Yabancı gelin | [G×G]

Bölüm 22.

Katharine ve ben hâlâ sessizce birbirimize bakıyorduk. Ben Ayhan'ın neden bunu yapmasını düşünürken Katharine muhtemelen Ayhan kim diye düşünüyordu. Çünkü onu pek kâle aldığını düşünmüyordum.

Birkaç saniye sonra sonunda, "İyi de, bunu neden yapsın ki?" diye sordu.

Ben de Kevin'a bakarak hafifçe kafamı salladım. Kevin bir elini cebine sokup, derin nefes alırken, "Ben de bilmiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse tamamen emin değilim, sadece tek şüphe ettiğim kişi o. Ayhan benim yakın arkadaşım, aramızda olanları duyunca yapmış olabilir." diye açıkladı.

Hayır, hayır bu hiç mantıklı gelmiyor. Birisi neden bunu yapmış olur ki? Başka bir sebebi var mıydı? Ayrıca Kevin emin olmadığını söyledi. Doğrusu, bunu yapan kişinin Ayhan olmasını istemiyordum. Eğer öyle olursa bu durumda artık bizden çok üzülecek kişi Defne olacaktı.

Derin bir nefes aldım ve elimi yüzümde gezdirerek, "Bundan emin olmamız gerekiyor. Defne ile konuşmak da işimize yarayabilir belki." dedim.

Kevin ve Katharine senkronize bir şekilde kafa sallayıp, "Doğru, belki o da bir şeyler biliyordur. Kendisine söylersek direkt açıklar." dedi.

Bundan sonra tekrar kısa bir sessizlik oldu. Ardından Kevin, "O zaman artık yemeğe geçebilir miyiz? Bu misafir gerçekten çok aç." dedi elini karnının üzerine koyarak.

Gülüp kafamı salladım ve elimle salona doğru gitmesi için işaret verdim. Bize gülümsedi ve önden gitmeye başladı. Katharine ve ben de onun peşine takılıp, gitmeye başlarken onun bileğimden yavaşça tutup, beni durdurmasını hissettim.

Kevin giderken ben durup Katharine'ya çevirdim bakışlarımı. Katharine kafasını eğmiş, yüzümü incelerken, "İyi misin?" diye sordu.

Onun bu sorusuyla kalbimde tatlı bir his oluştu. Beni bu şekilde düşünüp, benimle bu şekilde ilgilenmesi harika hissettiriyordu. Ama bu soruda iyi bir soruydu. Çünkü ben de bilmiyorum. Sonuçta Ayhan Defne'nin sevgilisiydi. Bu durum onların ilişkisine de zarar verecekti muhtemelen.

Kafamı hafifçe sallayıp, onun elinden tutarken, "İyiyim, merak etme." diye cevap verdim.

Fakat bu konu bir kedi yavrusu gibi oturmuştu kalbime. Beni rahatsız edip, sürekli tırnaklarını kalbime geçiriyordu. Ne zaman uzanıp, onu almak istesem saklanıp, köşeye sıkılıyordu.

Katharine bir şey demese de, beni kendine doğru çekip sarıldı. Kollarımı onun beline dolarken yüzümü göğsüne gömdüm. Katharine saçlarıma öpücük kondurup, "Düşünme bunu. Her şey ortaya çıkacak ne de olsa." diye mırıldandı.

Beni rahatsız eden şeyin o olmadığını bilmiyordu. Fakat bir açıklama yapmadım. Sessizce kafamı sallayıp, onun bana sarılmasının tadını çıkardım. Birkaç saniye sonra geri çekilip, "Hadi, salona gidelim artık." dedim.

Anında kafasını sallarken elimden tutup, ilerlemeye başladı. Onunla birlikte biraz gittikten sonra Kevin'ı köşede, elleri cebinde beklerken gördük.

Kaşlarım çatılırken Katharine, "Neden burada duruyorsun?" diye sordu ona.

Kevin ona gözlerini devirip, "Siz olmadan salona öylece giremem herhalde, cестра. Aşk sahneniz bittiyse gidelim." dedi.

Katharine gözlerini kısıp ona baksa da, haklı olduğu ortadaydı. Sonuçta buraya ilk kez geliyordu ve bizim dışımızda kimseyi tanımıyordu. Bundan çekinmesi normal.

Bu sefer üçümüz salona giriş yaptık. Herkes masaya oturmuş, bizi bekliyordu. İdil hanımlar bile gelmişti. Biz yaklaşırken masada oturan Ece bizi fark eden ilk kişi olmuştu. Dudaklarına gülümseme konarken, "Oo, bu ailedeki herkes Victoria Secret mankeni gibi mi?" demişti.