Bölüm 11.

2.2K 244 50
                                    

Adamın dediğiyle nefesimi tuttum. Sessizlik içinde herkes bana bakıyordu. Bense ne diyeceğimden bir haber öylece kalakalmıştım. Babamın çatık kaşları, annemin şoktan genişlemiş gözleri ve diğer tüm konuklar-hepsi bana bakıyordu.

Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Birisi bana çiçek gönderse bile, nasıl olurdu da Katharine'yla evli olduğumu, benim onun soy ismini aldığımı bilebilirdi ki?

Ortamdaki gergin hava sürmeye devam ederken yavaşça kafamı çevirip, Katharine'ya baktım. Gözlerindeki kendinden eminlik beni az da olsa rahatlatmıştı. Fakat ne yapacaktım? Bu kadar adamın içinde öyle olduğunu söylemek babamın itibarına kötü etki eder miydi? Veya ailem ile olan ilişikime?

Adam da ortamdaki sessizliğe şaşırmış, böm böm etrafa bakıyordu. Gerginlikten dolayı ağzını açıp, tek kelime bile edemiyordu. Ne kadar da tanıdık. Şeye benzemiyor mu ya? Bana.

Sessizce düşüncelerimde kaybolmuş gitmişken bir anda bir elin elimi kavradığını hissettim. Kafamı kaldırdığımda yanımda duran Katharine'yı gördüm. Bana küçük bir gülümseme verdikten sonra adama dönüp, "Ben Katharine Peterova, Masal hanımın eşiyim, bana verin lütfen." demişti.

Adam bir şey demeden sadece şaşkın bir şekilde kafa sallayıp gülleri ona verdi. Ardından adamın verdiği dosyaya imza atarken, "Gönderen hakkında bir bilgi var mı?" diye sordu.

Adam kafasını iki yana sallayarak, "Hayır efendim, yok." demişti.

Katharine gülerken, "Niye şaşırmadım acaba." dedi sinirli bir şekilde. Adam imzayı da aldıktan sonra çekip gitmişti.

Fakat bizim öyle bir şansımız yoktu. Katharine'nin dediklerinden sonra artık bunu inkar edecek bir durumda bile değildik. Titrek nefesimi dışarı verirken gözlerimi onun yan profilinde gezdirdim.

Babam kendini şoktan kurtarıp, yanımıza doğru gelmeye başladığında bir adım geri atıp, Katharine'nin elini sıktım. Fakat o sadece bana bakıp gülümsedi ve elimi tutmaya devam etti.

Arkamızda duran Ece ve Okan'ın konuşması o sırada dikkatimi çekmişti. Okan, "Demek bu yüzden bana karşı hiç ilgi göstermiyordu. Nasıl anlamam ki?" dedi sitem eder bir şekilde.

Hayır, sadece erkek olman bile sana olan tüm ilgimi kaybetmeme sebep oluyor. Olmayan ilgimi yani.

Fakat Ece ona, "Ağabey, ben erkeklerden hoşlansam ve sen benim ağabeyim olmasan yine de sana ilgi duymazdım." diye cevap vermişti ona.

Normalde olsa bu cevap beni neşelendirirdi, fakat şu anda bize doğru gelmekte olan babamı birkaç dakikalık durduran Mustafa amcaya bakıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Ne tepki verecek? İyi mi kötü mü? Bunu hiç kestiremiyordum. Hayatım boyunca onların bu konularda fikir bildirdiğini görmemiştim.

Okan, "Sen ne anlarsın ne, yürü git." diyerek Ece'yi omzundan ittirmişti.

Onları dinlemeyi babam yanımıza gelip, sinirli bir şekilde ikimize bakmaya başladığında bırakmıştım. Gözlerinden akıp, vücudumu saran bu öfkeyi hissediyordum. Korkmuyordum, sadece endişeliydim. Bana bir şey yapmayacaktı, ama ağzından çıkacak kelimelerin beni bin parçaya ayırma oranı oldukça yüksekti.

Fakat o, "İkiniz de içeri geçin. Misafirleri yola salıp, hemen geleceğim." demişti. Öfkesinden dolayı sesi biraz sert çıkmıştı.

Katharine de, ben de bir şey demeden sadece ona kafa salladık. Katharine benim elimi bırakmadan insanların yanından geçerek içeriye doğru götürmeye başlamıştı.

İçeri girdiğimizde direkt salona doğru ilerledik. Oraya vardığımızda elimi Katharine'nin elinden çekerek salonun içinde turlamaya başladım. Misafirler olsa bile, babam çok düşük seviyeli bir tepki vermişti. Bundan daha mı çok korkmam gerekiyordu? Kesinlikle öyle geliyordu.

Yabancı gelin | [G×G]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin