Bulduğumuzdan Daha İyi

12 1 19
                                    

Evren parçalanıyordu.

Sona ulasmistiniz.

Korku ve dehşetle evrene bakarken gözün yasariyordu, saçların beyaz ve gözlerini mavi renkte parlarken Lady Bone Demon'un sözleri kafanda yankılanıyordu.

Acıya...

Kafanı tutarken gözyaşları yanağından aşağıya süzülüyordu, kesik kesik nefes alırken bir anda sana sarılan bir çift kol hissettin.

Sol gözün eski rengine ve saçların eski haline dönerken şaşkınlıkla sana sarılan Lotus Prensine baktın.

Ne Zha: Shhhh...

Ne Zha seni sakinleştirmeye sarılırken ona sarıldın ve sakinleşmeye başladın. MK da bacağına surtunuyordu.

Sakinleştikten sonra Ne Zha sana sarılmayı bıraktı ve Azure'un olduğu yere baktı.

Ne Zha: Eğer Azure'un olduğu yere gidersek belki gücü mühürleyebilirim.

Ne Zha belirli bir noktayı gösterirken başını salladın ve portalla beraber üçünüzü de dağdan geriye kalan bir kayanın arkasına geldiniz.

Y/N: Siz burada kalın. Zaten ne zaman geleceğinizi biliyorsunuz.

Ne Zha başını salladı ve ardından sen havaya atladin, kardeşini görünce sıkıca sarıldın, o da sana sarıldı. Ardından ikiniz de gücünü kontrol etmekte zorlanan Azure'a baktınız.

Azure: Hayır, hayır... Bunu düzeltebilirim. Bunların hepsini düzeltebilirim! Sun Wukong olmasaydı , bunların hiçbiri olmazdı—

Bir anda kardesiny amcanın sözünü kestin.

MK: Azure, bunların hiçbiri Monkey King'in suçu değil.

Azure size şaşkınlıkla bakarken gücünü toparlamaya çalıştı.

Taa ki Monkey King gelene kadar.

Azure ona sinirle saldıracağı sırada sen o ikisnin arasına girerek onları durdurdun.

Y/N: Azure, sadece... dur, tamam mı? Kazandın. Bizi yok edeceksin, tıpkı istediğin gibi. Bizi ve tüm evreni.

Azure buna kafa karışıklığıyla baktı.

Azure: Hayır. İstediğim bu değildi. Bunu hala düzeltebilirim, bu-bu benim buraya gelmemin tek sebebi!

Amcan bir anda bir şey fark etmiş gibi kaşları havaya kalktı.

Wukong: Dur, sen nasıl buradasın?

Azure bunu duyunca hafif sinirlenmiş gibiydi.

Azure: Ne? Ne tür bir soru bu? Tam olarak nasıl olduğunu biliyorsun...

Wukong: Hayır, burada ve şimdi! Seni Yeraltı Dünyası'na kendim koydum. Nasıl çıktın? Parşömeni nasıl aldın? Çalmadığını kesin olarak biliyorum... çalmış olamazsın!"

Azure kaşlarını çatarken hatırlamaya çalışıyordu.

Sen de onun hafızasından kim olduğunu bulmaya çalıştın ama sanki o anılar birisi tarafından silinmiş veya engellenmiş gibiydi.

Monkie Kid Bir Savaşçının HikayesiWhere stories live. Discover now