Monkie Kid Bir Savaşçının Hikayesi

Kader Tamamlandı Part 1 Bu Son Mu?

Macaque tam kardeşinin suratına vuracakken sen babanın yumruğunu tutarak kardeşinle onun arasına girdin ve ona vuramamasina sebep oldun.

Y/N: Tamam MK, umarım bu akıl hocamın kıçını tekmelemeye değer!

Ardından ikiniz havada kavga etmeye başladınız. Ama akıl hocanızın yumrukları çok güçlüydü ve hızlıydı, bu senin feneri kullanmana engel oluyordu.

Macaque senin atkindan tutup sana vurmaya baslayacakken sen fenerini çıkardın ama babanın sana bir yumruk indirmesiyle fener elinden düştü.

Çıt

Fener buz uçlarının içine saplanmıştı.

Kırılması mümkün değildi, değil mi?

Ama kırılmıştı.

Parçalara ayrılmıştı.

Sen büyük bir dehşetle fenere bakarken Macaque'ın sana gözlerinden lazer atacağını fark ettin.

Y/N: Lazer gözler mi?! Şaka yapıyor olmalısın!

Kendi etrafında gölgeler oluşturdun ve gölgeler birleşerek Duman Canavarıni oluşturdu ve onu lazerlerden korunmak için bir kalkan olarak kullandın. Bir yandan da akıl hocana ulaşmaya çalışıyordun.

Y/N: Ah! Macaque! Bunu yapabilirsin! Dağa önce az daha başarıyordun! Onu dışarı at! Ah! Macaque! Hadi! Sen onun kuklası değilsin! Sana inanıyoruz! Yapabilirsin! Dünyanın sana ihtiyacı var! Ekibin sana ihtiyacı var! Benim sana ihtiyacı varım!

Ama Macaque hala lazer atmaya devam ediyordu.

Bir kurtulma çabası ya da tereddüt yoktu.

Sen onu tutmaya çalışırken yine maymun formun titremeye başladı ve Duman Canavarın lacivertten mora doğru titremeye başladı.

Bu sana acı veriyordu.

Acı içinde bagirmanla canavarın patlaması bir oldu.

Sen hızlıca nefes alıp verirken Macaque'ın senin boynundan yakalayıp tekrar Bone Mech'in tepesine götürmesi bir oldu. Yere inmenizle Sun Wukong'un sesini ya da daha doğrusu Lady Bone Demon'u duyman bir oldu.

Wukong (LBD): Oh, tatlı çocuklarım, görmüyor musunuz? Sun Wukong ve Macaque bile beni yenemediler. Onlar bile başaramamışken siz neyi başarmayı umuyorsun ki?

MK gözünün ucuyla senin Macaque tarafından yenilgiyle yere atıldığını ve Macaque'ın MK için geldiğini gördünüz. Sen kaygıyla o ikisine baktın.

Wukong (LBD): İnatçılığınızı bir kenara bırakın ve yok oluşunuzu onurla karşılayın.

MK: Sonunun belli olduğuna gerçekten inansaydın, olayları kontrol altında tutmak için sahip olduğun gücün her zerresini kullanmazdın!

Sen elini kaldırırsın ve saçın beyaz renkte ve gözlerin mavi renkte parlayıp maymun formun titrerken Macaque'ı uyandırmaya çalışırsın.

Ki Macaque bunu hissettiğinde yerinde aniden durdu ve acıyla başını tutmaya başladı.

MK: Macaque veya Monkey King seninle savaşmaktan asla vazgeçmeyecekler. Ve biz de öyle.

Wukong (LBD) bunu fark ettiklerinde şaşkınlıkla kaşlarını çattılar.

Wukong (LBD): HAYIR!

Onların da kürkü beyaz renkte parlayıp gözleri mavi renkte parlmaya başlayınca Macaque tekrar etkiye çekildiğini hissetti. Sen zorlanmaya başlamıştın

Ve acı içindeydin.

Macaque hala acı içinde homurdanip başını tutarken bir anda Wukong (LBD) parmaklarını şıklattı.

Ve o anda gerçek Macaque'ın tamamen ortadan kaybolduğunu anladın.

Macaque bakışlarını sana çevirdi. Ölü buz mavisi rengindeki gözleri hiçliğe bakıyordu.

Ve bir anda parmağını şıklattı.

İlk başta ne olduğunu anlamadın.

Ama yerden gölge klonlari firlayinca neler olduğunu anladın.

Daha kaçacak vakit bulamadan klonlar seni sıkıca tuttu.

Eskisinden daha soğutular ve mor renginde olmak yerine buz mavisi rengindeydiler.

Sen kurtulmaya çalıştın ama nafileydi.

Wukong (LBD) yüzündeki o soğuk gülümsemeyle önce sana döndü.

Wukong (LBD): Artık anlaman lazım kızım. Kadere engel olamazsın. Er ya da geç seni bulacaktır.

Ardından bakışlarını ölü gibi yerinde duran Macaque'a, ardından da kardeşine çevirdi.

Anlık Wukong'un bedeninin gözleri altın renginde parladı ama sonra tekrar mutlak buz mavisine aldı.

Wukong (LBD): İşini bitir, şampiyonum.

Macaque emre itaat etti ve MK'e doğru sakin ve sert adımlarla yürümeye başladı.

MK önce korkuyla Macaque'a ardından da sana baktı.

Sen tekrar kurtulmaya çalıştın, hatta maymun formun bile titredi ama hayır.

Bir fayda yoktu.

Son kez MK'e baktın, ardından da her şey senin için karardı.

Taa ki karanlıkta bir çift mavi göz görene kadar...