Yabancı gelin | [G×G]

Bölüm 2.

Evet karar verdim bu kitaba düzenli olarak devam edeceğim. Hadi bakalım ilgi de var gibi neler olacak görelim

Bu kitap biraz romantik komedi tadında ona göre okuyun fazla aksiyon olmaz yani

Hadi kaçtım ben byee<333

Medya: Katharine Peterova.

Bir saattir yb atiyorum bildirim gitmiyor amına koyayım bu yerin

Son denemem, sikeyim seni watty

Dün attım bildirim hiç gitmedi o yüzden bugün yine atıyorum hadi bakalım

×××××

Kapıya gelen misafir geri gönderilmez kafasında olan ailem Katharine'yi içeri almışlardı elbette. Gerçi, benim de onu geri gönderme gibi bir şansım yoktu kesinlikle. Sonuçta buna kalkışırsam herkese şu anki durumumuzu anlatabilirdi ve inanın bana bu isteyeceğim en son şey bile değil.

Annemle babam karşımıza oturmuşlardı. Ablam ve Ayaz ise kenar koltuğa çekilmiş, bize bakarak kahkaha atmamak için zar zor duruyorlardı. Onlara gözümü devirdikten sonra bakışlarımı babamla anneme çevirdim.

Babam tatlıdan ağzına attıktan sonra, "Ee kızım, kimsin kimlerdensin?" diye sordu.

Tabii ki Katharine böyle terimlere tam hakim olmadığı için çatık kaşlarla kafasını bana çevirdi. Ben de ona, "Yani kısacası kimsin diye soruyor." dedim açıklayarak.

'haa' dercesine bir ses çıkarıp, kafasını salladıktan sonra kafasını babama çevirdi. Elini göğsünün üzerine koyarak, "Üzgünüm, benim Türkçe not iyi." dedi.

Babamla annem onun bu hareketine gülerken annem, "Ne kadar tatlı bir kız ya, maşallah." dedi.

Katharine de tabii ki bozuk bir plak gibi geniş bir sırıtma ile sadece kafasını sallıyordu. Ardından, "Benim isim Katharine Peterova. Annem İsviçreli, babam Rus. Ama ben doğma büyüme hep İsviçre'de oldum." dedi.

Babam kahvesinden bir yudum alırken Katharine utangaç olduğu için hiçbir şeye elini uzatmıyordu. Derin bir nefes alıp tabağa koyulan tatlısını ve kahvesini ona uzattım. Bana gülümsedi ve kafasını sallayarak kahvesinden bir yudum aldı.

Ardından yüzünü buruşturarak kahveyi geri bıraktı. Annem onun bu hareketiyle, "Ne oldu kızım?" diye sordu.

Katharine yandaki suyu alıp, içtikten sonra, "Bu kahve.." dedi ve kelimeyi hatırlamak için bir süre durdu.

Onun için cümleyi ben tamamlayarak, "Acı?" dedim sorar bir tonda. İşaret parmağıyla beni gösterirken kafasını evet anlamında salladı bana.

Kafamı iki yana sallayarak az önce bir yudum aldığım kahvemi ona doğru uzatarak, "Al, ben şekerli içtiğim için Meryem abla öyle yapmıştır." dedim.

Uslu bir şekilde kafasını salladıktan sonra kahvemi alarak içmeye devam etti. Bu sefer beğenmiş olacak ki, gözlerinde parıltıyla bana baktı. Derin bir nefes alıp kafamı çevirirken babam içeriye doğru seslendi.

"Meryem."

Meryem abla koşar adımlarla mutfaktan çıkarak salona, yanımıza geldi. Gözleri üzerimizde gezindikten sonra babama bakarak, "Buyurun Kemal bey?" diye sordu.

Babam Katharine'nin kahvesini göstererek, "Kızım, niye kıza sade kahve yapmışsın, sorsana kendisine önceden." dedi.

Meryem abla bize ve Katharine'ye baktıktan sonra, "Sordum." diye kısa bir cevap verdi.