Bölüm 30.

1.2K 208 27
                                    

Masal'dan.

Merdivenleri inip, alt kattaki salona geldiğimde Katharine'yı gördüm. Koltuğa yayılmış, elimdeki kumandayla birlikte kanallarda gezinip duruyordu. Dünden itibaren böyleydi. Dışarı çıkıp eve geldikten sonra bir garip davranıyordu. Bana karşı olmasa da, daha bir neşesiz ve sürekli yorgun gibi uyukluyordu.

Onun böyle olması benim de canımı sıkıyordu. Asla alışık olmadığım bir şeydi. Onun bu şekilde olması, sessiz sedasız evin içinde dolanması. Derin bir nefes alarak ona doğru ilerledim. Benim geldiğimi fark ettiğinde doğrulup, gülümsese de, tekrardan eski haline geri dönmüştü.

Oflayıp, "Ne yapıyorsun?" diye sordum.

Omuz silkip, "Televizyonda izleyecek bir şey arıyorum ama bulamıyorum." diye cevap verdi.

Sürekli onunla konuşma başlatmak istiyordum. Fakat verdiği kısa cevaplar bunu her şekilde engelliyordu. Sesli olarak olmasa da, davranışları 'konuşmak istemiyorum' diye bağırıyordu.

Biraz daha ona yaklaşıp, dibine sokuldum. Kolunu kaldırıp, beni kabul ederken rahat bir nefes vermişti. Sevişmemizden sonra bu halde olması iğrenç ve garip hissettiriyordu. Fakat sebebin ben olmadığını biliyordum. Olamazdım. Sonuçta aylarca bunun için çabaladı.

Ama sorunu da gizlemesi kalbimi kırıyordu. Onu yagrılamayacağım konusunda güven veremedim mi? Yoksa farklı bir şey mi vardı ortada.

Yavaşça onun kısa sarı saçlarıyla oynarken, "Bir sorun mu var?" diye sordum.

Katharine bakışlarını bana çevirirken, "Hayır, neden bir sorun olsun ki?" diye karşılık verdi.

Tekrardan soruma yalan söylediği için gözlerimi devirdim. Ona bakarken, "Bir durgun gibisin. Bu hiç senlik bir şey değil." diye mırıldandım.

Bununla birlikte bakışlarını kaçırdı. Tekrardan televizyona odaklanırken, "Aslında sana bir şey söylemek istiyordum." diye mırıldandı.

Dünden itibaren bir şeyler gizleyip, suçlu bir çocuk gibi ortalıkta gezdiğini biliyordum. Ama ne yaptığını bilmiyordum daha. Aklıma birkaç düşünce geliyordu ama onların olmasını hiç istemiyordum. Sonuçta güvenimi boşa çıkarmayacağı konusunda bana söz verdi.

Dinlediğimi gösterir bir şekilde gözlerimi ondan çekmedim. Derin bir nefes alıp, "Akşam Kevin ile görüşmek istiyorum. Onunla konuşmam gereken bir şeyler var." dedi.

Kaşlarım bu dediğiyle havaya kalktı. Yani sonuçta Kevin onun ağabeyiydi. Onunla görüşmek için benden herhangi bir izin almasına gerek yoktu, olmayacaktı da. Fakat başka bir mesele varmış gibi görünüyordu.

Yine de kafamı sallayarak, "Tamam, gidebiliriz birlikte." diye cevap verdim.

Başta bu dediğime gülümsese de, sonrasında bu gülümsemesi düştü. Benden bir şeyler saklıyordu ama hâlâ inatla bana söylemiyordu. Bense burada söylemesi için onu bekliyordum. Ama bir şey demedi. Sadece sessizce durarak arkasına yaslandı ve beni de kendine çekti.

İkimizde koltukta geriye yaslanırken beni göğsüne yatırmış, burnunu da saçlarıma dayamıştı. Alıp verdiği nefesleri hissediyordum.

Elimi göbeğinde gezdirirken, "Gerçekten söylemek istediğin başka bir şey yok mu?" diye sordum.

Nefes alışları durmuştu. Fakat hareket etmedi, pozisyon değiştirmedi. Öylece durdu birkaç saniye. Sonrasında, "Ben..' diye başlasa da devam ettirmedi. Sadece, "Bir şey yok, seni seviyorum." diyerek saçlarıma bir öpücük kondurdu.

Bir şey olduğunu bal gibi biliyordum, biliyorduk. Fakat kendisi söyleyene kadar herhangi bir tepki vermeyeceğim. İlk adımı kendisinin atıp, bana gerçeği söylemesini istiyorum. Sadece o ana kadar bunun düşündüğüm şey olmaması için umut ediyorum.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin