Kopart ve Parçala

14 1 21
                                    

Peng: Bunu nasıl sindirdiğini bilmiyorum kardeşim!

Peng, altın türleriyle Macaque'a saldırıya geçerken Macaque çevik hareketlerle onun hamlelerinden kaçıyordu.

Peng: Altı Kulaklı Macaque, kendi yedekleriyle omuz omuza savaşıyor!

Macaque hala altın tüylerden kaçarken gölge portalıyla oradan ayrılıp sen Peng'in arkasındaki bir dağda belirdi ve elindeki çivili asasıyla Peng'e saldırıya geçtin. Ama Peng sen fark edince kanatlarıyla kendine bir kalkan oluşturdu.

Peng: Kardeşinin veya babanın senin üzerindeki hâkimiyetini kıracak bir şey var mı? Çok acınası!

Peng kanatlarıyla seni fırlattı ve sana saldırıya geçti. Fakat Macaque önünde belirdi ve asasıyla onun hamlesini engelledi.

Macaque: Biliyor musun, Peng?

Arkanjzda gölge portalını açarken Mei ortaya çıktı.

Macaque: Doğrusunu söylemek gerekirse, hiçbir zaman senden hoşlanmadım.

Mei hızla döner ve Peng'e Ejderha Kılıcı ile karşılık verir.

Peng: Seni küçük velet.

Mei ve Y/N: Biraz ara ver, olur mu?!

Sen Duman Canavarını ve Mei de Ejderha formunu çağırdı ve ona saldırdınız.

Ama Peng hala sırıtıyordu.

Peng: Ao Lie'nin ve Lady Bone Demon ile Macaque'ın soyundan gelen birinin bu kadar çok havlaması beni şaşırttı! Ancak siz ikinizin ısırığının biraz çalışmaya ihtiyacı var. Belki ikinize birkaç ipucu verebilirim!

Peng ve Mei savaşmayı sürdürürken sen babanın yanına portalla ışınlanip tokalaştınız.

Y/N: Bunu siz hallediyor gibisiniz. En iyisi ben çaylaklara birkaç numara göstereyim!

Sen gururla sırıtırken Macaque da başını salladı ve saçlarını okşadı.

Macaque: Dikkatli ol.

Maymun formuna dönerken başını salladın, ardından da kardeşin ve amcanın yanına geldin.

Geldiğinde ikisi de hemen yanına düşünmüştü, kardeşin hemen sana el salladı.

MK: Merhaba abla!

Sen de ona el sallarken Azure yanınıza geldi.

Azure: Y/N ve MK. Geri çekilin. Sun Wukong'un kaderini paylaşmak zorunda değilsiniz.

Wukong rahat bir şekilde gülümsedi ve asayı omzuna aldı.

Wukong: Peki, masadaki ceza indirimi bana da mı geliyor, yoksa...?

Azure etrafındaki parşömenleri sizlere doğru yönlendirdi.

Wukong: Bunu "hayır" olarak kabul edeceğim.

Azure: Son şansınız, Y/N ve MK.

MK sen ve Wukong'a sıkıca sarılırken sen ve amcan şaşkınlıkla ona baktınız.

MK: Asla!

Kardeşin dilini çıkarırken sen de gizlice alttan aslan amcama parmak hareketi yaptın.

Azure: Öyle olsun!

Parşömenleri size fırlatırken hepiniz şaşkınlıkla gelen parçalara baktınız.

MK: Aman Tanrım.

Y/N: Siktir...

Sen uçma gücünle, diğer ikisi de bulutların üzerinde kaçıp, Monkey King'in Azure Lion'a sağlam bir tekme atıp onu dağlardan aşağı gönderene kadar savaşmaya devam edersiniz.

Monkie Kid Bir Savaşçının HikayesiWhere stories live. Discover now