25. BÖLÜM: "MAĞARA"

754 42 16
                                    

Keyifli okumalar :)

Bölüm şarkısı - Our Last Night / Sunrise

---

-EFFY-

Gözlerimi yorgunlukla açıp keşke hiç açmasaydım dedirten acı duygusu yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.

Gözlerimi tamamen açtığımda ise yine aynı zindanda olduğumu fark ettim. Bunu, parlaklığı hiç değişmeyen loş ışıktan ve titrememi sağlayan dondurucu havadan anlayabiliyordum.

Yattığım yerden zorlukla ayağa kalktığımda farklı bir odada olduğumu anladım. Üstelik bu sefer zincirler içindeydim ve dışarı çıkmamı engelleyen demirden bir kapı vardı.

Neden buradaydım ki?

Neden bu oyunun bir parçasıydım?

Kendime bu soruları defalarca sorarken bir yandan da aynı rüyamdaki gibi bağıran ve benden umutsuzca yardım dilenen zavallı kadın aklıma geldi. Acaba ne yapmıştı da ona işkence ediyorlardı? Şu an o da benim gibi zincirler içinde miydi? Yoksa çoktan ruhunu teslim etmiş miydi?

Tüm bunları düşünürken kendimi ciddi anlamda halsiz hissettim.

Yorgun...

Bitkin...

Hasta...

Vampir olduktan sonra kendimi ilk defa hasta hissediyordum. Bu his nereden gelmişti böyle? Ben vampirdim, hasta hissetmemem gerekirdi! Bana neler oluyordu?

Karanlık odayı, demir kapıyı ve bağlı olduğum zincirleri son bir kez daha süzdükten sonra onlarla vedalaşmak istedim. Çünkü amacım zinciri ve kapıyı kırıp bir an önce bu lanet olası zindandan kurtulmaktı.

"Pekala, bu beni son görüşünüz. Hoşçakalın."

Kendi kendime olan konuşmamı bitirip şizofrenik bir tablo oluşturduktan sonra son kez derin bir nefes aldım ve zinciri kırmak için var gücümle çabaladım.

Maalesef çabalarım bir işe yaramamıştı.

"Nasıl olur?" diye kendime hayret ettikten sonra bir kez daha denemeye karar verdim ve tüm gücümle zincirlere asıldım. Bu çabam da hüsranla sonuçlanmıştı. Kendimi uzun zamandır hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.

Belki de yeterince asılmamışımdır diye düşünüp bileklerimi neredeyse koparacak derecede kendimi paraladığım diğer denemeler de boşa çıkınca mecburen biraz önce kalktığım yere tekrar oturmak zorunda kaldım. Çünkü bileklerim kanamaya başlamıştı. Kendimi fazla zorlamıştım.

Acı...

Bu hisle yeni yeni tanışıyordum. Fiziksel anlamda daha önce hiç bu kadar zorlanmamıştım. Psikolojik anlamda ise çoktan bitap düşmüş durumdaydım.

Beni endişelendiren bir başka konu ise David'di.

Beni nasıl merak etmişti kim bilir. Eve gelmemi isteyen o mesaj kesinlikle bir tuzaktı. Buna şimdi emin olmuştum. Biraz geç de olsa...

Kim David'in telefonunu alıp bana öyle bir mesaj atardı ki? David'i bile işletebildilerse çok ciddi bir durumla karşı karşıyayım diye düşündüm.

Bu, insanın içini kasvetle dolduran yerden bir an önce ayrılmak istiyordum. Neler yapabilirim diye düşünmeye başladım.

Acaba bir daha mı denesem diye düşününce bile bileklerim kendilerini belli etmek istercesine sızlamaya başladığında bu düşünceyi hemen aklımdan kovdum. Buradan kaçışım yoktu, orası belliydi.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin