Elinden şişeleri alıp, çıraları sürtmeye devam ettim. Ukala gülümsemesini atıp uzaklaştı. İçimden Archie'yi öldürmenin işkenceli yollarını hayal ederken yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu anlamam birkaç saniyemi aldı. Vücudumda ateşi, her tarafımın yandığını hissediyordum.
Ama...
Hayır...
Yanan ben değildim!
Çıraların aniden alev almasıyla "Kahretsin!" diye haykırdım ama kimse duymadı, görmüyorlardı. Herkes kendi deneyiyle meşguldü.
Effy "Aman tanrım!" deyip çıraları elimden attı ve nereden geldiğini bilmediğim bir suyla çıkan alevleri söndürdü.
"O da neydi öyle?"
"Hiçbir fikrim yok."
İkimiz de birkaç saniye boyunca duraksadık. Olanları anlamaya çalışıyordum.
"Az önce elinden su mu çıktı?"
"Bilmiyorum, sanırım öyle oldu." dedi yüzünde korktuğunu belli eden bir ifadeyle.
Elinden hala su damlıyordu. Elini tutup yüzüme yaklaştırdım. Gözeneklerinden su damlaları çıkıyordu. Hemen elini çekti.
"Ben..." dedi ve ne diyeceğini bilemiyor gibi çaresizce etrafına bakındı. "Bay Nicholas, tuvalete gidebilir miyim lütfen?" diye izin isteyip çıktı. Ben de izin almadan arkasından gittim. Kızlar tuvaletine girerken bir an duraksadım ama Effy'i görünce dayanamayıp girdim. İlk defa kızlar tuvaletine girmiş oldum, harika(!)
Effy'e baktığımda ellerini lavabonun üstüne koymuş, düşünceli bir hali vardı. Omzuna dokundum.
"İyi misin?"
"Bilmiyorum."
"Bak, cidden kötü görünüyorsun, az önce olanları sonra konuşalım, ama şimdi sınıfa dönmeliyiz." deyip çıktım.
Düşünmekten kafayı yiyecektim sanırım. Çırayı nasıl yaktım? Effy nasıl söndürdü? Acaba benim yaktığımı Effy de fark etti mi? İkimizin de aynı anda böyle tuhaflıklar yaşaması rastlantı mıydı?
-EFFY-
Neler olduğu hakkında gerçekten en ufak bir fikrim yoktu. Önceki gün zamanımı Chloe ile geçirdiğimi göz önüne alırsak, bugün düne kıyasla çok daha ilginç bir gün olarak sayılabilirdi. Hayatımda ilk defa korkuyu ve şaşkınlığı tüm hücrelerimde hissetmiştim. Elimin içinden resmen litrelerce su çıkıp büyük bir alevi söndürmüştü. Ya da ben öyle sanıyordum. Şaşırtıcı olan bir başka şey ise Alex'in, Bay Nicholas'ın bize verdiği hiçbir kimyasal maddeyi kullanmadan çıraları aniden yakabilmesiydi.
'Acaba birisi bize oyun mu oynuyor?' diye düşündüm. Yanımıza sadece Bay Nicholas ve Bay Granger gelmişti. Tabii bir de Archie... Acaba o mu bir şeyler yaptı? Alex ile olan kapışmalarını dışarıdan bakan herhangi biri bile görebilirdi. Ama bu elimden çıkan suyun gizemini çözmeme yardım etmiyordu. Acaba David'e mi danışmalıydım? Ama kesin benimle dalga geçerdi. Ciddi anlamda çıkmaz sokağa düşmüştüm.
Alex tuvaletten çıktıktan sonra birkaç dakika boyunca kendime gelmeye çalıştım. Biraz toparlandığımı hissettiğim anda ben de onun ardından sınıfa gittim. Herkes bana bakıyordu. Bay Nicholas yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu.
"Evet, iyiyim, önemli bir şey değil." diyerek geçiştirdim ve beni bekleyen Alex'in olduğu sıramıza doğru yürüdüm. Alex ile fazla konuşmadık. Zaten Archie hemen yanımıza damlamıştı. Birkaç dakika sonra zil çaldı. İngiliz Edebiyatı ve Astronomi derslerinden sonra da öğle arasına girdik. Dersler nasıl geçti anlamamıştım bile. Alex bu süre içinde bana çok yaklaşmamıştı. Acaba onu korkutmuş muydum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ
FantasíaBir yanda güçlerini yeni fark eden iki gencin birbirlerine kısa sürede geri dönülemez bir biçimde aşık olmaları ve bunun getirdiği sonuçların hayatlarını alt üst etmesi... Diğer yanda ise nefes aldığı her saniye boyunca intikam duygusuyla beslenen...