Monkie Kid'in Ayrılması/Yeşim İmparatoru

36 4 5
                                    

Sonunda MK'i bulmuştun. Çiçek Meyve Dağının bir köşesinde oturmuş hüzünle manzarayı izliyordu.

Sen ilk başta gizlice onu izledin, çünkü onu korkutmak veya tekrar kaçmasını istemiyordun.

Bir yandan da onun adına üzülüyordun, akıl hocasını kaybetmenin ve en sonunda kontrol edemediği bir güce sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi biliyordun.

Sen düşüncelerinle meşgulken bir anda ikiniz de bir ses duydunuz ve o tarafa döndünüz.

Bu o küçük maymunlardan biriydi.

Ne kadar sevimliydi öyle.

Senin yüzündeki minik gülümseme MK maymuna kıkırdadığında daha da büyüdü.

MK: Hey, minik adam. Arkadaşların nerede?

Mymun, kardeşine daha çok yaklaştığında yüzünün düştüğünü ve ardından tekrar manzarayı izlemeye koyuldugunu görünce hem sen hem de maymun üzüldünüz.

Maymun, kardeşinin yanına kıvrılıp uyurken sen biraz daha onları izledin, ardından gölgelerden ortaya çıktın.

Y/N: Merhaba karde-

Ama MK senin sesini duymasıyla ayağa kalktı, kendini savunmaya geçerken maymun formu titredi.

MK: Benden uzak dur demiştim abla!

Sen hayretle onun titreşen formuna baktın. MK sakinlestiginde bir iç çekti ve tekrar yerine otururken sana bakmadan konuştu.

MK: Lütfen git buradan... Sana zarar vermek istemiyorum.

Sen üzgünce bakışlarını yere kaçırırken bir iç çektin ve onun yanına çömeldin.

Y/N: Bak. Akıl hocanın acı çekmesine sebep olmak ve bilmediğin bir güçle uğraşmanın ne demek olduğunu biliyorum.

Ona elini uzatırken hüzünle gülümsedin.

Y/N: Sana bu konuda yardım edebilirim, saklanmana gerek yok.

Ama MK eline bile bakmadı, üzgünce yere bakmaya devam ederken gülümsemen soldu. İç çekerken ayağa kalktın.

Y/N: Tamam MK. O zaman seni uzman birisine götürmem gerekecek.

MK kafa karışıklığıyla sana döndü ve başını yana eğdi.

MK: Uzman mı?

Sen sırıtırken ikinizi de gölge portalıyla Sun Wukong'un evine ışınladınız. MK bu evi görünce daha da morali bozuldu.

MK: Abla... Monkey King artık yok, unuttun mu?..

MK suclulukla kendine sarılırken sen sırıtışını bozmadın.

Y/N: Seni ona götüreceğimi söylemedim ki.

MK daha sorusunu soramadan sen kapıyı tıklattın. Ardından kapıyı bana Macaque açtı. Siz ikinizi görünce kaşlarını çattı ve kollarını kovusturdu.

Macaque: Olanları biliyorum.

Sen içten içe paniğe kapılırken gülümsemeni korudun.

Y/N: Ooops... Kızgın mısın?

Macaque derin bir iç çekti, ardından sana sarıldı.

Macaque: Hayır. Ama beni baya endişelendirdin Ay Işığı...

Siz ikiniz sarılırken MK üzgünce ikinize baktı, ardından bakışlarını kaçırdı. Sen bunu görünce içten içe üzüldün, ardından sarılmayı bozdun ve babana MK'i gösterdin.

Monkie Kid Bir Savaşçının HikayesiWhere stories live. Discover now