam, bunu bilmiyordum işte.

Kabanımın kolundan hafifçe tuttuğu elini yavaşça kaydırarak elime indirdi. Buz kadar soğuk eli elime değdiği anda resmen titremiştim. Ona gözlerimi devirip diğer elini de tutarak kabanımın cebine soktum. Kabanımın cebinde elimle onun elini okşayarak ısıtmaya çalıştım.

Bu sırada Ayaz kumpirin birisini bana doğru uzattı. Bir elimi cebimden çıkarıp, kumpiri alırken Katharine çenesini omzuma yerleştirip, elimdeki yemeğe baktı.

Kaşları çatılırken, "Bu ne üzerindeki?" diye sordu.

Ben ağzımı açıp, ona cevap verecekler kumpiri yapan amca, "Rus salatası o kızım." dedi ona.

Katharine bana daha çok yapıştı. Bu işi nedense fırsata çevirdiğini hissediyordum. Bir kumpire, bir de amcaya bakarak, "Pastayla?" diye sordu.

Adam durup ona, "Pasta?" diye sordu.

Ablam adamdan kumpirin birini daha alırken, "Makarna diyor yani." dedi.

Katharine ona, "Rus salatası makarnayla olmaz ki." dedi ona bakarak.

Kafamı omzuma yasladığı kafasına çevirerek, "Buralarda isteyen istediğini katıyor." dedim ona.

Ellerini kabanımın cebinden çıkararak, "O zaman bu Rus salatası değil, makarna salatası olur." dedi.

Amcanın kumpirin üzerine koyduğu kaşıkla biraz aldım. Bu sırada Katharine'nin de ağzını açtığını fark ettim. Kaşlarım çatılırken ona, "Sen iyice alıştın benim karım gibi davranmaya ha." dedim fısıltıyla ona.

Ağzı hâlâ açık olduğu için kaşığı ona verdim. Ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra, "Değil miyim?" diye sordu bana.

Her ne kadar değilsin desem de, sürekli aksini söylüyordu. O yüzden susup, ben de kumpiri yemeğe devam ettim. Ayaz elinde iki kumpir ile geldiğinde ona uzattığı kumpiri alıp, yemeğe başladı.

Hem yiyip, hem de sokakların içinde gezmeye başladık. Öykü bize bakarak, "Ben üşümeye başladım ya, bir yerlere mi otursak?" diye sordu.

Kafamı sallayarak ben de, "Katharine de üşüyor, iyi fikir." dedim ona.

Ayaz kolunu Katharine'nin omzuna atarken, "Kayınço, sen Rus değil misin ya?" diye sordu alayla.

Katharine onu umursamadan, yemeğini yemeye devam ederek, "Ruslar üşümez diye kural mı var buralarda?" diye sordu ona.

Yediğim kumpirin kabını çöp kutusuna attım. Benimle birlikte bitiren Katharine de aynısını yapmıştı.

Öykü de Katharine'nin yanına geçerek, "Hayır tabii ki, ama siz daha soğuk havalara alışkın olmuyor musunuz?" diye sordu.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin