9. BÖLÜM: "BAR"

1.9K 67 2
                                    

-EFFY-

Bayıldığım zamanki hissettiğim açlığın nedenini bilmem çok iyi olmuştu. Ve bazı zamanlarda Alex'e saldırma içgüdüsünün nereden geldiğini bilmem de...

Tek sorun kandı! Ne yapacağım diye düşünürken David'in yanıma yaklaşmasıyla irkildim.

"Açsın ve bunu düşünüyorsun değil mi?" Her zamanki sinir bozucu gülümsemesini gösterdi.

"Hayır, yani o da var..." dedim itiraf ederek. Bir saniye... Yoksa düşüncelerimi okuyabiliyor muydu... Edward gibi?

"Düşüncelerini okuyabiliyor olmam çok sinir bozucu olsa gerek, hayatım."

"Ne? Ciddi misin? Çık zihnimden!"

"Pekala pekala... Çıkıyorum! Ama bir şey var... Bu kadar çabuk kandırılabilir olman gerçekten komik!" deyip kahkaha attı.

"Nasıl yani? Şaka mı yapıyordun? Komik değilsin!" deyip üstüne atladım. Ama benden 10 kat daha hızlıydı pislik. Hemen kolumdan tutup beni fırlattı.

"Daha çaylaksın, biraz ağır ol canım. Sadece aynı elementten güç alanlar birbirlerinin zihnini okuyabilirler, yani sadece su masonlarını okuyabilirsin."

"Off, kimsenin düşündüklerimi öğrenmesini istemiyorum."

"Niye, ne düşünüyorsun ki?" deyip sinir bozucu bir şekilde kahkaha attı.

"Her neyse... Biliyorsun, açım, ne yapmam gerekiyor? Normal yemekler yetmiyor, nasıl besleneceğim?"

"Tabi ki birilerini ısırarak! Ne zannediyordun? Henüz yenisin. İnsan kanından beslenmen gerek, yoksa güçsüz kalırsın."

"Ben asla birini incitmem." dedim bu dediğime kendim de inanmak isterken.

"Ah tabi, hala hastanede olan basketçi çocuğu saymazsak..." dedi gözlerini devirerek. "Bu senin elinde olan bir şey değil Effy, kendini inkar edemezsin, sen bir vampirsin ve insanlara zarar verirsin." Nefret ediyordum, David'in haklı çıkmasından nefret ediyordum. Bir süre sessizlik oldu. Her zamanki oturduğu büyük koltuğa uzandı ve ellerini başının arkasına koyup devam etti. "Her neyse... Ben bu sorunu da düşündüm. Hazırlan, yarım saat sonra beslenmeye gideceğiz."

"Birine zarar vermek istemiyorum David!" dedim endişeyle.

"Hey, hiç kimse ölmeyecek, sadece ufak bir yara açacaksın. Yanında ben olacağım, böyle bir şeye izin vermem, emin ol."

Bu sözler sakinleşmeme yetmişti. David ne kadar sinir bozucu olursa olsun ona güveniyordum. Annemi kaybettiğimden, onun da babasını kaybettiğinden beri birlikteydik. Reşit olduğu için benim velayetimi almıştı ve çalışarak -ne iş yaptığını tanrı bilir- bana bakmayı üstlendi, vay canına! Şimdi düşününce cidden benim için çok şey yaptığını fark etmiştim.

Hala koltuğunda aynı pozisyonda, gözü kapalı bir şekilde uzanıyordu.

"Hey David, bana vampirlerin neler yapabileceğini anlatsana, yani filmlerde gördüğüm gibi olmadığını söyledin."

"Kesinlikle öyle değil. Sen bir masonik vampirsin ve yeteneğin su, bunu biliyorsun, bu özelliğini Vamson'da geliştireceksin.

"Hogwarts gibi mi?" dedim heyecanla. Büyük bir kahkaha attı.

"Ciddiyim, şu çocuk filmlerini izlemeyi bırakman gerek!" Çocuk filmi lafına sinirlensem de ben de kendime güldüm. "Vamson'da dersler bazen ağır olsa da eğlenceli bir yer."

"Yani sen de bu okula gidiyorsun?" Çarpık bir gülümseme attı.

"Öyle de denebilir. Hey, seni bugün okula kayıt için götürmeliyim, bana hatırlat, gece birlikte gideceğiz." Yüzüme yaklaştı ve fısıldadı. "Tıpkı Dracula gibi..." Ciddi mi diye yüzünü dikkatlice inceledim ve birden kahkahaya boğuldu.

SONSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin