SONSUZ

26. BÖLÜM: "BOŞLUK"

İyi okumalar :)

Bölüm şarkısı - Starset / My Demons

---

Kapının bir tarafına ben, diğer tarafına David geçtiğinde elimdeki ateşi çoktan söndürmüştüm.

Bu demir kapı ya yeni bir başlangıç; ya da içimdeki yeşeren umudun sonunu hazırlayan zehirli bir sarmaşık olacaktı.

Her şeyin olup bitmesine belki de dakikalar kalmıştı. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atıyordu. Son bir kez derin bir nefes aldım ve David'in içeri dalmamız için komut vermesini bekledim.

Elleriyle üçten geriye sayarken bir an önce odaya girmek istiyordum. Daha fazla dayanamayacaktım.

Üç...

İki...

Bir...

David ile birlikte kapıyı olanca gücümüzle ittirip mahzene girdiğimizde görmeyi umduğum manzara bu değildi.

Aslında en azından bir manzara görmem gerekirdi değil mi? Fakat tam tersine burası bomboştu.

Zaten çok fazla büyük olmayan mahzenin içine karanlık olmasına rağmen gelişmiş görme duyum sayesinde bir göz atsam da gördüğüm tek şey kırılan zincirler ve bir bardaktı. İçindeki suyun bir kısmı yere dökülmüştü.

Karşılaştığımız tablo bu olmamalıydı. Effy'i veya annemi bulmuş olmam gerekiyordu. Leila yanılmış mıydı? Aradığımız mekan burası değil miydi?

Hayal kırıklığı içinde oflayıp taştan olan duvara yumruk atarken bir an David'e baktım.

Onun da benim gibi büyük bir hayal kırıklığına uğradığı yüzünden rahatça okunabiliyordu. Bir yandan da lanet okuyup duruyordu. Kardeşini bulmayı en az benim kadar istediğini biliyordum.

"Ne halt edeceğiz şimdi?" diye sordum David'e bakmayı sürdürürken.

Düşünceli bir şekilde birkaç adım attı ve yere doğru eğildi. Bardaktan dökülen suyu inceliyor gibiydi.

Suya doğru burnunu yaklaştırıp kokladı ve kokuyu içine çekmesiyle şiddetli bir şekilde öksürmeye başladı.

"Hey, napıyorsun?" diye sordum ne yaptığına bir anlam veremeyerek.

Beni duymazlıktan geldi ve bu sefer biraz tereddüt ederek elini suya doğru yaklaştırdı. Suya dokunmasıyla acıyla bağırması bir oldu.

"Neler oluyor?!" dedim dayanamayarak.

"Porfiria." dedi mavi gözleri endişeyle parlarken. "Effy'e porfiria vermeye çalışmışlar."

Archie'nin porfiria hakkında söylediklerini anımsamaya çalıştım. Vampirlerin sindirim sistemine girerse onları güçsüz kılan ve derilerine temas ederse temas ettiği yeri yakan bir bitki olduğunu hatırlayınca ben de dehşete kapıldım. Ona işkence mi etmişlerdi?

"Aman tanrım! Bunu hangi şerefsiz, neden yapsın ki?!" diye öfkeyle solurken David bir elini havaya kaldırdı bir şey fark etmiş gibi.

"Bunun cevabını bilmiyorum ama sanırım Effy'nin ne yapmaya çalıştığını biliyorum." dedi dikkatle yerdeki zincirleri incelerken.

"Dinliyorum." dedim. Bir yandan da Archie ile Leila'nın annemi bulup bulamadığını içten içe merak ediyordum.

"Effy'e su yoluyla porfiria verilmeye çalışılmış ama Effy boğazını yakan suyun hepsini içmemiş ve suyun geri kalanını yere dökmüş, belki de bardağı fırlatmıştır, kim bilir?"