Siz ikiniz yine antrenman yapıyordunuz. Ama senin aklın tamamen o anahtar ve vizyondaydi. Bunu düşünmek seni korkutuyordu. Şimdi ne olacaktı? Bu soru sürekli kafandaydi.
Bir anda Macaque'tan bir darbe aldın ve duvara çarptın, ardında da asasını sana doğru doğrulttu.
Macaque: Fena değil. Odaklansaydın daha iyisini yapabilirdin.
Bu cümle senin sinirini bozdu. Kafan bu kadar doluyken odaklanamazdin. Çok zordu ve yorucuydu. Macaque asasını tekrar gölgelere koydu ve elini sana uzatarak seni kaldırdı. Macaque konuşmadan önce derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
Macaque: Bak son zamanlarda odağın yerinde değil ve streslisin. Bunu bana anlatmayacağını biliyorum, o yüzden sormayacagim. Ama bu böyle devam edemez.
Sen merakla Macaque'a baktın. Macaque boğazını temziledikten sonra konuşmasına devam etti.
Macaque: Biraz tatil yapmalısın. Ne bileyim bu şehirden uzakta uzun bir tatil. Bu senin odağına iyi gelebilir.
Y/N: Ama bir işim var. Ve ayrıca gitsem bile nereye gidebilirim ki?
Macaque o gülüşünü korur ve konuşmaya devam eder.
Macaque: Aslında neden kardeşin ile beraber Çiçek Meyve Dağına gitmiyorsunuz? Orası benim gençliğimin geçtiği yer. Eminim oranın havası sana iyi gelecektir. Hem de kardeşinin eğitim seansını izlemiş olursun.
Aslında iyi bir fikirdi. Bu şehirden biraz uzakta olmak sana iyi gelebilirdi. Başını salladın ve Macaque'in teklifini kabul ettin.
Macaque: Çok iyi evlat~ Sadece dinlen ve hiçbir şey düşünme. Bir şey olursa sana haber vereceğim, tamam mı?
Tekrar başını sallarsin ve dojodan çıkarsın. Çıkmadan önce son kez Macaque'a bakıp gülümsersin ardından dan çıkarsın.
"Peki, hadi plana başlayalım."
-BİR KAÇ SAAT SONRA-
Şu anda MK ve Wukong ile Çiçek Meyve Dağındaydiniz. MK sinirle hem çekiçle duvara vuruyor hem de söyleniyordu. Wukong bulutuna yatmış onu izliyordu. Sen ise bu eğitimi sorguluyordun.
MK: Biliyor musun, Monkey King, Cennete Eşit Büyük Bilge, tarafından eğitileceğimi öğrendiğimde, burada günde 12 saat duvarları çekiçleyeceğimi bilmiyordum! (Çekici kenara fırlatır.) Bunu neden yapıyorum ben?!
Y/N: MK biraz sakin ol... (Wukong'a döner) Ama MK haklı. Bunu neden yapıyor.
Wukong: Ah, böylece güzel bir kahvaltı köşesi hazırlayabilmem için. Buraya biraz ışık getireceğim.
Y/N: Cidden bunun için mi? Eğitim değil mi yani bu?
MK'in akıl hocası çok garipti. Gerçi seninki de garipti ama.
MK : Ama benim Monkie Kid olmam gerekiyor. İnşaatçı Çocuk değil. Dövüş şeylerini bilmezsem kahramanlık işini nasıl yapacağım?
Y/N: MK-
Sözün asasını dondurmeyi bitiren Wukong tarafından kesilir.
Wukong: Ah? Demek "dövüş şeylerini" bilmek istiyorsun, öyle mi? Bunun gibi mi?
Wukong'un gözleri sarı parlıyor. Asasını fırlatıyor, MK son anda kaçıyor ve asa duvar resminde bir delik açıyor.
Y/N: Vay be.
MK: Ha? Vay canına. (Wukong'un önünde eğilir) Evet, tam da bunun gibi. Artık biraz harikalik için hazırım ben.
Wukong: (Gülüyor) Bak dostum. Bu işi aceleye getiremezsin. Oraya varacaksın. Sadece pratik yapmaya ihtiyacın var.
YOU ARE READING
Monkie Kid Bir Savaşçının Hikayesi
FanfictionBu ilk Y/N'li kitabimdir. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. (Çizim bir arkadaşıma aittir)