Bölüm 15.

2.2K 224 22
                                    

Uykudan uyandığımda oldukça rahat ve sıcak bir şeye sarıldığımı hissediyordum. Hava soğuk olduğu için onun bu sıcaklığı beni rahatlatmıştı. Daha çok sarılırken bir anda beynimde şimşekler çakmıştı. Gözlerim anında açılırken kollarımı ondan çektim. Benim ani hareketim bile Katharine'yı uykusundan uyandırmaya yetmemişti.

Hâlâ fosur fosur uymaya devam ediyordu. Rahat bir nefes alıp tekrar geri uzandım. Fakat bu sefer o yatakta dönerek bana sıkıca sarıldı. Gözlerim genişlerken onu itip, "Ne yapıyorsun be?" dedim ona.

Mesele sarılması değildi, artık bundan rahatsız olmayı bırakmıştım. Mesele beni öldürecek kadar sıkıyor olmasıydı. Biraz daha sıkarsa 'fıck' diye patlayacak gibiydim.

O da anında kollarını açıp, doğrulurken, "Ne oldu ya?" diye sordu şapşal bir şekilde.

Omzuna hafifçe dokunurken, "Sana kaç kez doğru dürüst yat diyeceğim. Her seferinde bana yapışıyorsun." dedim.

Esneyip, kafasını kaşırken ne dediklerimi pek anlamıyor gibi duruyordu. Sonunda esnemeyi bitirdiğinde yatağa bakıp, sırıtmaya başladı. Kaşlarım çatılırken onu izlemeye devam ettim.

Bakışlarını yataktan kaldırıp bana çevirirken, "Ama burası benim yerim. Yataktaki yerinden kayıp, koynuma sokulan kedi sen gibi görünüyorsun." dedi.

Ne dediğini tam anlamadığım için bakışlarımı yatağa çevirdim. Sonunda ne demek istediğini anlamıştım. Kocaman yatakta onun tarafına kayan benmişim gibi duruyordum.

Dudaklarımı birbirine bastırıp, kafamı indirirken o gülerek, "Gördün mü? Sürekli üzerime cırlama." dedi ve yanağımdan öpüp, hızla yataktan kalktı.

Gözlerim genişlerken, "Ben mi cırlıyorum?!" diyerek ona yastıklardan birini atmıştım.

Fakat o kahkaha atarak hemen banyoya girmişti. Onun arkasından gülerek bakarken kafamı iki yana salladım. Gerçek bir çocuk gibiydi. Fakat garip olan onunla birlikteyken benim de öyle davranıyor olmamdı. Genel olarak yaşına uygun davranmam gerektiğini düşünüyordum, fakat Katharine bu düşüncelerimi yerle yeksan etmişti.

O banyodan çıktığında ben de yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. Havluyla yüzünü kurularken, "Akşam Kevin beni bir bara davet etti." dedi.

Kaşlarım çatılırken, "Sadece seni mi? Yalnız ve bir bara?" diye sordum kafamı içeri uzatarak.

Benim ona bakmamı tamamen görmezden gelerek tişörtünü çıkarıp, üzerine siyah bir kazak giyerken, "Evet, yalnız gel dedi." diye cevap verdi.

Bundan nedense hiç hoşlanmamıştım. Onunla yalnız görüşme konusuyla birlikte yalnız bara gitmesi konusu da beni oldukça rahatsız etmişti. Neden sadece onu çağırmıştı? Bir şey mi yapmak istiyordu? Yoksa sadece kız kardeşiyle yalnız vakit mi geçirmek istiyordu?

Bilmiyordum, ama Katharine'nin bununla bir sorunu yokmuş gibi görünüyordu. Banyodan çıkıp, onun yanına döndüğümde üzerini giymiş, yatağa sırt üstü uzanmış bir şekilde gördüm onu.

Dolabıma yönelip, sanki çok umrumda değilmiş gibi, "Peki gidecek misin?" diye sordum.

Hem yolu bilmiyordu, hem de yalnız gitmez diye düşünüyordum ben. Fakat o beni şaşırtarak, "Evet, gideceğim. Belki zamanla aramız düzelir. Hem de bazı şüphelerimi doğrulamak istiyorum." demişti.

Hareketlerimi durdurup şaşkın bir şekilde ona dönerken, "Yalnız başına gideceksin yani?" diye sorum bir anda.

Ani yükselen sesimle dik atılmış, "Niye bağırıyorsun be. Ödüm koptu. Ayrıca neden gitmeyeyim, kardeşim sonuçta." dedi bana cevap olarak.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin