Bölüm şarkısı - Muse / Supermassive Black Hole
---
Kapılar kapandı ve içeri doğru ne yapacağımı bilemeyerek yürümeye başladım.
Sonunda salonun ortasına doğru gelebildiğimde durdum ve "Merhaba." dedim saçma bir sesle.
Açık mor saçlı, garip görünümlü bir kadın heyecanlı bir sesle konuşmaya başladı.
"Vay canına! Demek yeni öğrenci sensin! Merhaba Alex! Gerginliğini üzerinden atmalısın."
Gülümsedim, eminim çok aptal gözükmüşümdür. Arkamı döndüğümde Archie yoktu, çoktan gitmişti. Bu iyiydi çünkü eminim heyecanlandığım için dalga geçerdi.
"Profesör Stoker senin ateş masonu olduğunu söyledi. Bu gücünü hiç kullandın mı?" diye sordu uzun beyaz saçlı olan.
"Aslında fark edeli birkaç gün oldu. Yani hayır, kullandığım pek söylenemez."
"Kan içme isteği hissetmişsindir, umarım birine zarar vermemişsindir." dedi soru soran bir sesle.
"Şey... Vampir özelliklerim henüz ortaya çıkmadı, aslında beni kimin dönüştürdüğünü bile hatırlamıyorum."
Masadakilerin hepsi birbirine baktı ve bir süre sessizlik oldu. Mor saçlı olan sessizliği bozdu.
"Bazı durumlarda bu birkaç günü bulabilir, değil mi?"
Masadakiler onayladı ama yine de kafaları karışmış gibi gözüküyorlardı.
"Her neyse, şimdi testlere geçelim." dedi uzun saçlı adam, sanırım aksi biriydi.
"Uygulama alanına geç." Daire içine alınmış alanı işaret etti. Dediğini yaptım. Mor saçlı yerinden kalktı ve yanıma geldi. Elimi tutup ters çevirdi.
"Gözlerini kapat."
Etrafımdaki bu insanlaa neden güvendiğimi bilmeden gözlerimi kapattım, iyice gerilmeye başlamıştım.
"Rahatla ve zihnini boşalt." Komutları uygulamaya çalıştım. "Vücudundaki tüm enerjinin elinde buluştuğunu düşün."
Bir süre odaklanmaya çalıştım ve yavaş yavaş elimde bir şeyler hissetmeye başladım. Aynı Archie ile kütüphanede olduğu gibi elimde küçük bir alev bana doğru bakıyordu. Buna asla alışamayacaktım sanırım.
"Testi geçtim mi?" diye merakla sordum.
"Hayır, tabi ki! Henüz değil, ilk önce savunmana bakacağız."
"Savunma mı? Neye karşı savunacağım ki?" diyemeden nereden çıktığını bilmediğim, bir ton su tarafından salonun karşı duvarına fırlatıldım. "Hey! Neler oluyor?" Duvara yapıştığımda yaşlı bir kadın ellerini havaya uzatıp bir şeyler yaptı ve birden duvardan devasa bitki kökleri çıktı ve kollarımdan başlayarak tüm vücudumu sardı. "Yardım edin! Ne yapacağımı bilmiyorum!" diye bağırdım endişeli bir sesle. Onlarsa sadece kayıtsız bir şekilde bakmakla yetindiler. Bitki kökleri büyüdükçe ben de nefes almakta zorlanıyordum. Gittikçe vücudumu sıkmaya başladılar. Hala nasıl orada oturup beni kurtarma zahmetine girmediklerine anlam vermeye çalışıyordum. Öfkem git gide artıyordu. Bunu neden yaptıklarını aklım almıyordu. Beni çaresiz durumda bırakıp öfkelendirerek mi savunmamı test edeceklerdi?
Aslında işe yaradı diyebilirim, çünkü o sırada vücudumun her yerinden alevler yükselerek beni hapseden kökleri yaktı. Sarmaşıklardan da kurtulunca yere düştüm ve birkaç saniye nefesimi düzenlemeye çalıştım. Yüzüm dahil her yerimden alevlerin çıktığını fark etmem uzun sürmedi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
FantasyBir yanda güçlerini yeni fark eden iki gencin birbirlerine kısa sürede geri dönülemez bir biçimde aşık olmaları ve bunun getirdiği sonuçların hayatlarını alt üst etmesi... Diğer yanda ise nefes aldığı her saniye boyunca intikam duygusuyla beslenen...